Murat BELGE
Murat BELGE Gazete: T24 & BİRİKİM

Terör ve günlük hayat

  • 25.11.2015 00:00

 Bir olgu toplum hayatının içine bir şekilde yerleştikten bir süre sonra, varlığına alışırız (mecburen). Alışmaktan öte, bu sanki her zaman böyleymiş gibi yaşamaya başlarız. Böyle olmadığı bir zaman da olduğunu unuturuz.

Örneğin “uçağa binmek”! Bu basit eylem günümüzde bir eziyet haline geldi.

Daha önce ne rahat, ne güzel binerdik, giderdik, gelirdik” diyemeyeceğim. Yaşı benden büyük ya da cebi benimkinden daha dolu olanlar böyle şeyler söyleyebilir ama uçakla seyahat o zamanlar o kadar pahalıydı ki gücümüz yetmezdi. Gene de, yurt-içi, yurt-dışı, epey bir binmişliğim vardır, “uçağa binme güvenliği” diye bir kavram dünyaya egemen olmadan önce.

Herhalde pek azımız biniyorduk zaten. Şimdi bilmem kaç şerit, vızır vızır işleyen Yeşilköy Havaalanı yolu üstünde bir yerde (“Çoban Çeşme” miydi, neydi?) daracık bir köprü vardı. Üstünden aynı anda tek araba geçebilirdi. Eli bayraklı bir adam dururdu başında; böyle iki arabanın aynı zamanda yaklaştığı durumlarda birini durdurur, birine yol verirdi.

1960’ların başında bir uçak kaçırıldıydı. Bu iş Amerika’da oldu ve yanılmıyorsam kaçırılan uçak Küba’ya indirildi. Pek şaştıydık: “Dünyada neler oluyor,” diye.

Altmışlı yıllarda daha birkaç olay olduydu, ama iş yetmişlerde büyüdü. Bir Japon terör örgütünün Ortadoğu’da bir havaalanını bastığını hayal meyal hatırlıyorum. Gene o zaman için bize inanılmaz görünen sayıda insan ölmüştü. Böyle olaylarla yalnız uçakların, hava meydanlarının böyle terör saldırılarına açık yerler olmadığını, her yerin aynı tehdit altında bulunduğunu anladık. Tabii bu gibi olaylarla atbaşı giden bir “tedbirler dünyası” da işlemeye başladı. Bunlar rahatsız ediciydi ama bunların olmadığı bir dünyada risklerin ne kadar büyük olduğunu görebildiğimiz için itiraz etmedik.

Tedbirler alındı ama tehdit bitmedi. “Terörist” dediğimiz adam, kendisine karşı dikilmiş sistemde boşluk arar, delik arar. Bütün zihnî yeteneklerini buraya yoğunlaştırdığı için, sonunda bulur da bunları. İşte 11 Eylül.

Demek ki sorun “tedbir” değil. Elbette ki “tedbir almayın, gerek yok,” anlamında söylemiyorum bunu. Mutlaka bir ölçüde caydırıyor, engel oluyor. Ama nihaî bir çözüm değil. Her sistemi bir yerinden delecek şeytanî dehalar her zaman çıkıyor.

Sözgelişi Usame ben Ladin gibi bir adam bu şeytanî dehasını “İslâm”ın egemenliği” gibi bir “ulvi dava”nın hizmetinde çalıştırıyor. İnsanın “aklı” öyle bir şey ki, böyle bir dava falan olmadan da bir kişinin aklı zıvanasından çıkabilir. Hani şu dizi halinde insan öldüren katiller var. Bunların çoğu toplumla, sistemle, polisle akıl yarıştırmak için öldürebiliyor, Hannibal Lecter gibi adamlar. Böylelerini zaptetmek büsbütün zor.

Modern hayat” dediğimiz şey, bir yandan böyle yıkıcı, her değere karşı düşmanlık dolu kalabalıklar üretiyor. Bunlar bu dünyanın dışlanmışları. Ekonomik durumlarından ötürü veya etnik ya da dinî kimliklerinden ötürü dışlanmışlar. Bu dünyanın ışıltılı ziyafet sofrasında onların yeri yok. Bu işleri, niçin hayatın böyle olduğunu çok iyi anladıkları da söylenemez. Ama nefret ediyor ve intikam almak istiyorlar.

Gene “modern hayat” onlara intikam almanın yollarını, yerlerini, hedeflerini, araçlarını gösteriyor. Büyük kalabalıkların bir arada yaşadığı kentler bu intikam işi için birebir. Şu son olayda, böyle duygularla davranan birkaç kişi açısından bir tiyatro salonunun ne kadar elverişli bir avlanma alanı olduğunu da gördük. Adamlar “intikam” alıyor ama somut, kimliği belli birilerinden alınan bir intikam değil bu. Onlara bu sevmedikleri hayatı yaşatan sistemden ve sistemin anonim bireylerinden intikam alıyorlar. İdeolojik cinayetlerde can verenlerin arasında kendi dinlerinden, belki görüşlerinden insanlar da bulunabilir. Farketmiyor.

Yavaş yavaş, İslâm, bütün bu huzursuzlukların, başkaldırmaların, tepkilerin kanlı eylemlerde cisimleşmesinin genel şemsiyesi haline geliyor. Bu şemsiye, bu olaylar karşısında kahvesini içip “Efendim, İslâm’da terör yoktur” diye konuşanların tepesinde de gerilmiş durumda.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums