Murat BELGE
Murat BELGE Gazete: T24 & BİRİKİM

'Egemen ideoloji' açısından İslâm

  • 28.06.2014 00:00

 Geçen hafta “din” ve “sol siyaset” üstüne bir yazı yazmıştım. Öyle birkaç yazıyla tüketilmeyecek bir konu bu. Onun için şu dönem içinde sık sık bu temaya döneceğimi tahmin ediyorum.

“Sol siyaset” diyorum ya, bununla Kemalizm arasında bir bağlantı kurmuyorum. Türkiye’de bu genel konuya girerken ilk söylenmesi gereken şeyin de bu olduğu kanısındayım. İlk bu söylenmeli, çünkü sosyalist sol adına ve “örgütlü” olduğu iddia edilen “sosyalizm” adına bugüne kadar söylenenler, az sayıda istisna dışında, Kemalizm’in yörüngesi içinde kaldı (dışına çıkma isteği göstermedi). Bu da, kamuoyunda, sosyalizmin Kemalizm’in az daha radikal (örneğin mülkiyet konularına filan biraz daha burnunu sokan) bir “varyant”ı olduğu izlenimini yarattı.

Bu aslında gene “Türk- tipi” diyeceğimiz “Sosyal- demokrasi” için geçerlidir. Sosyalizm altmışlarda en gür akan entelektüel akım olarak Türkiye’ye girerken kimsenin Sosyal- demokrasiyle alıp vereceği yoktu. Solun “sahte”si olarak görülmüştü Sosyal- demokrasi, daha baştan. Onu benimseyen --ya da benimsemiş “gibi yapan”-- CHP oldu. CHP’de Bülent Ecevit Kemalizm’in geleneksel “anti- İslâm” çekirdeğini yumuşatmaya çalıştı, ama bir yere kadar. Partinin buna karşı çok daha eskilere dayanan bir direnç birikimi vardı. Ayrıca, Ecevit kendisi de bu ortamda yetişmiş bir kişiydi. İslâm’ı nereye kadar kabul edebildiği, Merve Kavakçı’nın yemini olayında belli oldu.

CHP’nin başta İttihat ve Terakki, bu toplumun Batılılaşma siyasetinin dümenini tutmuş siyasî ve ideolojik yapılarla ilişkisi belli. Geç Osmanlı ve genç Cumhuriyet Türk intelligentsia’sı “modernleşme”nin ideolojisi olmak üzere milliyetçiliği seçmişti. O geçiş yıllarında İslâmcılık yeni oluşuyordu; onu da öneren aydınlar çıktı ama azınlıkta kaldılar. Çünkü sözkonusuintelligentsia içinde egemen eğilim, dini geri kalmışlığın başlıca nedeni olarak görüyor, bu teşhiste birleşiyordu. “Modernizm” (“çağdaşlık” diye çevriliyor) yolunda kimin daha radikalolduğu da, her şeyden önce, İslâmiyet’e karşı aldığı tavırdan anlaşılıyordu. “İslâm iyidir, ama belirli koşullarda yobazların, softaların elinde gerici bir anlayışa dönüşmüştür”... Bu, üzerinde ortaklaşılan değerlendirmeydi. “Yok, kardeşim, bu iş öyle ‘hacı, hoca’ işi değil. İslâm kendisi ilerlemeye izin vermeyen bir ideolojidir.” Bunu diyen de “radikal modernist” oluyordu.

Uzatmadan, varmak istediğim nokta şu: İslâm, “modernleşme” mücadelesine giren toplumun egemen ideolojisi olmadı. İktidar içinde dengeler dinden çok etnisiteye önem veren “daha radikal” unsurlar lehinde işledikçe, İslâm“cı” olanlar da sağa sola itildi. Ahali bu dönüşüm sürecine bir türlü istenen hızla ve enerjiyle katılmıyordu. Din, ahalinin bu ağırdan almasının da sorumlusu olarak görüldü. Bu, dünyada oldukça seyrek görünen bir yapılanmaya yol açtı. Pek çok yerde din egemen ideolojinin özsel bir ögesidir ve iktidar koalisyonunun değişmez bir parçasıdır. Türkiye’de Kemalizm’in halis iktidarı varken, din, sıkı denetim altında tutulması gereken bir “yarı- mücrim” olarak göründü; ama çok- partili dönemlerin sağ- muhafazakâr iktidarları da bundan çok farklı bir tavır takınmadılar.

Batılılaşmacı- Kemalist- Milliyetçi açıdan baktığınızda, İslâm, onların devirerek kendi tırmandıkları yerin sahibi (eski sahibi) olan ideoloji ve aynı zamanda hayat tarzıydı. Onların perspektifinden bakıldığında, Şerif Mardin’in volk- İslâm dediği fenomen görünmüyordu.

İşte, Sosyalist Sol’un tevarüs etmesi hiç gerekmeyen, ama ne yazık ki büyük ölçüde tevarüs ettiği, benimsediği bakış tarzı ve değerlendirme.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums