- 6.02.2014 00:00
Günümüz dünyasında yaklaşık bir milyar insan açlıkla savaşırken, diğer yandan aynı sayıda insan ise obezite, yani aşırı kilolardan dolayı çeşitli sağlık sorunları yaşıyor. İnsanlar bir yandan aşırı gıda tüketimi ile sağlık sorunları yaşarken, diğer yandan ise bir dilim ekmeğe muhtaç olan insanlar ölüm kalım savaşı veriyorlar. Gıda tüketiminde bu küresel adaletsizliğin nedenlerine henüz bir çare bulunmuş değil, ancak tartışma ve çözüm arayışları da sürüyor.
Birleşmiş Milletler özellikle Avrupalıların aşırı gıda tüketimini azaltmalarını ve buna neden olan ekosistem sorunlarına dikkat çeken bir rapor yayımladı.
Davos’ta gerçekleşen Dünya Ekonomik Forumu’nda sunulan BM Raporu’nda, artan küresel gıda talebini karşılamak için ekilen arazi miktarının artırılmasının sürdürülebilir olmadığı kaydedildi.
Uluslararası Kaynak Paneli Raporu’nda, tarım arazilerinin kendilerine düşen payından daha fazlasını kullanan Avrupalıların, tarımsal arazi kullanımını üçte bir oranında azaltmaları için et ve süt tüketimini kısmaları gerektiğine dikkat çekildi.
Özellikle et ve süt ürünleri bakımından küresel gıda talebinin karşılanması için 2050 yılına kadar ekilen arazi miktarının 320 milyon hektardan 850 milyon hektara çıkarılmasının olağan koşullarda sürdürülebilir olmadığı belirtilen raporda, “Böyle bir büyüme, suyun ve bioçeşitliliğin korunması ve toprağın verimliliğinin sürdürülebilmesi gibi ekosistemlerin temel işleyişlerinin devam etmesini sağlayamaz” ifadeleri yer alıyor.
“Aşırı tüketimin azaltılması; gıda atık ve kayıplarını azaltarak, yüksek miktarda et tüketilen ülkelerde daha sebze ağırlıklı beslenmeye yönelmeyi sağlanması ve yakıt verimliliğini artırarak toprağın korunması için yararlanılmayan bir potansiyeli ortaya çıkaracaktır” denen raporda, Avrupa, Kuzey Amerika ve Okyanusya’da et tüketiminin yüzde 25, evsel gıda atıklarının ise yüzde 15-20 oranında azaltılmasının 2030 yılına kadar 100 milyon hektarlık tarım alanının korunmasını sağlayacağı ifade ediliyor. Rapor, ekilen arazi büyüme oranının yüzde 8 ile yüzde 37 arasında olması gerektiğine vurgu yapıyor.
Geçen 50 yılda ekim için kullanılan tarım arazisi miktarının düşüş gösterdiği belirtilen rapora göre, günümüzde dünyada kişi başına düşen tarım arazisi ortalama 2.300 m² civarında. Ancak Avrupa’da ortalama tüketimi karşılamak için ihtiyaç duyulan tarım arazisi kişi başına 3.100 m²’ye ulaşıyor.
BM raporunu değerlendiren uzmanlar durumun ciddiyetinin altını çiziyor.
Avrupa Friends of the Earth kaynak kullanımı kampanyasında görevli Ariadna Rodrigo, “Avrupa’nın, toprak ayak izini ölçerek, AB çapında toprak kullanımını azaltma hedeflerini belirlemesini ve gerekli politikaları uygulamaya koyarak, toprak kullanımı konusunu ciddi bir şekilde acilen ele alması gerektiğini” söylüyor.
Diğer yanda aynı raporda dünya tarım alanlarındaki artış konusunda çarpıcı tespitler yapılarak, olası önlemlerin altı çiziliyor.
Dünyanın toplam toprak alanının üçte birini oluşturan tarım alanlarının 1961 yılından beri yüzde 11 oranında artış gösterdiği, bu artışın da özellikle Güney Amerika, Afrika ve Asya’da gerçekleştiği vurgulanan raporda, bioyakıt hedeflerinden vazgeçilerek gıda ve yakıt pazarlarının birbirlerinden bağımsız hâle getirilmesi tavsiyesinde bulunuluyor.
Yerküremizde yedi milyara yakın insan yaşıyor. Kabaca kuzey yarımküre ile güney yarımküre arasındaki sosyo-ekonomik farklar, yapılan onca yardım programlarına rağmen istenen düzeye getirilemedi. Belki de bu yardım programları bir Çin atasözü gibi aç insanlara sadece balık ikramı şeklinde oldu. Bunun değiştirilmesine en çok da aç insanların ihtiyacı var.
Bir yandan her insan yeterli ve dengeli beslenmeli ancak diğer yandan ise ekmek bile bulamayan insanlarla dayanışmanın da, bir insanlık sorumluluğu olduğu unutulmamalı...
mustafapacal34@gmail.com
Yorum Yap