- 22.06.2019 00:00
Henüz bu konu açıklığa kavuşmamışken internet ortamında Öcalan’a dönük eleştiriler var. Eğer İstanbul seçimlerinde 31 Mart’ta sandığa gitmeyen Kürtlerin oylarının önemi varsa, çok açık ki var, bu durumda Öcalan’a yönelik yalnız eleştiri değil onu aşan saldırılar acaba kime yarar diye soğukkanlı düşünmek gerek. Unutulmasın ki Öcalan için daha yakın zamanda açlık grevleri yapıldı, ölenler oldu, Öcalan’a dönük bu tür saldırıların oy kullanacak Kürtler üzerinde olumsuz etkiler yaratacağını hesap etmemek safdilliktir, her halde bu açıklamayı bugün ortaya çıkaran iktidarın beklediği de budur. Bir taşla iki kuş, Öcalan İmamoğlu’na oy vermeyin dedi bir taş, bu açıklama üstüne HDP-Öcalan çelişkisi yaratmak ikinci taş, kazanan ise Erdoğan olacaktır. Tepkisel davranarak iktidarın oyununa gelmemek gerek.
İlkin bu mektubun gerçekten Öcalan tarafından yazıldığı doğrulanmalıdır. Doğrulanana kadar bu tür Öcalan saldırıları yapmanın akılsızlık olması bir yana bu mektup üzerinden Kürt karşıtlığı söylemi için kimilerine fırsat çıkmış oluyor, bu tür söylem sahipleri ise seçime dönük olarak bindikleri dalı kestiklerinin farkında değiller.
İkincisi bu mektup doğruysa bile mektubun içeriğiyle, mektubu açıklayan ve Öcalan’ı “yerli ve milli” olarak sunan zatın bu sunuşu arasında bir zihni sinir numarası görüyorum ben.
Üçüncüsü bu mektup içeriğiyle doğruysa bile dikkatle okuduğunuzda bu içerik yoruma müsaittir. Doğrudan, oy kullanmayın çağrısı içermiyor. Burada benim yorumum HDP ve Kandil’in 31 Mart seçimlerine ilişkin stratejinin eleştirisi olduğudur ki eğer yorumum doğruysa bu eleştiriye ben de katılıyorum. Daha önce de şöyle kıyısından yapmıştım bu eleştiriyi ve şu sıcak seçim günleri geçtikten sonra açarım demiştim. 23 Haziran’dan sonra konuşuruz bunu. Tam bu noktada iktidarın yaratmak istediği Öcalan-Demirtaş çelişkisi tamamen uydurmadır. Unutmayın Demirtaş neden “bağrımıza taş basarak oy vereceğiz ” demişti? Öcalan’ın söylediği bundan farklı değil bence. HDP’nin seçim stratejisine ilişkin eleştirimi kısaca söyleyeyim: 31 Mart seçimlerinde bence HDP her yerde kendi adayları ile çıkmalıydı, böylece kendi bağımsız varlığını ve politikasını görünür kılmalıydı ama büyük kentlerde son anda kendi adaylarını Millet ittifakı lehine geri çekmeli onlara oy vermeliydi, örneğin İmamaoğlu’na. Ben Öcalan’ın söylediği üçüncü seçeneği böyle yorumluyorum.
Ve nihayet bu mektup tümüyle uydurma ise bu da Öcalan’dan medet umma çaresizliğine düşen tek adam rejiminin dayanılmaz hafifliğinin kanıtı olur.
Kısacası İstanbul kazanılmak isteniyorsa sabun köpüğü gibi söylemlerin cazibesine kapılıp bu kez de Öcalan üzerinden Kürt karşıtlığı yapılarak oyuna gelinmesin.
Yorum Yap