Murat BELGE
Murat BELGE Gazete: T24 & BİRİKİM

Altmışlardan bugünlere

  • 17.07.2011 00:00

1965 seçimlerini Adalet Partisi kesin bir zaferle kazandıktan sonra, öğrenci gençlik arasında sosyalizm hızla yayılmaya başlamıştı. 1960 öncesinde büyük kısmı CHP eğilimli olan üniversite gençliği artık sosyalizme yöneliyor ve Halk Partisi’nin bu kesim içinde kayda değer bir etkisi kalmıyordu.

1967’den başlayarak, bu “sosyalist” gençler arasında TİP/MDD ayrımı önem kazandı ve ibre MDD’den yana kaydı. 1968 bunu kesinleştirdi. Gençlik eylemlerinin en yoğun olduğu dönemdi bu. Dev-Genç, MDD hareketinin gençlik örgütü olarak doğdu ve çok etkili oldu.

“Etkili olma”nın, eylem yapan gençlerin kendilerinden bağımsız, onların dışında koşulları ve nedenleri vardı. 27 Mayıs, birçok subaya göre, iktidarı sivil siyasîlere geri vermekte fazla acele davranmıştı. Zaten bu nedenle, başını Talât Aydemir’in çektiği iki başarısız darbe girişimi olmuştu. Gene bunun için, Silahlı Kuvvetler Birliği diye, dünyada benzeri olmayan, yasada yeri olmayan, de facto bir örgüt şekillenmişti. Bugünlerde olduğu gibi Kemalist sivil bürokrasi, gene başta Yargı, AP’li hükümetlere direniyordu (bu yakınlarda olduğu kadar güçlü değildi ama direniyordu). Böyle bir iktidar mücadelesinin şekillendirdiği bir arazi üstünde geçiyordu gençlik eylemleri. 27 Mayıs henüz son derece taze bir anıydı.

Bir yandan bazı grevler de yapılıyor, DİSK’in öncülüğünde işçi sınıfı da hareketlenmeye başlıyordu. Kavel, Demir-Döküm vb. grevleri topluma buradan bakanlara ümit veriyordu.

Gençlik “sosyalist”ti. Ama aynı zamanda “Atatürkçü”ydü. Bir insanın bunların ikisini birden olamayacağına dair hemen hemen hiçbir düşünce yoktu.

Sosyalizmin MDD’ci kanadı, Milli Demokratik Devrim’in ordu tarafından yapılacağına ve böylece sosyalizm için mücadeleye imkân doğacağına içtenlikle inanmış, “devrimci abiler” tarafından buna inandırılmıştı. Zaten bu nedenle aşağı yukarı bütün mitingler, yürüyüşler “Ordu-gençlik el ele/ millî cephede” sloganıyla başlıyor ve bitiyordu. Polis düşman, Jandarma ve ordu dosttu.

1968’de İstanbul Üniversitesi işgal edildiğinde öğrenciler net bir şekilde ikiye ayrıldılar: TİP’liler ve MDD’ciler. MDD, 27 Mayıs’ın tekrarını istiyor ve bekliyordu. AP de durumu bildiği için saldırıya geçmiyor, sertlik gösterisinden kaçınıyordu. Böyle olunca işgal sürdürülemedi. Ama sonraki aylar ve yıllarda yeniden işgal durumu yaratmakta hiçbir fırsat kaçırılmadı. “Sol Kemalistler’le ittifak içindeyiz” sözü her seferinde telaffuz edildi.

Böyle böyle 12 Mart’a geldik.

On binlerce insanı kapsayan gelişmelerden söz ediyorum. O zaman gördüğüm, bugün de söylemeye devam ettiğim şey, bütün bu olayların bir provokasyon zemini üstünde cereyan etmesiydi. Şu olay, bu olay değil; şu kişi, bu kişi de değil. Ajan olduğunu sonradan öğrendiklerimiz var, hâlâ öğrenemediğimiz herhalde çok daha fazla var, ama bunlar da önemli değil. Bunlara varmadan, bastığımız, üstünde yürüdüğümüz zemin kendisi provokasyondu.

Bir davranış biçimini sürdürdüğümüz zaman, bu tuzağın içinde oluyor, bu tuzağın bir parçası oluyorduk.

O zaman da bu gidişin gidiş olmadığını söyleyenler çıktı. Onlara hakaret edildi. O günlerin etkili hakaret kelimeleri “pasifist” veya “oportunist” gibi kelimelerdi. “Bizden” olmayana bunlar söylenirdi. Her çağ kendi küfür üslûbunu yaratıyor.

15-16 Haziran olup işçi sınıfı da rüştünü ispat edince, artık “Ordu darbe yapsın. Yapması için zemini hazırlayalım” demekten de vazgeçip dağa çıktık. Dağa doğru giden yola çıktık.

Ve 12 Mart geldi.

Sonra 12 Eylül de geldi.

Şu günlerde yolda olan var mı, bilmiyorum. Ama, en azından, yola çıkarmak için çalışanlar var.
 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums