Tek kişilik devlet…

  • 3.02.2016 00:00

 İnanılır gibi değil…

Böylesi bir hukuksuzluk ve de hukuk tanımazlık Birinci Meşrutiyet’ten beri hiçbir dönem görülmemişti.

Hukuk adına her şeyin zangır zangır yıkıldığı bir karanlık dönemden geçiyoruz.

Adalet Bakanı 1845 kişi hakkında Cumhurbaşkanı’na hakaret yargılanmasına izin verdiklerini açıkladı.

Nasıl olacak da bu karanlık dönemin içinden çıkacağız kaygısı sadece bizim ülkemizi ve halkımızı değil nerdeyse tüm dünyayı ilgilendiren bir global sorun hâline dönüşmüş durumda.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti hukuka dair ne varsa dikişleri atmış bir devlet gibi adeta.

1982 Anayasasının oylandığı o karanlık ve zulüm dönemlerinde sandığa ürkerek ve korkarak giderken ve bu faşizan darbe anayasasına “hayır” oyu verirken hep içimden şunu düşünmüştüm. Gün olur bu acı günler biter ve demokrasi güneşi bizim de topraklarımızı ısıtır, bu karanlık dönemden çıkarız diye umutlanmıştım.

Umutlandığım günler olmadığı değil, çok oldu. Ancak demokrasi adına nafile bir iyimserlikmiş benimkisi, boşa umutlanmışım meğerse.

2002 seçimlerinde umudumu artırmak ve gerçekleştirmek için AKP’ye oy verdim. Pişman değilim. Sonraki tüm seçimlerde de öyle yaptım ta ki 12 Eylül 2010 anayasa referandumuna kadar demokrasi ve hukuk adına umudumu korumak istedim.

Yetmez ama evet dedim.

Sonra AKP’ye olan umutlarım tükendi. Aldatılmış gibi hissettim kendimi.

Oysa ki AKP’yi kuran zihniyetin sahibi olanlar Cumhuriyet tarihi boyunca inançlarından ve düşüncelerinden ötürü hep mağdur olmuşlardı. Hadi biz komünist olduğumuz için ötekisi olmuştuk. Ancak bizim kadar olmasa da İslamcılar da Kemalist devletin öteki gördükleri olmuştu. Din ve vicdan özgürlüğü onlar için de baskı altındaydı.

Ne oldu ve ne değişti şimdi…

Hükümet olmak ve onun siyasi nüfuzunu ve yetkilerini kullanarak dün size yapılanların daha fazlasını size muhalefet olanlara yapıyorsunuz şimdi.

28 Şubat “post-modern” askerî darbesinde bile olmayacak hukuksuzları ve baskıları şimdi kendiniz utanmadan ve sıkılmadan kullanıyorsunuz.

Kürtlerle önce barış görüşmeleri yaparak herkesi umutlandırıyor sonra da müzakere masasına tekme atarak yeniden ölümlere ve teröre canice zemin hazırlıyorsunuz.

Utanma yok mu sizde, Cerattepe’de kadınlara polis copu ve gazıyla saldırıyorsunuz. Sıkılmadan Artvinlilere mahkeme bitene kadar bir şey yapılmayacak dediğiniz hâlde bildiğinizi okumaya devam ediyorsunuz. Artvinlilerin kendi çevresine ve şehrine sahip çıkmasından onur duymak aklınıza gelmiyor mu sizin…

Utanmadınız mı Roboski’de eve ekmek götürmek için bin bir zorlukla dağlarda nafakasını arayan o genç fidanları savaş uçaklarınızla parçalamaya…

Sonra da hak arayan aileleri yargılamak dâhil her türlü zorbalığı yapmaya…

Soma’da 301 işçi canlı olarak ölüme gönderildi bu ülkede; ne yaptınız ve şimdi o toplu cinayetin arkasında kalan gözü yaşlı bağrı yanık kadınlar ve çocukların yoksulluk içinde kıvranmalarından zevk mi alıyorsunuz. Ya da maden işçisini yerde tekmeleyen fedainizle onur mu duyuyorsunuz.

Düşünce ve ifade özgürlüğü ile basın özgürlüğünde dünyaya rezil olmuş bir ülkenin yöneticileri olmaktan hiç mi utanç duymuyorsunuz.

Mehmet Baransu başta olmak üzere otuzdan fazla gazeteci cezaevlerin bulunuyor. Hani siz 12 Eylül darbesiyle hesaplaşacağınızı söylüyordunuz. Bugün cezaevlerindeki gazeteci sayısı 12 Eylül darbesi döneminde bile bu kadar olmadı.

Can Dündar ve Erdem Gül hakkında açılan MİT tırları davası tutuklamaya kadar vardırıldı. Bu kararın bir mahkeme kararından çok nasıl verdirildiği hafızalarımıza kazındı.

Illığı çıllığı ortaya çıkmış bir olayı gazete manşetlerine taşımış olmanın ne vatan hainliği kaldı ve ne de casusluğu tam bir linç atmosferi yarattılar.

Sonra ne oldu. AYM bu tutuklamaya “hak ihlali” var dedi.

Bu kararın özeti; bir haber nedeniyle mahkemeler gazetecileri tutuklarsa bu kararlarıyla “hak ihlali” yaparlar dedi.

Yani bu tür yargılamaları tutuksuz sürdürmeniz gerekir dedi.

Bence bu konuda bir dava açılmış olması bile evrensel hukuk açısında utanç verici bir durumdur.

İsterdim ki AYM de bu yönde karar versin.

Ama olmadı.

Şimdi…

Bir anayasal kurum olan cumhurbaşkanlığı görevinde bulunan Erdoğan’ın AYM’nin bu kararına önce “sesiz kalırım” demesinin ardından “saygı duymuyorum ve uygulamıyorum” demesi.

Bu, anti-demokratik tabloya sahip bir ülkede beklenmedik bir şey değil diye düşünüyorum.

mustafapacal34@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • FIRAT TOPDEMİR
    FIRAT TOPDEMİR
    29.05.2014 22:25

    Sayın Hocam yukarıda bahis edilen olumsuzluklar yeni değil ki. Peygamberin vefatından hemen sonra başlamadı mı?.Bir orduyu savaşa gönderirken bile komutan ölürse yerine şu geçsin o da ölürse yerine şu geçsin diyen peygamber,ölürken yerine kimin geçeceğini nasıl söylemez

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums