AKÇAKOCA KENT KONSEYİ

  • 22.05.2011 00:00

AKÇAKOCA KENT KONSEYİ;

KURULUŞUNDAN KADIN MECLİSİ SEÇİMLERİNE

KADAR UZANAN HATALAR DİZİNİ İLE YOLA DEVAM

EDEBİLECEK Mİ?

 

Kent Konseyleri İçişleri Bakanlığının 08/10/2006 tarihli,26313 sayılı resmi gazetesinde yayınlanan kararına göre; “belediye teşkilatı olan yerlerde, mahalli idareler ve genel seçim sonuçlarını izleyen 3 ay içinde kurulması zorunlu olan” kurumlar arasında yer almaktadır.

Belediye Başkanımız Fikret Albayrak, Kent konseyi çalışmalarını başlatarak önemli bir adım atmıştır. Çalışan insanın tabii ki eksiklikleri, hataları olacağını kabul ediyor, verilen emekleri önemsiyoruz. Fakat, seçimlerde önemli hatalar yapılmıştır; Akçakoca’nın daha iyisine layık olduğunu düşünüyorsak, “herkesin elini taşın altına koymasını” istiyorsak alınganlık göstermeden, birbirimize küsmeden eksiklerimizi düzeltmek için çaba göstermeliyiz;

Akçakoca Kent Konseyi kuruluşunun, tüm iyi niyetli çabalara rağmen eksik başlamasının en önemli nedenlerinden biri, Akçakoca’da sivil toplum örgütlerinin varlık gösterememesi ve bu nedenle delege sayısının yeterli olmamasıdır. Bir deyişle; Demokratik katılım, zamanla yapılan yarışa feda edilmiştir. Seçimlerde düşünceler değil, kafa-kol ilişkileri ile önceden belirlenmiş adaylar etkili olmuştur…
Yani, demokratik katılım, eşit seçim, bir şekilde rafa kaldırılmıştır. Oysa, geniş katılımlı ön toplantılar yapılabilseydi, bu toplantılarda kente ilişkin öneriler tartışılabilseydi, bu tartışmaların sonunda ön seçimle delegeler seçilebilmiş olsaydı, her şey çok daha farklı olabilirdi.

Yapılan en büyük yanlışlık da Belediye Başkanı’nın Kent konseyinin başkanlığına aday olmasıydı. Başkan, buna gerekçe olarak; “ oluşumun yeni olmasını, çalışmalara bizzat destek olmak istemesini” gösterdi. Başkan’ın Kent Konseyi’nin başında olmadan verimli olmayacağını düşünmesinde kendince haklılık payı olsa da, oylamaya katılan delegeler, Kent konseyinin başında olmak isteyen Başkan’a “ hayır” diyemeyerek bu hataya ortak oldular. Başkan’ın bizzat içinde yer almadığı, Kent konseyinin projelerini dikkate almamasından çekinerek, sivil toplumu temsil eden delegeler; demokrasi adına “Hayır” demekten çekinerek “EVET” demeyi tercih ettiler. Oysa, Başkan’ın Kent Konseyinin alacağı kararları ve projeleri dikkate alacağına, maddi ve manevi desteklerini esirgemeyeceğine söz vermesi yeterli olmalıydı. ( Maalesef ben de evet, diyenlerdenim.) 

 


Çocuk toplum, baba devlet… 
Belediye Başkanı Fikret Albayrak, Kent konseyinin başına; “yeterli tecrübeye sahip, projeler üretecek ve insanları aktif olarak çalışmalara dahil edecek, lider olmaya uygun adayların eksik olduğunu” düşünerek, iyi niyetle aday olmuştur.
Başkan’a göre 2 yıl içinde, insanlar kent konseyinin çalışmalarına katılarak, öğrenecekler, gelişecekler ve yönetime aday olabilecek kişileri tanıma fırsatı bulacaklar. Kendisi de, oturmuş bir kent konseyini gönül rahatlığıyla yeni adaylara teslim edebilecektir. Bu anlayış, toplumumuza yabancı olmayan, çocuklar büyüyüp, kendileri çoluk çocuğa karıştıklarında bile onlar adına karar veren ebeveyn anlayışıdır. Bu anlayış tüm iyi niyetine rağmen çocukların büyümesine asla izin vermez. Büyümemiş insanlardan oluşan toplum da karar verme süreçlerinde kendi adına başkası karar versin diye bekler. Kurtarıcı bekler… Godot’u bekler…Hamisini bekler…. Bekler de bekler…Her şeyi başkalarından bekleyen toplum, itaat edilene de büyük bir yüktür. Her iki tarafta özgür değildir.

KADINLAR KENT İÇİN BİRŞEY YAPMADAN ÖNCE TEDAVİ EDİLMELİDİRLER.

Kadın Meclisi Yürütme Kurulu seçimlerinde ise; kadına bakış açısı ve yapılan yanlışlar
Meclise katılan kadınları ve izleyicileri hayal kırıklığına uğratmıştır. Bir daha yapılmamasını dileyerek bu hataların neler olduğunu sıralamak istiyorum;

1- Belediye Başkanı iki adayı desteklediğini açıklayarak seçimlere müdahale etmiş, Eşitlik ilkesi çiğnenmiştir. Kadınlar, sonucu belli olan seçimde, aslında atanan adaylarla eşitsiz bir yarışa sokulmuştur.
Adaylardan ikisi Başkan’ın önerdiği insanlardan oluşuyordu. Diğer adayların, projelerini ve kent için neler yapabileceklerini anlatmalarına izin verilmediği için seçilmiş ve güveni henüz kaybedilmemiş Başkan’ın önerisi karşısında hiç şansları yoktu.
Başkanın önerdiği adaylardan birisi Üniversitemizde eğitimci, diğeri Psikolog olan,
Değer verdiğimiz genç arkadaşlarımız olsa da, bu şekilde şeçime sokulması diğer adayların tepkisine neden oldu.
Alanlarında iyi olduğunu düşünülerek önerilen bu arkadaşlarımıza karşı olmadığımızı, seçilmeseler de danışma kurullarımızda görmekten mutlu olacağımızı belirtmek isterim.
Ayrıca, Başkan neye dayanarak diğer adayların daha değersiz olduğuna karar vermiştir? Diğer adayların projeleri konuşuldu mu? Tartışıldı mı? Başkan, sapla sapanı karıştırmış, uzmanlardan destek almak ile Kadınların, kadın meclisinde gönüllü çalışmalarını sağlayacak, örgütlü çalışmayı hiçe saymıştır.
Kadınların psikolojik sorunlarının olduğu ileri sürülerek; bu nedenle psikolog olarak eğitim almış birinin kadın meclisinin başında olmasının uygun görüldüğü düşüncesi, kabul edilebilir bir durum değildir. Asıl bu anlayış psikolojimizi bozmuş, kent konseyi ve kadın meclisi için çalışma isteğimizi yok etmiştir.
Maalesef, Bu anlayışla yapılan seçimlerden çıkan sonuç;
“%60 ‘ı anti-depresan kullandığı ileri sürülen Akçakocalı kadınların, psikolojik destek almadan kent yönetiminde söz sahibi olmalarının sakıncalı olduğudur. “

2- Kadın Meclisi Delegeleri oluşturulurken, önyargılı davranılmıştır.

Eğer kentimize hizmet etmeye gönüllü kadınların sayısını arttırmak istiyorsak, delege sistemi yerine, kadınların doğrudan seçimlere katılması daha doğru olurdu.
Kentimize hizmet etmeye gönüllü kadınlar olarak; Seçime katılmak için tek ölçünün Kadın olmak ve daha önce yapılan Kadın Meclisi bilgilendirme toplantılarına düzenli katılmak olduğunu düşünüyoruz. Örgütlerden, muhtarlardan delegeler seçilerek gönderilirken, örgütsüz olan gönüllü kadınlar dışlanmıştır. Daha ilk genel kurulda, kadın meclisi yönergesinin 6. maddesinde katılımcı olarak kabul edilen ev kadınları ve gönüllü katılımcılar seçme hakkından mahrum bırakılmıştır.
Delege sistemi, o toplantılara hevesle katılan kadınların hevesini kırmıştır. Kadın meclisi yürütme kurulu seçimlerinde, bir kere bile kadın meclisi bilgilendirme toplantılarına katılmamış kişilerin delege olması ( ister bir parti adına, isterse dernek adına olsun ) büyük bir haksızlıktır. Hiçbir vasfı olmayan ev kadını, toplantılara katılıyor ama sıra seçmeye gelince seçemiyor. Bu sakat anlayışla çalışmamız ve kentteki kadınların en geniş katılımını sağlamamız mümkün değildir.
Mahalle Muhtarlarının gönderdiği kişiler kasıtlı seçilmiştir. Kimi gönüllüler Parti üyesi oldukları gerekçesiyle ret edilirken, aynı şartlara sahip diğeri kabul edilmiştir.
Burada eşit bir ölçü olmadığı gibi, delegeler seçilmiş yerel yöneticilerden oluşmamıştır.

3- Kadın adaylara kendilerini ve projelerini tanıtmak için söz hakkı verilmemiştir.
Kadın Meclisi yürütme kurulu seçimlerinde yapılan diğer bir yanlışlık da adaylara yeterince söz verilmemesidir. Sivil toplum kuruluşu oluşturulurken, sadece seçimlere odaklanmak doğru değildir. Adayın adını, soyadını, doğum tarihini söylemesi seçilmek için yeterli değildir. Adaylar, neden aday olmak istediklerini, çalışmalara yapacakları katkıyı anlatamadıkları için, güzellik yarışmasına katılır gibi kendilerini tanıttılar. Oysa, Genel kurullar, başlı başına bir okuldur. Bu fırsat kaçırılmıştır.
Kadın Meclisi genel kuruluna katılanların sadece seçime odaklanmaları istenmiştir. Seçmek ve seçilmek için aday olmak, öne çıkmayı göze almak, kürsüden görüşlerini ifade edebilmek kadınlar için iyi bir deneyim olabilirdi.
Eksik katılımla da olsa, kentimizde ilk kez seslerini duyurabilecekleri, sorunlarını konuşabilecekleri bir oluşuma katılma şansını kaçırdılar. Bu nedenle; toplantının aceleye getirilmiş, “toplantı bitsin de işimize bakalım” anlayışına kilitlenmiş, özensiz düzenlenmiş bir toplantı olduğu görüşü katılımcılar ve izleyiciler tarafından da paylaşılmaktadır.


4- “Kadınlar, siz işinize bakın!”

Fikret Başkan, Kadın Meclisi Seçimlerinin en büyük gafını yaparak;
Kadınları, “ kadın meclisinin; sadece kadınlarla ilgili proje yapabileceği ve kent konseyini ilgilendiren projelere karışmaması gerektiği “ konusunda uyarmıştır. (!) Bu bize göre, Kadın meclisinin en talihsiz cümlesidir. Kadınların, kent konseyini ilgilendiren hangi projeyi üretmemeleri gerektiğini anlamakta güçlük çekiyoruz. Hangi alan bize göre değil. Çevre mi? Turizm mi? İstihdam mı? Eğitim mi? Kadınların hazırlayacağı bir çevre projesi tüm kenti ilgilendirmez mi?
Kadınlar hayatın her alanında var olmadırlar. Kadınların kente ilişkin yapacağı hiçbir çalışma kent konseyinin çalışmalarına sekte vurmaz, sadece katkı sağlardı. Kadınlar, nasıl bir çevrede yaşamak istediklerine, neyi ne kadar yapabileceklerine kendileri karar vermelidirler. Başkanın bu sözleri çoğu kadın tarafından “ Kadınlar, siz kendi işinize bakın!” olarak algılandı.

5- Adayların toplu olarak listeye yazılması hatalıdır.

Seçim yöntemi değişmeli, daha sağlıklı formül bulunmalıdır. 14 kişinin asil ve yedek olarak yönetimde yer almasını isteyerek 7 kişiden fazla isim yazıldığında iyi niyetle
Yazılan her fazla isim seçmenlerin yönetimde görmek istedikleri kişilerin önüne geçebiliyor. ( Adayların oy pusulalarındaki sıralamaya bakarsanız, kendi rakiplerine de
Oy verdiklerini görebilirsiniz.) Öneri : Listeler 7 asil, 7 yedek üye olarak düzenlenebilirdi.

Özetle; Tüm eksiklerine rağmen, kentte yaşayan insanların kent konseyine sahip çıkması, Kent Konseyi çalışmalarına gönüllü olarak katılmasını sağlamak için altı ay sonra seçimler yenilenmeli, insanlara eşitliğin gözetileceği, demokratik katılıma özen gösterileceği konusunda güvence verilmelidir. Diğer kent konseyinden gelen konuklarımızın da altını çizdiği gibi, çalışarak, birbirimizi dinleyerek, hatalar yaparak ama hatalarımızdan ders almasını bilerek Kent Konseyini kentimiz için görünür kılmanın bir yolu da budur. Kent konseyi çalışmalarının sağlıklı yürümesi açısından iki yıl beklemek ciddi bir kayıp olacaktır.

Gelişmeye ve hizmet etmeye açık biri olarak seçilen genç Belediye Başkanımız, eleştirileri dikkate alacak mı? Yoksa, “ben atadıklarımla yoluma devam ederim” diyerek bize küsecek mi? Bunu zaman gösterecek… Amacımız kimseyi suçlamak, incitmek, “bağcı dövmek değildir.” Tek dileğimiz, kentimizin iyiliği için hep beraber barış içinde bir şeyler yapmak; tartışmak, eleştiri ve özeleştiri kültürünü yerleştirmektir. Kimseye haksızlık etmek istemiyoruz. Herkes için sabır, haksızlıkların en iyi ilacıdır.

Yazan : Nermin Alpay
 

 
 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums