Tartışmanın niteliksizliğini anlatmak için halk arasında bir söylem vardır. Ağzı olan konuşuyor denir. Yeni eğitim sistemiyle ilgili tartışırken, buna canlı bir şekilde tanık oluyoruz. Bilen, bilmeyen herkes konuşuyor.

        Bilgiye dayalı olmayan konuşmalar. Sert üslup, hakarete varan aşağılayıcı söylemler. İster istemez bu durum ortamı geriyor. İnsanları taraf haline getiriyor. Paylaşma, birlikte üretme kültürünü yok ediyor.

        İşin en kötü yanı da asıl konuşması gerekenler konuşmuyor. Ya da susuyor.

        Üniversitelerin Eğitim Fakülte'lerinden ses yok. Eğitim Sendikalarından, öğretmenlerden ve öğrencilerden de…

        Çerçevesi iyi ve kalın çizgilerle çizilmiş bir program da görünmüyor.Ama kesin bir rövanş niyeti okunuyor.

        Zorunlu okul öncesi eğitim var mı yok mu?

        İlk 4.yıldan sonra ortaokul başlıyor mu?

İmam Hatip'lerin ortaokul kısımları açılacak. Geçişler meslek okullarına nasıl yapılacak? Belli değil…

Ama öğrencilerin meslek tercih ve öğrenme yaşı kaç biliyor musunuz diye yetkili ağızlarca soruluyor.

        Dinine bağlı bir nesil yetiştirelim. İmam Hatiplerin orta kısımlarını yeniden açalım diyerek rövanşist bir tutum izleniyor.

        Oysa günümüzün temel kriterleri Demokrasi ve Bilimsel Teknolojik Gelişme. Demokrasi kültürüyle gelişmiş, Demokrat, özgür gençler yetiştirmek. Bilimsel Teknolojik gelişimi yakalayacak eğitim programları hazırlamak asıl hedefimiz olması gerekmiyor mu?

Bilimsel Teknolojik gelişimin yarattığı birçok meslekler ortaya çıktı. Ülkemizde bu gelişmeleri yaşama geçirecek yeni meslek liselerini açmak; buna göre programlar yapmak. Tartışmaları buralara yönlendirip yeni projeler üretmek daha üretken olmak gerekmiyor mu?

         Öğretmen sendikacılığı yaptığım dönemlerde Almanya'da eğitim sistemini inceleme olanağım olmuştu. Katkı ve karşılaştırma yapma olabilir düşüncesiyle Almanya'da ki eğitim sistemi ile ilgili çok kısa notlar aktarmaya çalışacağım.

        Almanya’da Merkezi Eğitim Bakanlığı, merkezi bir eğitim politikası ve merkezi eğitim yasaları yoktur.       

Her eyalet istediği eğitim sistemini uygulamakta serbesttir.(Türkiye'de eyalet sistemi yok. Ancak eğitim sistemi yeni yapılacak Anayasa ile yerel yönetimlere devredilecek şekilde düzenlenmelidir.)

        Tüm eyaletlerde 3-6yaş arasında her çocuğa bir çocuk yuvasında yer bulma hakkı vardır.

Zorunlu okul başlama yükümlülüğü 6 yaşın doldurulması ile başlar. Zorunlu okul süresi bir iki istisna 10 yıldır.

Meslek eğitimi de zorunlu 10 yıldan  sonra başlar.

        Zorunlu 10 yıllık eğitim iki kademelidir.

İki kademe arasında diploma vb. belge verilmez. Öğrenci ancak zorunlu okul süresi bitiminde devam etmiş olduğu okul tipine göre diplomasını alır.

        I.Kademe genellikle birinci sınıftan altıncı sınıfın bitimine kadardır. II. Kademe yedinci ve onuncu sınıfları kapsar.

        İkinci kademe kendi içinde 4 tip okula ayrılabilir.

        Hauptschule(Haupşule),Realschule(Reelşule),Gymnasium(Cimnazyum),Gesamtschule(Gezemşule)

        Bu okul tiplerini buralara öğrenci yönlendirmelerini ve bu okulların eğitim programlarını başka bir yazımda anlatmaya çalışacağım