- 26.08.2011 00:00
İnsan ebetteki bu gezegene ait mükemmel bir varlık Kuran’ın tabiriyle yaratılmışların en güzeli (ehsene takimdir) tabii ki insani değerler çizgisinden sapmadıkça O zaman esfele safilin olur yani (aşağılık) bir yaratık olur.
İnsanın canı, malı, namusu, ne kadar kutsalı ise sosyal yaşama ve adaletle yönetilmesi de O kadar kutsaldır. Bu bağlamda yönetenlerin kendi arzu ve istekleri doğrultuda yönetme lüksü yoktur eğer yönetiyorlar ise onlar…
(Maide/44.)”Kim Allah’ın indirdiğiyle Hükmetmezse, işte Onlar Kâfirlerin ta kendileridir”
(Maide/45.)”Kim Allah’ın indirdiğiyle Hükmetmezse, işte Onlar zalimlerin ta kendileridir”
(Maide/47 .)”Kim Allah’ın indirdiğiyle Hükmetmezse, işte Onlar Fasıkların ta kendileridir”
Bir önceki yazı da ideolojinin ilahi bir kavram olmadığını söyleyen arkadaşlara cevap olarak ve biraz daha konuyu kavram üzerinde yoğunlaşma gereği duydum. Sonuç olarak bu gün dünya insanlarının kullandığı bu kavramın işlevselliğine baktığımızda insanoğlunun hayatını düzenleyen sevk ve idare eden
İdeoloji dünya hayatında insanoğlunun toplumsal hayatını düzenleyen,
İnsanın dünya üzerinde yaşarken dünya hayatının öncesi ve sonrasına dair edindiği fikirdir. İdeolojinin en basit ve en doğru açıklaması budur. Bir fikrin ideoloji değeri taşıyabilmesi için o ideolojinin bünyesinden bir hayat düzeni çıkmalıdır. Çıkan bu hayat düzeni insanoğlunun dünya üzerindeki toplumsal yaşantısını hiç bir boşluk bırakmadan düzenleyebilmelidir. Dünya üzerinde bu tarzda insanoğlunun toplumsal yaşantısını ve ihtiyaçlarını nicelik ve nitelik bakımından düzenlemeye çalışan irili ufaklı fikirler (ideolojiler) vardır. Bunlar; ilki aslı bozulmamış tevhit dini ve insan fıtratına en uygun olanı da budur yaşanabilir sistemde budur. Bu gün ise Kapitalizm, Komünizm ve İslami motifler ve kukla liderlerin oluşturdukları karma emperyalizm ve sömürgeci düzenlerin etkin olduğu sistemlerdir. Bunun dışındakiler toplumsal yaşantıyı tam düzenleyemediklerinden düşük alt fikirlerdir. Örneğin antisemitizm, ırkçılık ve milliyetçilik gibi yukarıda belirttiğimiz beşeri ideolojilerin hemen hemen hepsinin ortak noktaları var örneğin demokrasi dedikleri yönetim şekli bunların vazgeçilmezleri oysa demokrasi tarihine baktığımızda geçmişte uygulanan ülkelerdeki vahim sonuçlarını ve geleceğinde insanoğlunu mutlu etmediği gibi umutta vaat etmemektedir.. Beşeri ideolojiler hiç bir zaman halktan yana olduğu görülmemiştir, mesela demokrasi dediğiniz dünyada en yaygın yönetim biçimi olarak kullanılır Ana temelleri şunlardır.
—Çoğunluğun yönetimi,
—Azınlık haklarını güvenceye alan yönetim;
—Fakirin yönetimi
—Sosyal eşitsizliği yok etmeye çabalayan yönetim;
—Fırsat eşitliği sağlamaya çalışan yönetim;
—Kamu hizmetinde bulunmak için halkın desteğine dayanan yönetim.
Demokrasinin ana yurdu olan Eski Yunan'daki filozoflar Aristo ve Eflatun demokrasiyi eleştirmiş, o zamanlarda halk içinde "ayak takımının yönetimi" gibi aşağılayıcı kavramlar kullanılmıştır.Çoğunluk, azınlık, fakir veya zengin olsun demokrasilerin ortak yönü halka dayanmasıdır. Günlük hayatta halk, bir ülkede yaşayan tüm insanları kapsadığı düşünülse de pratikte demokrasi, tarihinden beri –sürekli olarak genişletilse de- halka bir sınırlama KOYULMUŞTUR. Örneğin Fransız Devrimi’nden sonra yapılan seçimlerde oy verme hakkı sadece belli miktarda vergi verebilen vatandaşlara tanınıyordu, ABD’de güney eyaletlerdeki siyah ırkın ilk kez oy kullanabildiği tarih 1960'lardır. Kadınlara seçme hakkı ilk kez 1893'de Yeni Zelanda'da verilmiştir. Seçimlere tam katılım hakkı ise 20. yüzyıla kadar hiçbir ülkede verilmemiştir Atina'yı ele alırsak: M.Ö. 4. yüzyılda nüfusun 250.000-300.000 arasında olduğu tahmin edilir. Bu nüfusun 100.000'i Atina vatandaşı ve Atina vatandaşları arasında da sadece 30.000'i oy verme hakkına sahip yetişkin erkek nüfusu bulunduğu tahmin edilir. Velhasılı 3500 yıldan beri demokrasi dediğiniz şey egemen olduğu halde ve neyazık ki görünmeyen güçler görünenlere rot ayarı, sembolik idarecilere balans ayarı, piyonlara avans ayarı, halklara da kültür ayarı, asimilasyon, sürgün ve teçhir ayarı, olmadı katliam ayarı yaptırmıştır.
Aslında insan hayatını en iyi düzenleyen hak ve özgürlüklerin adil ve eşit yaşanabilir bir dünya düzeninin bozulmamış tevhit inancı ve temel prensipleri olduğunu anlamak hiçte zor değil.
Yorum Yap