Akil insanlar heyeti bugün Düzce’ye gelerek ilk mesaisine başlıyor.

Silahların susması ve akan kanı durdurmaya yönelik her halinde belli bu barış girişiminin öncelikle Düzce’mize, bölgemize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum…

Kervan yolda düzülür misali daha yolun başında olduğumuz için toplantıya kimlerin davet edildiğini, Düzce’nin o çok sesli çeşitliliğine özen gösterilip gösterilmediğini bilmiyoruz. Bunu toplantıya gittiğimizde hep birlikte göreceğiz. Umarım davet listesi oluşturulurken gereken özen gösterilmiştir.

 Türkiye,  yıllardır ayağına vurulmuş prangalarından bir bir kurtulmaya çalışıyor. Bir anlamıyla olağanüstü günlerden geçiyoruz.

Dün gerçekleşmesi için mücadele ettiğimiz, hayalini kurduğumuz, bedeller ödediğimiz böylesine önemli günlere tanıklık ederken çocuklarımıza, torunlarımıza günü geldiğinde anlatacağımız çok fazla şeyler olacak…

İnsan dostu da düşmanı da bugünlerde görecek…

Kim elini taşın altına koyuyor, kim kaytarıyor, kim oluşan bu barış ortamını provoke etmek için yanan ataşe odun sürüyor, benzin döküyor hep birlikte yaşayıp göreceğiz. Görüyoruz da…

Önemli eşiklerin geçildiği böylesi tarihi dönemeçlerde İnsan ne yaptığını, ne yaşadığını anlayabilmesi için durup bir soluk alması gerekebilir bazen…

Biraz önce nefes nefese koştururken yaşadıklarımızdan aldığımız hazzın tadına dinlenirken varırken, biraz sonra yeni bir koşuşturmaya başlamadan önce neler yaşanacağını, neler yapılması gerektiğini düşünür, planlar, programlar…

Özdemir Asaf’ın o unutulmaz dizelerinde yazdığı gibi, “ … Duruyor sayılır mıyım bir nokta da o durduğum nokta yerinde durmuyor ki…“ misali, bugün etrafımızda olup biten hiç bir şey eski ezberlerle açıklanamaz, izah edilemez.

Bu nedenle, Akil İnsanların başlattığı girişimi benim gibi ateşli bir şekilde destekleyen tarafta da olabilirsiniz, ihanet, hıyanet vatan bölünüyor diyen karşı tarafta da,

Gün,  binlerce eve düşen ateşi söndürmek için risk alma günüdür bugün.

Nemurt’un ateşinde yanan Haz. İbrahim’ e su taşıyan minik serçe misali…

 Nemrut, hazırlattığı devasa odun yığınında Hz. İbrahim’i (a.s.) ateşe attırır; tam o sırada minnacık bir serçe belirir, ateşin üstünde gagasındaki bir damla suyu alevlerin üzerine bırakır.

Serçeye sorarlar:

“Be hey gafil, bir damlacık su koskoca ateşe ne yapar ki?”

Serçe cevap verir:

“Bir şey yapmayacağını ben de biliyorum ama hiç değilse tarafım belli olsun.”

Evet, bugün tarafımız belli etme, yanan ateşi söndürmek için mücadele etme günüdür…