‘Kim demokrat kim steril’

  • 26.11.2011 00:00

Devlet-Kürt sorunu ve PKK meselesinde yanıltıcı üçüncü argüman üstünde durmadan önce tartışmalarımızdaki metot meselesine değinmek istiyorum.

24 kasım tarihliZaman gazetesinde Etyen Mahçupyan “Kim demokrat kim steril” başlıkla yazısında son günlerdeki tartışmaya değinmiş. Konuyu gerçekten tartışıp zenginleştirmek açısından çok yararlı. “Asimetrik bir sorunun simetrik çözümünün olup olamayacağı” meselesi gerçekten de tartışmaya değer bir mesele. Bu konuyu gelecek yazımda da işleyeceğim.

Fakat önce bir yaklaşım tarzına itirazım var. Farlıklarımızı netleştirmek, daha da açmak için tartıştığımı yazdım, yani gri tonları ortaya çıkarmaya çalışmalıyız. Oysa Etyen genellemeler yaptığı için farklılıkların, nüansların görülmesi ve tartışılmasına katkı vermiyor.


Açayım.


“Bir taraf şöyle demekte: ‘‘Her türlü şiddete karşıyım’ diyenler aslında steril bir demokratlık yapıyorlar.’ Diğerlerinin görüşü ise şu: ‘‘Ben mağduru eleştirmem’ diyenler aslında steril bir demokratlık yapmakta’”
demiş Etyen Mahçupyan.

Ben tartışmanın bu olduğunu düşünmüyorum, en azından bu genelleme beni içermiyor, yazdıklarımı tekrarlamaya gerek yok; bu bir; henüz tartışıyorken daha en başta kanatlar, taraflar görmek de yanlış, bu da iki.

 Tartıştığım meseleyi bir kez daha özetleyeyim: Her tür şiddete karşı olma doğrusundan çıkarak “eşit mesafede durma” yaklaşımını yanlış buluyorum. Mağdur da eleştirilir bana göre, ama mağduru da eleştiriyorum derken istemeden de olsa zalimi, eşitsizliği gizlemeye yol açacağı için steril yaklaşımları sakıncalı buluyorum. Mağdurun yanlışlarını eleştirmek ama yanında olduğumuzu açık seçik gösterebilmeyi başarmamız gerek diyorum. Bu başarılamazsa mağdura yanlışları da gösterilemez, empati kurulamaz, zaten ince olan iplik kopar diyorum.O nedenle ahlâk ve etik farkına, vurgu yapmadan anlayanlar anlar diyerek değinip geçtim önceki yazılarımda.


Yanında olarak eleştiri ile karşısında olarak eleştiri arasındaki ince farka dikkat çekiyorum.
Bu farkın içine giremezseniz bütün Çinlileri birbirinin aynısı, simetrisi sanabilirsiniz.


“Basit bir örnek vermek gerekirse, ‘PKK olmasaydı devlet Kürt sorununu görmeyecekti’ denmekte. Bunu sınama şansımız yok, çünkü belki PKK farklı bir strateji uygulasaydı da yine devlet bu noktaya gelebilirdi. Ama önermeyi doğru kabul edelim... Mesele şu ki, şiddet devletin bu sorunu ‘görmesini’ sağlasa da, ‘çözmesini’ sağlamaz. Bu nedenle de şiddetin devamı bir süre sonra çözümü olanaksız kıldığı ölçüde, devletin bu sorunu ‘görmüş’ olmasını da anlamsız kılabilir” ... “Oysa mağdur bir öznedir... Haksızlığa uğramış olması, onu kendi sorumluluğunun yükünü taşımaktan kurtarmaz”
diyor Etyen Mahçupyan. Katılıyorum, kurtarmaz.

Ama sevgili Etyen biz neyiz, biz de özne değil miyiz?

Aydın olarak, seyirci değil de elini taşın altına koymak zorunda olduğunu bilen bir özne olarak her tür şiddete karşıyım diyerek tarafsız hakem durumunda kalmak da öznenin sorumluluğunu atlaması anlamını ima etmez mi?

Mağdurun şiddetini, devletin “çözümü gördüğü halde çözmesini engellediği” gerekçesiyle eleştirmek, mağduru çözümsüzlüğün bir tarafı olarak görmek doğru mu? Elbette o zaman iki tarafa da karşıyım diyebilirsiniz. Yani mağdurun şiddeti nedeniyle mi devlet sorunu gördüğü halde “çözmekten” geri duruyor? Kürtler tarih boyu her daim şiddet mi yaptılar ki sorun yüzyıldır çözülmüyor? Güzel, işte dikkat çekmeye gayret ettiğim tam da bu.

 


Şiddet “gerçeğine” bakarak “hakikati” atlamak

Mağdurun şiddetini ben de eleştiriyorum ama gerekçem a) şiddet yanlış olduğu için, b)kamuoyunda kendi mağduriyetlerinin görülmesine engel olduğu, devlete fırsat verdiği ve böylece çözüm şansını zayıflattığı için.

Bitirirken Etyen Mahçupyan’dan son cümle: “Diğer kanadın da söyledikleri tamamen yabana atılamaz belki, ama demokrat zihniyet içinden konuşmuyorlar(alt çizgiler bana ait –N.Y.) Genelleme pahasına, bu arkadaşların esas olarak ‘solcu’ olduklarını ve bütün demokratlık heveslerine karşın, son kertede hâlâ onları otoriter sulara çeken ideolojinin etkisinden kurtulmakta zorlandıklarını ileri sürmek pek yanlış olmaz sanırım.”


İşte bu olmadı. Liberalliğin sınırı solda mı bitiyor?

Solculuk-Stalincilik eleştirisini PKK olgusunu anlamayı engelleyen veya zorlaştıran argümanlardan ikincisi olarak nitelemiştim. İşte yine karşımızda. Üstelik benim kendi geçmişimizi eleştirirken temel aldığım “son kerte” indirgemeciliğini bir liberalde görüyorum. İndirgemecilik yalnız sola özgü bir metot yanlışı değil çünkü; solun da yakasını kaptırdığı hakikati gizleyen pozitivist düşünce yanlışıdır bu.

Ben steril solculuğu da steril demokratlığı da bir metot olarak eleştiriyorum ama kimsenin zihniyetini ölçmüyorum. Şu ya da bu görüşte olmak değil de sol olmak Etyen’e göre kategorik olarak demokrat zihniyette olmayı imkânsız kılıyor! Bu günahtan kurtuluş yok solculuğunuzu reddetmezseniz eğer!


Bu indirgemeci pozitivizmle bakan Batılılar da “İslâm’da demokrasi olamaz” demiyorlar mı?


nabi.y@superonline.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums