Talip Öztürk - 6

  • 13.04.2014 00:00

 Biz, Ankara’da Eğit-Der kongresine gittik. Mustafa Gazalcı, Genel Başkan adayıydı. O, “Gerçekten bu kongrede sendika kurma kararı doğrultusunda bir irade çıkar da seçilirsem, ilk sendika kuruluşuna katkı yapacağız.” dedi. Hatta sanıyorum Mustafa Gazalcı, bu konuda çalışanların adreslerini almış olacak ki bana bir mektup yazmıştı o zaman, kongreye mutlaka gelmeni bekliyoruz diye. Tabii, gidecektik zaten. Musa Abi, İbrahim İşyar kongreye katıldık. Türkiye’nin birçok yerinden...

O kongrede gene Devrimci Öğretmen Grubu yanılmıyorsam, 60’ın üzerinde söz alan oldu. Bizden 3 veya 4 kişi söz aldı. Bizim o eski Birlik Dayanışma diyeceğimiz gruptan... Bu söz alanlardan biri de bendim. Nevzat Helvacı, Divan Başkanı’ydı o zaman. Herkese beşer dakika konuşma süresi tanınmıştı. Ben şöyle bir konuşma yaptığımı hatırlıyorum:

“Arkadaşlar bir konunun konuşulacak 3 tane 5 tane yanı olur. 65 tane yanı olmaz. 60 kişi söz aldınız. Bunu neden yaptığınızı biliyoruz. Çünkü birisi onların herhalde yönetim niteliğindeki unsurlarından birisi çıktığında süre doldu. Hemen birisi parmak kaldırıp Ben hakkımı veriyorum.’ Üç-beş devirle konuşmayı uzatma taktiği. Bunları yaptınız... Ben şunu söylemek istiyorum. Biz, öğretmeniz önce. Sınıfa girdiğimizde bazen sınıfın düzenini bozan öğrenciler olur. Diğerlerinin hakkını gasp etmemesi için ‘Çocuklar, bakın arkadaşlarınız dersi dinlemek istiyor, sakin olun. Lütfen sınıfın huzurunu bozmayın.’ Ben de ayni öneriyi yapmak istiyorum. 5 dakikalık sürede kısaca söyleyeceklerimi söyleyeceğim ineceğim. Zaten bana söz verecek kimse de yok. Biz çok söz almadık.” falan gibi bir espriyle dedim. Bu sonradan anlatılmış bir öyküdür. Ve benim sözümü kestiler. Sözüm kesilince durdum ben.

Nevzat Helvacı dedi ki: “Hocam hiç merak etmeyin. Saat tutuyorum. Sözünüzün kesildiği süre kadar konuşmaya devam edeceksiniz. Akşama kadar susmazlarsa akşama kadar burada olacaksınız.” O da durdurarak espri yaptı. Ve böylece hakkım korundu.

Ama oturanlar arsasından bir yaşlı öğretmen, bu çok önemli, bağırarak: “Bunların derdini biliyoruz. Biz yaşlılar bıkarlar, usanırlar... ‘Kaçırırız bunları. Biz de istediğimiz gibi kongre yaparız.’ Öldürseniz de kongreyi terk etmeyeceğiz. Üç gün de kalsak, kalacağız. Bu kongreyi size teslim etmeyeceğiz.” diyerek direnç gösterdi...

Ve bu kongrede Mustafa Gazalcı, Genel Başkan seçildi. Eğitim-İş Sendikası’nın kurulma kararı alındı. Tam tarihini hatırlamıyorum. 1989 olduğunu biliyorum ama. İşte biz de Kocaeli’ne geldik, sendikalarımızı kurmaya başladık. Bundan iki ay sonra, “bu erken” diyen radikal gruplar için sendika kurmak, erkenlikten çıktı ve sendika kurmaya yöneldiler ve Eğit-Sen Sendikası’nı kurdular. Bizim sendika kurmamızdan 5 yıl sonra Eğitim-İş ve Eğit-Sen (bu ayrı bir tartışma konusu) birleşti ve Eğitim-Sen oldu. Ben de Eğitim-Sen’in Genel Merkez kurucusuyum. Aynı zamanda emekli olduk. Zaman zaman çağırıyorlar, etkinliklerine katılmaya çalışıyoruz.

Devam edecek...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums