Murat BELGE
Murat BELGE Gazete: T24 & BİRİKİM

‘Fiziksel’ ve ‘kimyasal’

  • 12.06.2012 00:00

 9 haziranın gazetesinde Başbakan’ın kürtajla ilgili tavrına karşı iki kadının tepkisini okuduk. Bunlardan biri AKP’nin kurucularından biri olan Fatma Bostan Ünsal’dı; öteki de şu anda milletvekili olan Nursuna Memecan.

Fatma Bostan Ünsal, Müslüman geleneği içinden gelen biri. Başını örtüyor, herhalde biraz da bu nedenle milletvekili olmak için bir talebi yok. “On iki yıldır partideyim, hiçbir şekilde bunu tartışmadık” demiş; “Madem ‘cinayet’, dikkate almış olmamız gerekirdi, almadık.”

Onun bu çıkışı son derece önemli ve umarım tek kişilik bir “performans” olarak kalmaz (kalmayacağının çok işareti var aslında). Ama bugün bu konu üstünden gitmek niyetinde değilim. Nursuna Memecan’ın temsil ettiği kesim üstünde durmak istiyorum.

Nursuna Memecan, Müslüman geleneğin içinden biri değil. AKP’nin milletvekili olduğunu bilmeseler, Kemalist kadınlar ona bakıp bir kusur bulamazlar. Böyle olunca, bu kürtaj konusuna tepki duyması da doğaldır, denebilir.

Bugünkü gazetede ise Halûk Özdalga’nın bu karşı çıkışa katıldığının haberini okudum. Memecan gibi Özdalga’nın da İslâmcı siyaset geleneğiyle bağı yok; AKP’nin vesayetle mücadele çizgisini beğendiği ve benimsediği için orada yer alan biri, hem de soldan gelen biri. Dolayısıyla onun da bu tepkiye katılması normal.

Bunların kısa vadeli siyasî sonuçlarını hep birlikte seyredecek, göreceğiz. Ben daha çok uzun vadeli gelişmelerin neler olabileceği üstüne düşünüyorum. Şu noktayı, özellikle: bir “ittifak” sona eriyor mu? Sözünü ettiğim bu iki kişinin bu konu çerçevesinde aldığı tavır, böyle bir gelişmenin ilk adımı ya da simgesi olabilir mi, öyle mi yorumlanmalı?

Bence olabilir. Bence böyle olmasını bizzat Tayyip Erdoğan ve partisinde onun kafasında olanlar istiyor olabilir. “Biz bize kalalım, aramıza yabancı olmayalım” tavrı. Tabii bu tavrın temelinde de artan bir kendine güven, “onlara ihtiyacımız yok artık” inancı yer alıyor. Hattâ şimdi bu olayda da, bu yeni ortaya çıkan eğilimin haklılığının kanıtı olarak sunulabilir: “Görüyorsunuz, işte, bir ufak sarsıntıda bunlar hemen bizi terk edip gidiyor. Böyleleriyle nereye kadar yol alınır?” Ve dolayısıyla “yola beraber çıktıkları” ile, yani İdris Naim’lerle devam kararı.

Doğa bilimlerinde bir “fiziksel/ kimyasal” ayrımı vardır; onu insanlararası ilişkiler alanına getirelim hele: AKP hükümetleri ile geçen ve gerçekten çok çarpıcı olaylarla dolu şu süre içinde, dindar zeminden gelen demokratlarla seküler zeminden gelen demokratlar sık sık yan yana durdular. Bu “fiziksel” bir yan yana duruş muydu? Bir rastlantı sonucu bakır ile demir birbirlerine değerek bir süre durdular, sonra da biri geldi, birisini aldı; bakır bakır olarak, demir de demir olarak, kendi yollarından gittiler.

Yoksa burada “kimyasal” terimiyle anlatmaya çalıştığımız türden bir karşılıklı etkileşme oldu mu? Bakır eskisi kadar saf bakır, demir eskisi kadar saf demir olmaktan çıktılar ve birbirlerinden bir şey aldılar mı?

“Bir şey almak”... Yan yana duruş, bir otoriter iktidara karşı demokrasiyi yeşertmek için olduysa, bunun koşuları bugün de geçerli. Dolayısıyla alınacak ve verilecek şeyler bugün de var. Hattâ, belki şimdi daha da fazla var.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • Hüseyin KAYA
    Hüseyin KAYA
    29.12.2014 16:59

    "stadyuma girememiş fanatik seyirci kıvamında ‘kişiliklerini’ korumakla yetiniyorlar…" O stadyumun kapılarını yakın zamana kadar size sanırım şu an şeytanlaştırdığınız "paralel yapı" medyası açmıştı.Nasıl bir uzak görüşlülüktür ki bu gün farkına vardığınız bu yapının gazetelerinde yıllarca yazmakta beis görmediniz?Amaç etkilemek olunca fark etmezmi,sizce...

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums