İslâm coğrafyası neden birbirini yiyor

  • 23.08.2013 00:00

 Problem çözülmedikçe, bu soru da bütün bıktırıcılığıyla cevap bekleyecek.

Akdeniz’i geçilmez bir iç deniz yaptık” angutluklarının nispeten telâfisi için, Halil İnalcıkOsmanlı, Akdeniz’deki ticareti yok etmeyi değil, aksine, Bizans’ın gerileme dönemine rastlayan talancı Lâtin egemenliğini ve sömürüsünü tasfiyeyi amaçlamıştı” diyerek, barbarlıklarımızı da örtmeye çabalıyordu bir yandan.

Hattâ Ortadoğu’dan başlayıp bütün Akdeniz’i doğu-batı yönünde enlemesine katederek, baştaVenedik ve Ceneviz olmak üzere bütün Güney Akdeniz şehir devletlerini ihya eden bu kadim ticaret yolunun, onlar pervasızlaştılar diye artık Tebriz’den ve Şam’dan Bursa’ya ve oradan daAkkerman-Lviv üzerinden kuzeye doğru yön değiştirerek ta Baltık’a kadar diklemesine uzanması, bugünkü Modern Dünya Sisteminin dahi Osmanlı’ya şükran duyacağı bir gelişme mi sayılmalıdır, diye de düşündürecektir çoğu kimseyi.

Öyle bile olsa, Kuzey’in manifaktür dönemdeki keline belki merhem olmuştur; ama iddia, kapitalistik bir sermayeye yol açtığına kadar vardırılabilecek midir?

Aksi hâlde Şark, böyle bir dinamiği olsaydı, kendi kafasına da sürmez miydi o kapitalizmden?

Eğer kapitalizm rastgelelikle değil de, kimi yerlere birtakım nedenselliklerle yerleştiyse; bu mekânlar, sermaye oluşumuna yatkın yegâne yerler oldukları içindir.

İslâm dünyası, petrol çağına gelinene kadar, üretimleri sömürülen Uzak Asya ile o sömürüyü gerçekleştiren Avrupa arasında, genellikle sadece despotun geçiş vergisi aldığı ve çoğu zaman sorun çıkardığı için de yeni güzergâhlar bulundukça by-pass edilerek yalnızlaştırıldığı, bir Deli Dumrul coğrafyası olagelmiştir.

Şimdinin petrol zengini Arap krallıklarının Batı ile uyumu dahi, devasa birikimlerini küresel kapitalist çevrimin emrine ve hizmetine tahsis ettikleri sürece mümkündür.

Böylece kapitalistik süreçlerde başat rolleri değil ama kallavi payları bulunacak; buna karşılık, İslâmiyet’in temel yasaklarından sayılan faiz ise, ironik bir şekilde onların en esaslı gelir kaynaklarını teşkil edecektir.

Yani potansiyel taşıdıkları hâllerde bile, kendi kapitalizmleri var olamayacaktır.

Çünkü bir kapitalin, maddi hayata “komuta” etmek gibi bir hırsı ve niyeti varsa, ancak o zaman “sermaye”dir.

Hattâ bunu, aslan gibi saldırarak değil, çoğu zaman ezik bir tilki gibi yüzsüzleşerek yapar.


Hollanda
 ve Britanya’nın Uzakdoğu sömürgecilik öyküleri, Ortadoğu despotları karşısında eğilip bükülen Venedik ve Cenevizli, veya Levantlı Yahudi Ermeni Rum tüccarların yerlere kadar reveransları, yahut o kadar paranın binde biri bizde olsa burnumuzdan kıl aldırmayacağımız, ne ki günümüzdeki devasa holdinglerin ve medya patronlarının örneğin Gezi olayları yüzünden günah çıkarmak üzere Başbakan’dan randevu alabilmek için takla atmaları, ancak üretim sermayelerini katlayarak geri alabilecek kararlılık ve tıynetteki kapitalistlerin takınabilecekleri tavırlardır.

Doğu toplumlarının genel olarak bu taraklarda bezleri olmaz.

Meselâ Suriye sınırından savaşmak için girip çıkmak, mal mübadelesi için girip çıkmaktan daha kolay ve saygıdeğerse, henüz orası maddi uygarlığa değil, vahşete daha yatkın bir yer sayılmalıdır.

Paraya gelince... paranın esiri olanlar, sanıldığı üzere zenginler değil, yoksullardır.

O yüzden zenginler, paraları olduğu için habire para yerler.

Paraları olmayan yoksullar da, habire birbirlerini...



cinarnamik@hotmail.com

twitter@cinarnamik

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums