- 28.03.2011 00:00
Bilim kurgu filmlerinde, aklınızdan geçenleri anlayan bilgi iletişim sistemi siz daha suçu işlemeden, aklınızdan geçirdiğiniz anda yakalar ve
Sistem polislerini peşinize takar. Amansız kovalamaca başlarken, kurban suçu işlemeye niyetinin olmadığını, sadece aklından geçirdiğini ispatlamaya çalışır…
Tom Cruise böyle bir filmde rol almış, işlenmemiş bir suçtan yargılanmanın nasıl bir kabusa dönüşebileceğini gözler önüne sermişti. 2054 yılında geçen filmde; bir insanın gelecekte işleyeceği suçlar tespit edilerek, suçun daha işlenmeden önlenmesini ve “suçlunun” cezalandırılması anlatılıyordu. “Azınlık Raporu” Filmini izlerken, insansoyunun aklından geçenlerin tespit edilmesi halinde suçsuz tek kişi kalmayacağı gibi bir izlenime kapılmıştım. Çünkü insan, doğası gereği iyi ve kötüyü aynı anda ruhunda barındırır. Bizi iyi veya kötü yapan; aklımızdan ne geçerse geçsin, aklımızdan geçenler arasında uygulamaya değer bulduğumuz, tercih ettiğimiz ve yaşamımıza uyguladıklarımızdır. Eğer yaşamımıza uygulamamışsak, aklımızdan geçenler bizi iyi veya kötü yapmaya yetmez.
Bugün ki “teknoloji”, kitap yazma aşamasında yakalayıp, yok ediyor.
Beynimizden geçenlerin delete edilmesine şunun surasında kaç yıl kaldı.
Ben konusu ne olursa olsun bir kitabın suç unsuru olabileceğine inanmıyorum. Eğer ille de suç unsuru aranacaksa, evimizin baş köşesindeki televizyondan başlamalı… Hemen her dizi de patlayan silahlar gençlerimize ve toplumumuza şiddeti doğal gösteriyor. Tıpkı, piştiğinin farkında olmayan istakozlar gibi silahların gölgesinde büyüyoruz.
Mesela, bu dizileri gördüğümde benim aklımdan; senaryoları yazanlardan başlayıp, filmi çekenlere kadar tüm ekibe zehirli mantar yemeği göndermek geçiyor.( Eyvah, şimdi bir suç işlemiş oldum.) Sonra yere tükürüp, çekirdek atanların ayağının altına da muz kabuğu koymak istiyorum, öyle ki en az bir hafta yataktan çıkamasın. Hayvanları kafese tıkmayı insanlık sayanları da bir süre kafeste tutmak istiyorum…
Kötülüğe karşı ilk tepki intikam duygusudur. İnsanlar, akıllarından ilk geçen o duygu ile harekete geçmiş olsalardı, bağışlama diye bir kavram olmazdı.
Suçu önlemenin yolu; kitap toplamak, kitap yakmak, yok etmek değil,
Toplu iletişim araçları ile insanlara iyi, kötü arasındaki farkı anlatacak formüller bularak doğru tercih yapmanın yolunu göstermekten geçiyor.
Binbir emekle yazdığınız kitabın, sizin değerlerinizi korumakla yükümlü görevliler tarafından bir tuşa basılarak silindiğini hayal edebiliyor musunuz?!
Değerli okuyucu, aklınızdan geçenlerin suç sayıldığı bir dünyada yaşamak ister misiniz?
Nermin Alpay
Yorum Yap