Murat BELGE
Murat BELGE Gazete: T24 & BİRİKİM

‘Muhafız’ psikolojisi

  • 20.07.2014 00:00

Bir “kolektif kimliğe” bağlanmanın ille bir “aşırı bağlanma” biçimi almasına değinmiştim dünkü yazımda. Bunun ayrıca, göstere göstere yapılması gerektiğini de söylemiştim. Bireyselliğin gelişmediği toplumlarda duygular da “kamusal” olur. Üzüleceksen “içinden” üzülemezsin; saçını yolup çığlık atman gerekir. “Kolektif kimliğine”, Türk olmana, Müslüman olmana vb. ne kadar düşkün olduğunu da en aşırı jestlerle sergilemelisin.

 

Bunlar elbette yalnız bize özgü davranışlar değil. Bizden ileri gitmiş çok toplum ya da topluluk var. İran’daki İslâm Devrimi’nin yarattığı ve hâlâ bir kurum olarak varlığını devam ettiren “Devrim Muhafızları”nı düşünün. Dinî bağlılık bu gibi davranışlar üretmeye yatkındır diyorsanız, Mao’nun Kızıl Muhafızları’nı da hatırınızdan bir geçirin. Fanatizmin adresi tek değil, çok.

 

Bir grup insan bir ağızdan aynı sloganı bağırmaya başladığı anda “X Muhafızları”na gidecek yolun kapısı da açılmış olur.

 

Ama hayatta bir grup insanın bir ağızdan aynı sözü bağırarak söylemesini gerektiren durumlar da olur. Hayatın dokusu içinde bu da vardır. Onun için toptan silip atmak da mümkün (ya da “haklı”) değildir.

 

Belki tek ölçüt, bir kere, iki kere, bir sloganı bağırdıktan sonra, bağırmanın kendisine vurulmak. Bu hususta tiryakilik “X Muhafızlığı”na kesin götürür.

 

AKP’nin 2002’de iktidara gelmesi, İslâmcı partilerin (yani Erbakan’ın) daha önceki seçim başarılarından farklıydı. Partinin tek başına hükümet kurmasına yetecek net bir oy oranı sözkonusuydu. Dolayısıyla ideolojinin taraftarları arasında bunu taşkın biçimde kutlamak isteyenlerin çıkması doğaldı. Nitekim tek tük böyle olaylar olmadı değil. Ama o tarihte AKP kendisi böyle bir ortam oluşmasından tedirgin oluyordu, temkinli olma gereğini duyuyordu vb.

 

Dindar kolektif kimliği seçmiş gençlik, aslında o gün de, “nicedir” temkinli olmuştu. Yetmişli yıllardaki “devrimci/ ülkücü” patırtılarına onlar ancak asgari ölçüde karışmışlardı. Karışmak yolunda bir politikaları yoktu.

 

Oysa son analizde onlarla bunlar arasında büyük farklar yoktu; son analizde, “asil Türk gençliği”nin şu kesimi ya da bu kesimi. Üç aşağı beş yukarı aynı kültürü almış, aynı nesnelere değer veren insanlar.

 

Şimdi on yılı geçmiş bir AKP iktidarı süresi var. Bu süre içinde “darbenin eli kulağında” denecek çok an oldu. “Parti kapatma” tehlikesi kapıya geldi. Ama bunlar olmadı (niye olmadığı konusu da önemli ama şimdi oralara girmeyelim). Şimdilerde, ortalığa bakınca, böyle ihtimaller muhtemel görünmüyor.

 

Bu sürecin başında, Tayyip Erdoğan, bugün gördüğümüz Tayyip Erdoğan olmaya henüz karar vermemişti. Ama yıllar geçti ve hep birlikte şu noktaya vardık. Gezi’den sonra “çatışmadan beslenen” bir Tayyip Erdoğan, üzerindeki bütün denetimlerden, frenlerden arınmış olarak karşımıza çıktı. Bu Tayip Erdoğan şimdi Cumhurbaşkanlığı yolunda. Menzile varma potansiyeli de bayağı yüksek. Son bir yıl içinde, meydanlarda büyük kalabalıklar toplayabildiğini, sonra da o kalabalıkları coşturabildiğini gördü.

 

Yani?..

 

“Yani”sine salı günü devam edeyim.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums