Murat BELGE
Murat BELGE Gazete: T24 & BİRİKİM

Gene Aya Sofya

  • 31.05.2014 00:00

 Justinianus Aya Sofya’nın resmî açılış töreninde, gördüğü görkemli manzara karşısında coşmuş, “Aştım seni, Süleyman!’ diye peygamber ve Kral Süleyman’a seslenmişti. Altınca yüzyılda, dünyanın bu bölgesinde “Süleyman’ın tapınağı” efsanesi anlatılırdı. Bina çoktan yok olup gitmişti (“Ağlama Duvarı” dışında) ama efsanesi yerindeydi. Onun için Justinianus bir karşılaştırma yapmak isteyince, aklına ondan görkemlisi gelmiyordu.

Ama gerçekten aşmıştı. Bunca yüzyıldan sonra, hâlâ ayakta Aya Sofya. Hâlâ insanın başını döndürüyor.

Osmanlı mimarisi yabana atılmaz. Mimarlık örgütlenmesi de. Sinan müthiş bir adamdır.

Ama, bin yıl sonra, Sinan dahi bazı bakımlardan Aya Sofya’yı aşamadı.

Mimarlıkta “her şey” demek değil ama nicelikler önemlidir. Aya Sofya’nın kubbesi (birtakım kazalar geçirdiği için tam yuvarlak değildir) 31 ile 33 metre çapındadır. Bu kocaman kubbe yerden 56 metre yüksekte durur. Ağırlığı yüzden fazla sütuna dağıtılmıştır.

Sinan, Süleymaniye’de olsun, Selimiye’de olsun, bu boyutlara erişemedi. Süleymaniye’de kubbenin çapı yirmi yedi buçuk metre. Yüksekliği ise kırk yedi metrede kalıyor.

Bundan ötürü hayıflanmanın anlamı yok. Sinan’ın davayı kaybettiğini düşünmenin anlamı yok. Sanat başka, yarış başka.

Şimdi, Aya Sofya’yı camiye çevirecekmişiz. Çeviririz alimallah. Hele Tayyip Erdoğan’ın basiretli politikaları geçerliyken, haydi haydi yaparız. Türk- Müslüman’ın gücünü dünyaya gösteririz.

Bu “gösterme” işinin doğrusu, bana sorarsanız, Aya Sofya’yı cami yapmaktan geçmez. Bu işin militanları biz Konstantiniye’yi fethettik, kılıç hakkıyla Aya Sofya’yı da cami yaptık diye düşünerek kıvanç duyuyorlar. Ama bugün kalkıp Aya Sofya’yı cami yapmak, bizim Aya Sofya’yı değil, Aya Sofya’nın bizi fethettiğinin işaretidir. Fethetmek, aslında Sinan’ın da yaptığı gibi, onunla aynı estetik düzeyde duran bir sanat eseri üretmekle olurdu. Bu, tabii, olan bir şeyi taklit etmek de değildir. Ankara, Kocatepe’de olduğu gibi, Selimiye’nin betonarme kopyasını dikmekle Sinan’a erişilmez. Hangi çağda yaşıyorsak, o çağın bize verdiği teknik- teknolojik imkânları ve çağın sunduğu malzemeyi kullanarak, gene çağın ölçüleri içinde özgün ve estetik bir eser üretmekle erişilir. Bu da, Ataşehir’deki cami estetiğiyle olacak bir şey değildir.

Aya Sofya’nın müze olması doğru bir karardı (müze olarak ona nasıl baktık, bu da ayrı hikâye): bir insanlık hazinesiydi çünkü bu bina. Bunca yıl böyle durduktan sonra şu tarihte camiye çevrilmesinin göz çıkaran “rövanşist” anlamları, meydan okumaları, bence “İslâmcı” bir siyasetin gerektirdiği şeyler de değil. “İslâmcı” bir siyasetin hedeflerini, yöntemlerini belirlemek, şüphesiz, “İslâmcı” olanların işidir. Ama dünyaya meydan okumak ve dünyayı çatışmaya çağırmak, “İslâmcı bir politika” olsa da, bir politikadır; İslâm’ın tek politikası değildir. Aynı şekilde dünyayı barışa davet eden ve dostluğu öne çıkaran bir İslâmcı politika da olabilir.

Kendileri “çatışmacı” oldukları için bunu “herkesin” tavrı haline getirmek isteyenler, son bir yıldır hükümetin oluşturduğu çatışmacı atmosferden de yararlanarak, koca bir ülkeyi dönüşü olmayan bir savaşkanlık yoluna çekmeye çalışıyorlar. Bu bir provokasyon; bugün Aya Sofya, yarın başka şey, arkasını bırakmak istemeyeceklerdir. Başarılı olmaları ihtimali de pekâlâ güçlüdür.

Bunun aslında çok kompleksli bir davranış olduğunu, gerçekten güçlü olan birinin böyle ucuz kabadayılıklara başvurmayacağını bu işin militanlarına anlatmak sanırım mümkün değil.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums