BARZANİ VE ERDOĞAN BULUŞMASINDAN KİM NEDEN RAHATSIZ?

  • 19.11.2013 00:00

 

Barzani’nin Diyarbakır ziyareti arkasında birçok soru işareti bırakarak nihayetlendi.

Kuşku yok ki, Erdoğan, Barzani buluşmasının hem Türk tarafında ve hem de Kürt tarafında çok farklı yansımaları oldu.

Statükonun değirmenine su taşıyan ulusalcı ve milliyetçi taraf Türk tarafında ciddi reaksyonel tepki gösterirken, Kürt tarafında PKK, KCK ve BDP’nin her ne kadar sonradan yoğunluğu düşse de ciddi tepki gösterdiklerini biliyoruz.

Ama iki taraf için de gerekçeler farklı olsa da “kırmızıçizgi ihlali” diyebiliriz.

Türk tarafındaki rahatsızlığın gerekçesi malum; Türkiye’nin terörle mücadele savaşında hep karşı tarafta yer alan Barzani’inin böylesi kıymete bindirilmesi ve hem de Kürt siyaseti ve Kürtler için büyük anlam ifade eden Diyarbakır’da gerçekleşmiş olması.

Kürtler ise; Barzan’in barış sürecinin en hassas döneminin yaşandığı böylesi bir dönemde ve ayrıca yaklaşan yerel seçimlerde bölgede giderek kan kaybeden AKP’ye adeta omuz verme anlamı taşıyan bu ziyaretten rahatsız oldular.

Öte yandan, Barzani ve PYD arasındaki gerilimden Ankara’nın eksenine giren Kürdistan yönetimini bu tutumundan da rahatsız olduklarını açıkça dile getirdiler.

Kuşku yok ki, bu ziyaretin en önemli gerekçesi, önümüzdeki ay Erbil ve Ankara arasında imzalanacak petrol ve doğal gaz boru hattı olsa da kanımca en birincil gerekçe değil.

Zira öyle olsaydı, bu ziyaret Diyarbakır yerine değil de Ankara veya İstanbul’a da gerçekleştirilebilirdi; kaldı ki ziyaretin Barzaniden sonra ikinci ve en ciddi konuğu olan Dünyaca ünlü Kürt sanatçı Şivan Perwer’in 37 yıllık vatan hasretini bu gezi ile sonlandırması bu anlamda spekülasyona açık görünüyor.

Anlaşılan o ki, iktidar partisi açısından bu ziyaretin en önemli gerekçelerinden biri, Roboski ile başlayıp, KCK tutuklamaları ve ana dilde eğitim fikrine karşı gösterilen dirençle kaybolan itibarın geri alınmasına yönelik bir hamle şüphesi uyandırıyor.

Öyle olmalı ki; sayın başbakan Barzani, Erbil’e döner dönmez gittiği Bismil’de BDP’li belediyeye var gücü ile yüklenip Bismillilerden oy istedi.

Bir diğer husus ise; Kürtler arasında Barzani ve PYD eksenli yaşanan gerilimde Ankara’nın öteden beri Rojava’da Kürtlerin “bir oldubittiye” getirerek otonomi veya “defacto” bir oluşumun içinde bulunmalarından duyduğu rahatsızlığı Barzani vasıtası ile dile getirme gereksinimi duymaları.

Nitekim Barzani’nin PYD’yi ısrarla daha önce Kürtler arasında imzalanan “Erbil mutabakatına” davet etmesinden bunu anlıyoruz.

Erbil’de Kürtler arasında varılan mutabakatta şu kararlar alınmıştı:

1-Hewler' de (Erbil) yapılan anlaşmayı zemin kabul etmesi ve uygulamaya konulması için bir mekanizma oluşturulması

2-İçinde bulunulan bu hassas dönemde stratejik ve siyasi konular üzerinde karar verecek ortak bir kurul oluşturulması ve kurulun adı, "Yüksek Kürt Kurulu" olacak.

3-Yürütülecek pratikleri takip edecek 3 komite oluşturulması

4-Basın üzerinde yürütülen karşıtlığa son verilecek

5-Şiddetin kınanması ve Kürdistan'da durumun kötüleşmesine neden olacak her şeye karşı durulması.

6-Çalışma mekanizmasının tarif edildiği, Hewler anlaşmasının zemin kabul edildi

7-Anlaşmaya imza atıldıktan sonra ki iki hafta içinde bir komisyon oluşturulması

Barzani, Rojava’da herhangi bir tarafın diğer grupları “izole” etemesinin önünü alacak bu mutabakatı hazırlaması kuşkusuz bugünlere gelineceğinden duyduğu endişenin tezahürü niteliği taşıyor.

Nitekim Diyarbakır ziyaretinin gerçekleştiği güne denk getirilen 3 bölgeli “kanton” ilanı PYD tarafının ise Barzani’nin, Ankara’nın dayatmaları sonucu oluşturmaya çalıştığı basınca karşı tepki niteliği taşıyor.

Peki bundan sonra ne olabilir?

Kürtler arasında bundan böyle bir silahlı çatışmanın olabilme ihtimali yok denecek kadar az, zira böylesi bir teşebbüste bulunmaya kalkışan taraf Kürtlerin Ortadoğu’da tam da söz sahibi olduğu böylesi bir dönemde dört parçaya ayrılmış Kürtler tarafından tepki ile karşılanacaktır.

Özellikle, Barzani’in Kürdistan bölgesinde yapılan son seçimlerde güç kaybettiğini düşünürsek, bu düşüşü daha da hızlandıracak bir hataya düşmeyeceğini tahmin ediyoruz.

Rojava Kürtleri ise, etrafında bu oluşumu “devrimi” boğma gayretinde olan bunca güç varken belki de elini uzatabileceği tek “dost” Barzani’yi kaybetmeyi kolay kolay göze almaz diye düşünüyorum.

PYD’nin şu husussu mutlak surette dikate alması gerektiğine inanıyorum; Esat eğer yarın ülke bütününe hakim olursa Rojava’ya müdahale edeceği konusunda kimsenin kuşkusu olmasın.

ÖSO ile ölümüne savaşan Esat’ın şuan için Kürtleri karşınsa alıp,Sddam’ın düştüğü hataya düşmeyeceğini tahmin ediyorum.

Hatırlayacak olursak Saddam aslında savaşı Bağdat’ta değil, Kürdistan bölgesinde ilk kaybetmeye başlamıştı.

Tüm bunları üst üste koyacak olursak, doğrusu Diyarbakır ziyaretinden herkesin kendince çıkartacağı çok farklı sonuçların, çok farklı gerekçeleri ile beraber ortada olduğunu görebiliyoruz.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums