Siyaset yapma yolu üstüne Yazdır

  • 14.05.2011 00:00

İki askerî darbe arasındaki periyoda sırf darbelerden ayırt edebilmek için “demokrasi” demek zorundaysak eğer, bununla bugün dünya ve Türkiye’de yeni eğilimler ve aradığımız yeni demokrasi arasında derin bir çatlak ve çelişki var. İkisinin artık yan yana yaşaması mümkün değil. Yan yana durdukça yapı bütünüyle çürüyor. Binaya yapılan her yeni ilâve yalnızca çatlakları derinleştiriyor.

Eski ve yeni demokrasiyi dilediğimiz gibi değişik yönlerinden kalkarak tarif edebiliriz, birine “vesayetçi” diğerine “ileri” veya “daha fazla demokrasi”, “radikal demokrasi” diyebiliriz ama hepsinde ortak olan şey “siyaset yapma”dır. Kafamızdaki, gönlümüzdeki demokrasiyi nasıl tarif edersek edelim eğer tepeden inme yoldan düşünmüyorsak siyaset üstüne daha çok düşünmek zorundayız.

İş siyaset yapmaya gelince siyasetin tarif alanı demokrasi tarifi kadar geniş ya da engin değildir. Zaten genel olarak siyasetten değil siyaset yapmaktan söz ediyorum. Vurgu, “yapmak” fiilinde. Oraya geldiğimizde karşılıklı ilişkiler alanına girmiş oluyoruz ki, burada karşılıklı bağımlılık ölçütü geçerli oluyor. Yani herkes dilediğini dilediği gibi yapamıyor; söylem alanında her şeyi söyleyebilirsiniz ne var ki lafla peynir gemisi yürümüyor. Seçim meydanlarında istediğiniz kadar bol keseden atın bunların oy getirme etkisi ihmal edilebilir düzeyde kalıyor.

Veya eğilimlerle olgular arasındaki çelişkinin çözümü kafamızda ya da kâğıt üstünde yaratmış olduğumuz çözüm yollarına denk düşmüyor. İkisi arasına istekler, beklentiler, çıkarlarla örülü sayısız ilişki ağları giriyor. Günümüzde gittikçe güçlenen bir eğilim olan ağ toplumu dönüşümüyle geleneksel yapıların ve zihniyetlerin halen birlikte varolma hâli gibi.

Geçen yazımda bir kez daha sözünü ettiğim ikili iktidar yapısını çözmek ve sivil demokratik yeni bir anayasayı yapabilmek farklı bir siyaset yapma üstüne daha çok düşünmemizi gerektiriyor. Oysa bugün, pratikte eskinin geleneksel siyaset yapma yöntemlerini kullanarak siyaset yapmak zorunda kalıyoruz.

 


Denetlemesi olmayan seçme hakkı

Her dört-beş yılda bir halkın kendini temsil edecek milletvekillerini seçip parlamentoya gönderme siyaseti bizim yukarıda değindiğim “demokrasi” pratiğimiz içinde “denetlemesi olmayan” bir seçme hakkını kullanma anlamına geliyor, daha fazlası değil. Bu yolla “daha fazla demokrasi “ ancak seçtiklerimizin insafına kalıyor. Ne kadar verirlerse! Bu insafın bir de görünmeyen el tarafından (ikinci iktidar) kırmızı çizgilerle sınırlanmış olduğunu yine geçen yazımda değinmiştim.


Oysa olağan demokrasilerde genel oy hakkı siyasi denetim hakkını da içerir. Bizde bu demokratik mekanizma siyasi partiler düzeyinden başlayarak hiçbir düzeyde işlemiyor. Yalnız seçim ve siyasi partiler yasası nedeniyle öyle değil siyasi katılım kültürümüzün/pratiğimizin geri kalmış olmasından oluyor.

Gördük. Bu seçimlerde tabanda dahi rahatsızlık yaratan milletvekili adayları partilerin tepe yönetimlerinin buyurgan iradeleriyle seçildi veya atandı. Seçme hakkının böylesine kısıtlandığı koşullarda demokratik denetim mekanizmaları nasıl işleyebilir? Bu mekanizmaların işlemediği durumda biz radikalini bıraktım daha fazla demokrasiye nasıl varabiliriz?

1960’lı 70’li yıllarda parlamentarizmin düşük temsil gücü ve aynı zamanda Meclis’in denetim gücünün güdüklüğü nedeniyle varolan demokrasi “biçimsel demokrasi” olarak küçümsenmiş, “Parlamento dışı muhalefet” adı altında özellikle solda cuntacı düşünce ve eğilimler boy vermişti. Bu küçümseme tek neden olmasa da askerî darbelere ortam hazırlayan önemli bir neden olmuştu. Bugün de eğer bu seçimlerde MHP baraj altında kalır, BDP Meclis’te temsil edilemez veya düşük temsil düzeyinde kalırsa korkarım benzer eğilimler güçlenecektir.

Oysa bizim siyaset yapma geleneğimizde halkın siyaset anlayışı içinde parlamento beğenelim beğenmeyelim önemli bir yere sahip. Askerî vesayetin yok olmadığı ve sivil toplumun denetim mekanizmalarının henüz zayıf olduğu bu koşullarda bu önem daha da artıyor. Siyaset yapmada bu kritik eşik gözardı edilir ve “parlamento tek yol” veya tersine “parlamento dışı tek yol” seçilirse halkın seçme ve denetleme potansiyeli yeni bir demokrasi için kullanılamaz olur. Halk muhalefeti ya parlamento içine hapsolur veya parlamento dışı demokrasi güçleri halkın muhalefetini yanlarına çekemezler. Yazımın başında söylediğim eski yapı güç kazanır.


Bu nedenle bu seçimlerde bağımsız adayların ve Kürt siyasetinin Meclis’e etkili biçimde girmeleri ve böylece parlamentonun hem içeriden hem dışarıdan etkin kullanımı, geleneksel siyaset yapma yolunu kendi geleneği içinde değiştirebilir, ikili yapıyı daha fazla demokrasi temelinde tekleştirebilecek bir ivme yaratabilir.


nabi.y@superonline.com
 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums