Murat BELGE
Murat BELGE Gazete: T24 & BİRİKİM

1 Mayıs

  • 4.05.2013 00:00

 Tuhaf bir “1 Mayıs” daha yaşandı, İstanbul’da. Geçen yılın düğün bayram havasında geçen kutlamasından sonra, belki de “düğün bayram havası” bünyemize uymadığı için, bu yılı gene taşa, copa, biber gazına adadık baktık, dünya hâlâ bizim bildiğimiz dünyaymış.

“Türk” olmanın bir özelliği olsa gerek, “Hayır” demek “Evet” demekten rahat geliyor. Bir şeye “Hayır” dersek, “Olmaz”, “Yasak” dersek, daha doğru davrandığımıza inanıyoruz. Dolayısıyla, yüznumara kapısında, “Onu bırak, öbürünü al” diyen ibrikçi fıkrası, “ulusal kültür”ü iyi temsil ediyor.

Taksim, evet, kazılıyor. Buna rağmen, bu 1 Mayıs’ta oraya gelecek kalabalığı sığdıracak yer bol bol var. Ama, tabii, belirli bir kesimin içinde, bir yerlerde, 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasına karşı bir alerji oluşmuş. Eh, çukur da kazıldığına göre, işte gerekçe!

Öte yandan, “ille de Taksim!” diye dayatanlar açısından da, çukur bir “gerekçe” olabilirdi. Taksim’in bugünkü hâliyle, kimse onlara “Niçin ısrar etmediniz?” diye sormazdı. Ama ısrar ettiler. Bu, 1 Mayıs’ın kutlanmasından çok, AKP’ye muhalefet etmenin çizilmiş stratejisinin gereğiydi.

Bu stratejinin özü, her fırsatta gerilim, mümkünse fiziksel çatışma çıkarmak. AKP 2002’de hükümet kurduğundan beri uygulanıyor, ama gerçek tarihi çok daha eskilere dayanıyor 27 Mayıs’ı hazırlayan 27 Nisan’a kadar. O zaman bu, şimdiki gibi, “çizilmiş” bir plan, strateji değildi, çok daha “spontane” bir süreç içinde biçimlenmişti. Muhtemelen o nedenle 27 Mayıs gibi bir sonuca da erişebildi. 27 Mayıs’ı izleyen yılları, 1971 darbesine kadar, ikinci bir 27 Mayıs yaratabilme hazırlıkları, çalışmaları, eylemleri arasında geçirdik. Ama gelen “ikinci 27 Mayıs” değil (onun “hikmeti” her neyse, o da ayrıca tartışılır) 12 Mart oldu.

Yöntem her durumda kalıcılaştı. Türkiye’nin zamana direnen sosyo-politik yapısının belirleyicileri bu davranışı kalıcılaştırıyordu: özgür seçim ortamında seçim kazanamayan CHP, on yılda bir darbe yaparak onun eksiğini gidermeyi gelenekselleştirmiş Silâhlı Kuvvetler, tabii bir de, Tan matbaasına veya Bayrak Mitingi’ne aynı heyecanla koşan genç militanlar.

Bunlara, seçimle iktidara gelen, ama iktidarda demokrasiyi derinleştirmek yerine “ plebisiter dikta” uygulamaktan vazgeçemeyen sağ partileri eklemezsek fotoğraf tamam olmaz.

“21. yüzyıl”a girdik gireli, yeni uluslararası konjonktürün de etkisiyle, “darbe yapan ordu” ayağı eskisi gibi çalışmaz oldu. 28 Şubat’a “post-modern darbe” dediğimize göre (ayrıca, “silâhsız kuvvetler yapsın” da denmişti), bir şeylerin “post”una geçtiğimiz konusunda iyi kötü bir konsensus oluştu demektir. Ama bu, kesinlikle, “post-darbe” bir döneme girdiğimiz anlamına geliyor mu, ondan da emin değilim. Gelenekleşen “emir-kumanda zinciri içinde darbe”, sanırım bugünün koşullarında muhtemel değil, belki mümkün de değil.

Ama bu geleneğin kurucusu sayılabilecek 27 Mayıs da “emir-kumanda zinciri içinde” yapılmamıştı.

Yollar yürümekle aşınmadığı gibi meydanlar da miting yapmakla bir zarara uğramaz. Ama taş atan eylemciye taş atarak cevap veren polisler, kendi “emir-komuta zincirleri” içinde biber gazı ateşleyen polisler, zevkle ve şevkle cop savuran polisler hükümetleri aşındırır.

Valiler, yanlarındaki memurlar, enerjilerini insanların istedikleri şeyi istedikleri gibi yapabilmelerini sağlamak için kullanırlarsa, bu şekilde özgürlüğün alanı genişlerse, bundan hepimiz kazanırız. Yetkili olan yetkisini özgürlüğü genişletme için kullanırsa, özgürlüğü provokasyon için kullanacaklar daha kolay afişe olur.

“Otorite kurma”nın yolu, biber gazı sıkmak ya da cop sallamaktan geçmez.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums