Murat BELGE
Murat BELGE Gazete: T24 & BİRİKİM

‘Büyüme’ konusuna devam

  • 23.11.2013 00:00

 Cesaretimi toplayıp “büyüme” kavramını sorgulamaya girişmiştim. Şimdilik, “iyi ettin” anlamına gelecek tepkiler aldım. “Sen ne anlarsın?” diyen olmadı henüz. Yani, diyen olmuştur da bunu zahmet edip bana ileten olmadı.

Benim bu “sorgulama”m, uluslararası ölçekte ve kapitalizmle ilgili bir şey. Gelgelelim, Türkiye’deki düzende de bunun yeri büyük. Hükümet, varlığının önemli bir kısmını “büyüme politikası” üstüne oturtmuş ve bu yolda kazandığı başarılarını kıvançla ilân ediyor. Toplumda popüler olmayı, seçim kazanmayı bu politikasına dayandırmış. Bu yolda inşaat sektörünü de bir tür “lokomotif” gibi görüyor. Böyle bir konjonktürde çıkıp, “Arkadaşlar, büyüme iyi bir şey olmayabilir,” demek, biraz tuhaf kaçabiliyor.

Buna ek olarak, bizim memlekette, Özal karşısında Calp’ın “sattırmam, efendim, sattırmam” sözleriyle simgeleştirdiğim bir “muhalif” tavır vardır. Önce “köprüyü yaptırmaz”, yapılınca “sattırmaz”, her şeye “hayır” demekten geçen bir tavır. Bu da kendimi özdeşleştirmekten hiç hazzetmediğim, hazzetmeyeceğim bir tavır. Zaten toplumun büyük çoğunluğuna da genel olarak sevimsiz görünen bir davranış bu. Hemen Halk Partisi ile, onun otoriter bürokrasisi ile, statüko merakıyla özdeşlenen bir genel tutum.

Sonuç olarak, bunun yalnız Türkiye’ye özgü bir şey olduğunu da söyleyemeyiz. İnsanlar böyle statik-bürokratik koşullarda yaşamaktan hoşlanmıyorlar.

Herkes bu gibi düşüncelerle, değerlerle yaşarken, kalkıp buna karşı çıkmak da akıl kârı bir iş gibi görünmüyor. Hangi siyasî partiye kabul ettirebilirsiniz bunu? “Büyümeyi durdur” ya da “yavaşlat!” Ya? Herkes var gücüyle büyürken, ben durduğum yerde durayım, öyle mi? Ne olacak, birkaç yıl sonra? “Manyak mısın, sen?”

“Parti”ye kabul ettiremedin, “toplum”a kabul ettirebilir misin ki? Büsbütün ettiremezsin. Zaten topluma büsbütün kabul ettiremeyeceğin için partiye de kabul ettiremezsin.

Bir kere bu öneri ciddi temellere dayanıyorsa ulusal, tek bir toplumla sınırlı bir şey değil, uluslararası olmalı. Ben burada büyümemi yavaşlatacaksam orada Çin’in, şurada Brezilya’nın da yavaşlatacağını bilmeli, bundan emin olmalıyım.

Bunun da nasıl zor bir iş olduğu ortada.

Ozonu yutan gaz emisyonlarını azaltmakla ulaştığımız göz yaşartıcı başarı düzeyi, bunun kolaylığı, güçlüğü hakkında bir fikir veriyor.

Ama daha da önemlisi, büyüme olmadığında ne olacağına dair üretilecek cevap..

Evet, sıkıştırılmış buharı birtakım makineleri çalıştırmak amacıyla kullanmaya başlamadan önce “büyüme” diye bir kavram yoktu. 1597 yılında Avrupa’da biri Çin’in “büyüme hızı” hakkında soru soramazdı, çünkü böyle bir şey umurunda bile değildi. Kimse böyle şeyleri merak etmez, çünkü zaten böyle kavramlarla düşünmezdi.

Bilmediği ve düşünmediği için, o zaman yaşayan insanlar bizden daha mutsuz değillerdi. Tabii daha mutlu da değillerdi.

Ama 18. yüzyılın sonlarından başlayarak, bütün bu değişim oldu. Adına “gelişme” diyoruz siz isterseniz “gerileme” deyin, “bozulma” deyin, ama bunlar oldu.

Dolayısıyla bugün konuştuğun adam, “Büyümeyeyim de ne yapayım” diye sorduğunda (ve tabii soracak bunu) cevap “Hiiç, şöyle biraz gez, bulutlara bak, denize bakıp ‘ne mutlu bana’ de,” şeklini alamaz. Alırsa da doyurucu olmaz. Hareket olmalı, toplumu dinamize edecek dinamo olmalı, bir yerden bir “girdi” olmalı.

Bu sorulara yeterli ve inandırıcı cevaplar üretmeye çalışan insanlar olduğunu biliyorum. Sonuçlar henüz dünyayı sarsacak gibi değil. Ama hiç yok da değil.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums