Murat BELGE
Murat BELGE Gazete: T24 & BİRİKİM

Karşıtların birliği!

  • 13.07.2012 00:00

 John Steinbeck’in, alışılmış üslûbuna çok da uymayan bir hicviyesi vardır: Türkçeye de vaktiyle çevrilen (Rasih Güran’ın çevirisi) IV. Peppin’in Kısa Saltanatı‘dır bu kitabın adı. Karloman soyundan Peppin’lerin sonuncusu Fransa’da, 20. yüzyılın ortasında, yeniden kral olur.

Uzun süredir yeni baskısı yapılmayan bir kitap, çünkü hedef aldığı konu unutuldu gitti. Dünya savaşının bitiminden de Gaulle’ün Cumhurbaşkanı olmasına kadar geçen sürede Fransa sürekli siyasi kriz içinde yaşıyordu. Koalisyonlar kuruluyor, iki gün sonra yıkılıyor, bir türlü istikrar kurulamıyordu. “Fransa’da hükümet buhranı” ibaresi, “Ağustos ayında ısı yükseliyor” demek gibi bir şeydi.

Steinbeck bunu alaya alır ve olmadık parti adları icat eder; ayrıca bütün bu partilerin (özellikle de solun) sonsuz iç bölünme ve hizipleşme eğilimlerini hicveder.

Geçen gün Halk Partisi’nin “eğilim birleştirme” yolundaki çalışmalarını okuyunca ister istemez aklıma Steinbeck’in kitabı geldi. Bu vesileyle o kitabı hatırladım ama şu günlerde, şu son on yıllık sürede, Türkiye siyaset hayatında o kitabı akla getirecek çok şey var.

Çünkü bu ülkede bütün modernleşme devlet inisiyatifinde yukarıdan aşağıya ve ordunun dolaylı ve dolaysız varlığının gölgesinde yürümüş ve dolayısıyla, “uluslararası” olarak tanınan bütün siyasî çizgiler Türkiye’de bu temel belirlemeye kendilerini adapte etmek zorunda kalmışlardır. “Liberal” misin, eh, olabilir, ama “Atatürkçü liberal” olmak koşuluyla. Böylece, bu ülkede, “Atatürkçü Komünistler” de oluşmuştur.

Steinbeck’in mizah kaynağı da bu olmadık bileşimlerdir, o kitabında: “Radikal Merkezciler”,. “Devrimci Muhafazakârlar”, “Cumhuriyetçi Kralcılar” falan gibi. 12 Eylül’ün “Siyasi Partiler Yasası” bir partinin ne olabileceğini -ve ne olmayacağını- yazmış zaten. Paradoks oradan başlıyor: “çok-partili tek-parti sistemi! Tarık Zafer, bu “tek-partili” ya da “mutlak egemen tek-parti”li dönemlerde her türlü siyasî eğilimin ayın çatı altında toplanmak zorunda kaldığını anlatır.

Bunlar AKP ile değişmeye başladı, epey de yol alındı. Ama tabii böyle bir sürece de adapte olmak kolay değil; rolleri açık seçik tanımlamak kolay değil.

Yukarıda o matrak parti sıfatları arasında “Devrimci Muhafazakârlar” demiştim. Böyle söyleyince komik, ama 2002’den beri AKP’nin yaptığı buydu. Kendi muhafazakârlığını egemen kılacak devrimi yaptı (ama hâlâ kısmen -bu da ayrı konu) ve şimdi muhafazakârlığının tadını çıkarıyor.

Halk Partisi’nin işi daha zor. Örneğin MHP’ye bakın: genel milliyetçi çizgiler arasında bir tanesini seçmiş, “aynı zamanda” bir de başka bir şey olmak üzere fazla bir çabası yok. Oysa Halk Partisi, kendini “Cumhuriyet’in kurucusu” olarak gören parti;, o mümkün olduğu kadar fazla şeyin temsilcisi olma isteğinden vazgeçemiyor. “Atatürk İnkılâplarının Muhafazakâr Bekçisi” falan gibi bir ad beğense kendine, “ismiyle müsemma” bir parti de olabilir. Ama, hayır, “Sosyal demokrat” diyor, “Sosyalist” de diyor, derken “Sosyal-liberal” diye biraz Steinbeck’vari bir “pozisyon” yaratıyor, ama noktayı “Atatürkçülük” diye koyuyor. O zaman nesnel gerçeklik düzeyinde, öbür söyledikleri “püf” diye uçup gidiyor.

Sonuçta bir dönem bitti. Çok uzun sürmüş bir dönem olduğu için, herkese rol belletmek de bu zamana iyice yayılmıştı. Şimdi, pek çok şeyi yeniden öğrenme zamanı -herkes için.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums