Sahici başlangıçlar

  • 7.04.2011 00:00

Günümüzde kafamızın içi dünden kalma pek çok ön kabullerle dolu. Bunları sıfırlamak neredeyse imkânsız. Bilimlerin, özellikle sosyal bilimlerin çağımızdaki krizi sürüyor. Bu nedenle sahici başlangıçlar beni daha çok kendine çekiyor.

Ahmet Kardam'ın Cizre-Bohtan Beyi Bedirhan-Direniş ve İsyan Yılları kitabı işte bu nedenle benim için özel önemde.

Yazar, Osmanlı tarihini ya da Kürt tarihini aydınlatayım diye yola çıkmıyor, araştırmaya girişirken böyle bir ön kabulü yok. Bunu kitabında kendisi de içtenlikle apaçık belirtiyor. Eline geçen, Arap harfleriyle yazılmış küçük bir kasa defteri köklerini bulmak için onu yola çağırıyor, o da "davetleri kabulümdür" deyip yola düşüyor. Hepsi bu.

Sahici başlangıç dediğim de bu işte.

Uzun yıllar kapalı iken şimdi açılmış olan Başbakanlık Osmanlı Arşivine giriyor, beşinci kuşak torunu olduğu Bedirhan Bey'in kim olduğunu araştırıyor. Aynı zamanda bu isyan üstüne basılmış kitap ve makaleleri topluyor. Kendisinin de teorik olarak aslında iyi bildiği resmi tarih yazımının başlangıcını yakalamış olduğunu o zaman fark ediyor.

Kitabın tarihle ilgili yorumu, tezi ya da tezlerinden önce bu çalışmayı önemli kılan Bedirhan Bey - Osmanlı Kürdistan'ı ve Osmanlıyla ilgili zengin bir arşivi gün ışığına çıkarmış olmasıdır. 800 küsur sayfalık bir arşiv bu. Dayandığı belgelere referans vermekle de yetinmemiş yazar, 229 arşiv belgesinin orijinallerini ve Yücel Demirel'in yaptığı transkripsiyonlarını kitabının ekine DVD olarak koymuş. Yani yeni araştırmacılar için bulunmaz bir hazır kaynak.

Böyle bir çalışma bir ilk diye düşünüyor ama bu alanda uzman olmadığım için yanılırım veya okurlarımda "abartıyor" hissi uyandırırım diye kaygılıydım. Fakat bu sabah Kardam'dan aldığım bir telefon bu kaygımı sildi.

Erbil'den kendisini arayıp, "bu kitap bir ilk" diyerek Kürtçeye çevirip basmak için izin istemişler.

Kitabın konusu olan Cizre- Bohtan miri Bedirhan Bey Kürtler içinde çok saygın bir isim, hatta bir efsane. Bu nedenle Ahmet'in çalışması bu konuda bir ilk çalışma değil. Bedirhan Bey üstüne yapılmış çalışmalar var. Kardam, ikincil kaynaklar dediği bu kaynakları da ciddi biçimde tarayıp onları da kaynakları arasına katmış. İşte o zaman karşımıza resmi tarih yazımı ve resmi ideolojinin de "tarihi" çıkıveriyor. Görülüyor ki, Bedirhan Bey gibi bir isme ve onun başkaldırısına, tarihin bu önemli sayfasına devlet dahi göz kapayamamış, yok sayamamış ve bir karşı-tarih yazarak gerçekleri çarpıtma yoluna gitmiş.

İşte böylece, bu kitabı bana göre ilginç kılan ve tarih yazımı içinde ayrıksı bir yere oturtan önemli bir başka yanına gelmiş oluyoruz.

Araştırmacımız kendi köklerinin peşine düştüğünde Bedirhan Bey'in isyanıyla ilgili iki zıt tezle karşılaşıyor. "Birincisi, Bedirhan Bey'in 'Bağımsız bir Kürdistan' hedefiyle hareket ettiğini; ikincisi ise, böyle bir hedefin olmadığını, direniş ve isyanın 'feodal bir Kürt beyinin Tanzimat'a karşı başkaldırısı' olduğunu iddia ediyordu. Çalışmaya başlarken bu iki görüşten hangisinin doğru olduğu konusunda herhangi bir önyargım yoktu"

Kardam, Bedirhan Bey'in isyanıyla ilgili birinci tez konusunda Osmanlı arşivine dayalı bir çalışmaya rastlamadığını yazıyor. İkinci tez konusunda ise, emekli Jandarma Albayı Nazmi Sevgen'in 1968 yılındaki bir makalesini buluyor ve araştırmasında bu görüş doğrultusunda bu isyanı "gerici feodal ayaklanma, çağdaşlaşmaya direnme" olarak yorumlayan, içlerinde yalçın Küçük'ün de olduğu bir çok yazarla karşılaşıyor.

" Osmanlı Arşiv'inde Bedirhan Bey'in direniş ve isyanıyla ilgili belge sayısının Sevgen'in kullandıklarından hayret edilecek kadar fazla olduğunu gördüğümde karşı tezin 'bilimselliğinden' kuşkulanmaya başladım" diyor.

Bu bilimsel kuşku, nihayetinde kitabındaki belgelere dayanarak kendisini bir sonuca götürüyor: "Bedirhan Bey'i tarih sahnesine çıkartan olgu, Osmanlı'nın 1835'te başlattığı ve-devleti yeniden yapılandırma ve merkezileştirme hedefiyle –Kürt beyliklerinin özerkliklerine/bağımsızlıklarına kesin olarak son vererek o coğrafyayı imparatorluğun sıradan bir parçası haline getirme amaçlı fetih hareketidir. Bedirhan Bey'in 1839'daki Nizip Savaşı sonrasında başlattığı direnişin hedefi bu fetih hareketini durdurmak, beyliklerin özerkliklerini/bağımsızlıklarını koruyup pekiştirmek, kurduğu ittifaklarla Kürt beyliklerinin birliğini sağlayarak bir tür özerk/bağımsız 'federal Kürdistan' halinde devletleştirmek, bunu bir şekilde Osmanlı'ya kabul ettirmekti."

Varılan sonuç "özerklik" tartışmalarının yapıldığı bugünü de ilgilendirecek önemde ama daha da önemlisi soy kütüğü araştırmasıyla başlayan bu sahici başlangıç sonuçta Kürt tarihinin kritik bir sayfasını aydınlatmaya ve Kürdolojiye varıyor.

Gelecek yazımda Kürdoloji üstünde duracağım.

nabi.y@superonline.com
 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (7)

  • Hasan Deniz
    Hasan Deniz
    22.05.2012 17:45

    Ahmet Bey, Dindar biri olarak. Ağzına yüreğine sağlık diyorum.

  • inci çapan
    inci çapan
    17.05.2012 14:30

    evet kötü dindarlar var daha doğrusu üst kimliklerini müslüman olarak tanımlayan kötü insanlar var.benim 5 vakit namazında niyazından nur yüzlü ,temiz kalpli dedeme nineme benzemeyen ,namaz bile kıldıkları belli olmayan ama müslümanlıktan yana çığırtkanlık yapan,kötü kalpli,insafsız,şerleri yüzüne yansımış siyaset müslümanları var.niye şaşırıyorsunuz Ahmet Bey sivastada 37 kişiyi Allahü ekber diye çığrınarak yakmadılarmı.ama biz hiçbirşeyin farkında değiliz sanmasınlar.

  • HASAN DEĞİRMENCİ
    HASAN DEĞİRMENCİ
    17.05.2012 13:04

    hükümet uludere ortaya çıksın sorumlular yargıya verilsin derdinde değil eğer öyle olsaydı sorumlular çıktan yargılanıyor olacaktı. 1 mayıs 77 nasıl sümenaltı edildi ise bu da sümenaltı edilmek istenmekte.

  • Ahmet KAYA
    Ahmet KAYA
    17.05.2012 11:43

    Sevgili Ahmet Altanı bu güzel yazısından ötürü de kutlarım!.. Umarım tez zamanda ülke vicdanı gerektiği düzeye ulaşır.

  • cengiz sertel
    cengiz sertel
    17.05.2012 10:23

    Bir müslüman ve akp ye oy vermiş biri olarak sizi tüm kalbimle kutluyorum. Yazılarınızdan da çok faydalanıyorum teşekkür ederim.

  • Faruk Ekmekci
    Faruk Ekmekci
    17.05.2012 08:47

    Ahmet Altanın Uludere konusunda ısrarlı takibi takdire şayan. Ama entelektüel samimiyet ve vicdan, "istihbarat yerel kaynaklardan" diyen Genelkurmayı sorgulamak kadar, baştan beri "istihbarat MiTten" diyen Uslu ve Baransunun niyetlerini ve araçsallıklarını da sorgulamayı gerektirir...

  • Süleyman Çoban
    Süleyman Çoban
    17.05.2012 08:33

    Keşke Ahmet Altan gibi vicdanlı, gerçek aydın daha çok sayıda yazarımız, düşünürümüz olsa diyorum. Sevgiler sunuyorum

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums