Kiralık işçilik ve Ali Koç’un kapitalizm eleştirisi…

  • 18.02.2016 00:00

 Konular yine döndü dolaştı kamuoyu gündemine getirildi.

Kiralık işçiliktaşeron çalıştırılması ve kıdem tazminatı fonu konularında geriye dönük yedi sekiz yıldır süren tartışmalara yeniden başladık.

Özellikle kıdem tazminatı konusunda sosyal taraflar arasında bir “mutabakat” olmadan herhangi bir adım atılmayacağı yönünde yaklaşımlar olduysa da geldiğimiz noktada bu durumun tartışmalı olduğunu görüyoruz.

Diğer yandan seçim dönemi vaatleri arasında bulunan taşeron işçilik sorununda yapılan yasal düzenlemelere rağmen hâlâ yeterli adımların atılmamış olması gündemdeyken şimdi de kiralık işçilik vekıdem tazminatı konusu yeniden gündeme taşınmış oldu.

Aslında öteden beri AKP hükümetleri çalışma yaşamını daha fazla kuralsız ve daha fazla güvencesiz çalıştırma yönünde siyasi tasarruflarda bulunmayı yeğlediler.

Seçim vaatleri arasında yer alan taşeron işçiler konusunda da kimi adımlar atılmış olmasına rağmen uygulamanın sadece kamu kesimiyle sınırlı bırakılmış olması genel olarak taşeron işçilik alanında sorunların devam edeceğini gösteriyor.

Kıdem tazminatı fonu tartışmaları her ne kadar seçim dönemlerinde dillendirilmemiş bile olsa hükümet bu konuyu tekrar gündeme getirerek konunun yeniden tartışılmasının önünü açtı.

Daha önceki tartışmaların sonunda sosyal tarafların “mutabakatı” olmadan bu konu çözümlenmeyecek denmiş olsa da yeni Çalışma Bakanı bu konuda ısrarcı olacağının işaretlerini verdi.

İşçi sendikaları konfederasyonları arasında ortak bir yaklaşım olsa da bu durumun değişebileceği yönünde özellikle işçiler arasında kaygılar da yok değil.

Fonun nasıl bir idari yapısı olacağından tutun da, fona yatırılacak kıdem gün sayısı kaç olacak ve fonda biriken tazminatların hangi şart ve usulde geri alınabileceğine kadar bir dizi sorun hem tartışılıyor ve hem de bu tartışmalar işçiler arasında haklı kaygılar yaratıyor.

Kıdem tazminatı hakkının herkes için güvence altına alınması ve reel olarak bu haktan faydalanma oranın yaygınlaştırılması ve son olarak bu hakkın bir sosyal hak olarak korunması yönünde hemen kimsenin bir itirazı yok.

Sorun bu hakkın mevcut yapı içinde hangi araçlarla korunacağı ve mevcut haklardan geriye gidişin olup olamayacağından kaynaklanıyor.

Kiralık işçilik sorunu ise ısıtılıp ısıtılıp temcit pilavı gibi habire gündeme getirilen bir başka sorun başlığını oluşturuyor.

Bu konu daha önceki yıllarda 2009 yılında yine gündeme getirilmişti.

Ve dönemin cumhurbaşkanı Abdullah Gül yasayı özellikle “sosyal güvencelerden yoksun” olması nedeniyle veto etmişti.

Şimdi hükümet bir kez daha bu tasarıyı biraz makyaj yaparak yeniden Meclis’e getirmiş bulunuyor.

Yasa tasarısı özetle; işveren çeşitli nedenlerle geçici olarak işgücüne ihtiyaç duyarsa ki, bunlar genelde mevsimlik işler ile aşırı sipariş ve bunun sonucu artan üretimin yapıldığı dönemler ve kimi çalışanların özel nedenlerle çalışamayacak olması gibi hâllerde ortaya çıkacak olan işgücü açığının geçici olarak kapatılması gibi nedenlere dayanıyor.

Diğer yanda tasarı on işçiye kadar işçi çalıştıran işyerlerinde kiralık işçilik için bir sınır getirmezken on işçiden fazla işçi çalıştıran işyerlerinde çalışan işçilerin yüzde 25’i kadar kiralık işçi çalıştırılabileceğine hükmediyor.

Ayrıca özel istihdam bürolarının açılmasını ve kiralık işçilerin buralardan temin edileceğini düzenleyen tasarı kiralık işçilerin birden çok işverene, altı ay ve işveren gerek görürse bir altı ay daha süre ile istihdam edilebileceğini öngörüyor.

Bu şekilde çalışacak kiralık işçiler pek çok haktan mahrum kalabilecek.

Kıdem tazminatında yararlanmama, yıllık ücretli izin hakkından mahrum olma, sendikalaşma ve toplu sözleşme hakkını kullanama, emekliliği hak kazanamama gibi hakları elde edemeyecekler.

Her şeyden önce bu, güvencesiz ve kuralsız çalışmayı daha fazla yaygınlaştıracağı gibi 10 işçiye kadar işyerlerinde herhangi bir sınır getirilmemesi işletmelerin nerdeyse yüzde 50’den fazlasını oluşturan bu işyerlerinde yani toplam istihdamın yarısından fazlası sosyal güvenceden yoksun bir şekilde çalışmaya zorlanacak.

Geçen yıl kasım ayında Antalya’da düzenlenen G20 zirvesinde konuşan Ali Koç, “Eşitsizliğin ortadan kalkması için kapitalizmin ortadan kalkması gerekir. Ben en azından eşitsizliğin minimum seviyeye indirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Gerçek sorun kapitalizmdir” demişti.

İşte bu tür sosyal güvenceden yoksun çalışma düzenlemeleri yaparsanız. İşçilerin örgütlenme ve toplu pazarlık haklarını kullanamaz hâle getirirseniz. İnsan emeğini, üretimin hammadde veya enerji gibi bir girdisi olduğu zihniyetinden hareket ederseniz.

İşte bu uygulamalar adaletsizlik ve eşitsizlik doğurur.

Ali Koç herhâlde bunları demek istiyordu.

Şimdi kendisinden ve sosyal taraflardan bu uygulamaların daha insani ve sosyal olması için yeniden açıklamalarda bulunmasını bekliyoruz.

mustafapacal34@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums