Murat BELGE
Murat BELGE Gazete: T24 & BİRİKİM

Başbakan ve kitlesi

  • 29.04.2014 00:00

 Başbakan, “çoğunlukçu otoriter” bir sistem içinde siyaset yapmanın formülünü buldu. Bu zaten çok zor bir şey değil. Başbakan ve ona oy veren kitle arasında cereyan eden bir diyalog, son analizde. Karşısına çıkan sorun ne olursa olsun, ister bakanıyla bakanın oğlu arasındaki konuşma, ister Başbakan’ın kendi oğluyla konuşması ya da Anayasa Mahkemesi’nin başkanının söyledikleri, Başbakan hemen kendisini dinlemeye hazır bir kitle buluyor ve o insanlara hikâyeyi kendi açısından anlatıyor. Onlar da gerekli tezahüratı yaparak onu dinliyor.

Şimdi, dinlenmiş ve kaydedilmiş telefon konuşmalarının bazılarında, memlekette bazı ciddi yolsuzluklar olduğu şüphesi mi var, Başbakan işin o kısmını hemen kesip atıyor. Üç tane kelimesi var: dublaj, montaj, şantaj. Yani bunlar hepsi yalan. Asıl sorun ne? Asıl sorun birilerinin bu konuşmaları dinlemiş ve kaydetmiş olması. İşin burası korkunç, büyük bir suç! Affedilemez bir eylem!

Neresi “dublaj”? Nasıl “monte” edilmiş? Orada bir açıklama yok; herhalde açıklamaya da gerek yok. Koskoca Başbakan “dublaj” demişse dublajdır. Böyle “neresi” filan türünden sorular sormak da soranın kötü niyetini gösterir.

Asılsuç kısmında da fazla bir açıklama yok. İnterine girilecek! Başbakan “girilecek” dediğine göre demek ki girilecek, ama henüz girilmedi. Son konuşmasında “Bu işler kolay olmuyor” yollu bir küçük açıklama sıkıştırmış sözlerine. Ama insanlar oradan oraya sürülebiliyor. İşin o kısmı kolay oluyor. “Dinlemeler kanıt değil mi?” diye haykırıyor Başbakan. Bir “dinleme” olduğuna göre “dinleyen biri” olması da mantık gereği. Ama, kim bu? İn mi, cin mi, insan mı, paralel insan mı, ne? İkincisi, tamam “bir dinleyen” var da, ya o “dinlenenler” ne? Onlarla ilgili bir araştırma, soruşturma yapılması gerekmiyor mu? Başbakan “dublaj” dedi diye, yok hükmüne mi girecek?

Başbakan’ı grup odasında ya da herhangi bir kent meydanında tezahürat yaparak dinleyenler bu çeşit soru sormuyorlar. Onlar Başbakan’ın ve partisinin kendilerini doğrudan ilgilendiren alanlardaki icraatından hoşnutlar. Siyasetin hiçbir zaman “demokratik” olmadığı bir ülkenin yurttaşları olarak demokratik ilkelerin durumu da onları ilgilendirmiyor. Onlara hoş gelen şeylerin başkalarına hiç de hoş gelmemesi sorun değil. İşler onların istediği şekilde yürütülsün, gerisi boş laf.

Yani, onlar Başbakan’a bakınca istedikleri siyasî önderi görüyorlar. Başbakan da onlara bakınca istediği halkı görüyor. “Alan memnun, satan memnun” dedikleri cinsten bir durum. Başbakan bu kitleye her istediğini kabul ettirebilir, bunu da biliyor. Sonra onlardan aldığı onayla “çoğunluğun taleplerini yerine getirdim” diye öbür kalabalığa çatıyor.

“Öbür kalabalık”, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “seçilmiş halkı” dışında kalan herkes. Bir gün Pennsylvania ise ertesi gün Washington D.C. olabilir. Salı CHP ise çarşamba Anayasa Mahkemesi olabilir. Kendi evimizdeki televizyonu açmasak da, komşudan, kahveden, dolmuştan vb. o tanıdık ses geliyor. Bildik tonlamalarıyla monoton, yüksek hacimli ve öfkeli, birilerini azarlayan, her şeyin doğrusunu anlatan o ses.

Aklı başında herkesi şaşkına çeviren bir kararla Twitter yasaklıyor. Bu kararını iptal edince Anayasa Mahkemesi’ne kızıyor (kızma kapasitesinin sonu yok); hemen savaş açıyor: “gayrımillî karar” deyiveriyor --hukukî kararın “millî” olması gerekirmiş gibi.

Derken Anayasa Mahkemesi’nin başkanı da Başbakan’dan ve partisinden kendi kurumuna gelen hakaretamiz sözlere bir cevap verme gereğini duyuyor.

Sen misin cevap veren? “Bizi dövdü” diye kıyamet kopuyor. Gayrımillî başkan “Türk misafirperverliği”ni de ihlâl etmiş meğer!

Başbakan’ın ucu bucağı olmayan bir verip veriştirme yetkisi var. O verecek, veriştirecek, sen ona cevap vermeyeceksin!

Ne yaptı Haşim Kılıç? Başbakan’ın söylediklerine, adı üstünde, “cevap verdi”!

“Biz buna müstahak değiliz” diyor AKP’li yetkililer. Sizin Başbakan’ınız ağzına geleni söylüyorsa, ona cevap veren de olur. Siz Başbakan’ınıza “Böyle yapma, böyle siyaset olmaz” diyemedikçe, müstahaksınız.

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums