- 17.04.2012 00:00
Türkiye'nin demokratikleşme sürecinde 28 Şubat soruşturmasının özel bir yeri olacağına kuşku yok. Çünkü 28 Şubat, geçmiş darbelerden farklı olarak otoriter devlet-toplum ilişkisinin bozulmaması için asker ve onların sivil uzantılarının işbirliği ile yapılmıştır. Askerin başını çektiği süreç ancak medya-stk-yargı-akademi ve devletin uzantısı partilerin desteği ile gerçekleşmiştir. 28 Şubat, "post-modern"liğini bu büyük koalisyondan almaktadır.
Şu anda süren soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve mahkeme kararı ile tutuklananların "asker" olması bizi yanıltmamalıdır. Evet 28 Şubat post-modern darbesinin koçbaşı "asker"dir ama onların en büyük destekçileri asker zihniyetli sivillerdir. Bu yüzden post-modern darbenin diğer ortakları da mutlaka soruşturulmalıdır.
28 Şubat sürecinde ordu içinde "açık darbeyi" en hararetli savunan dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Güven Erkaya, 22 Aralık 1996'da Hürriyet'in Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'e şunu söylemişti; "Bu kez sivil kuvvetler halletsin". Erkaya'nın dediği gibi askerin uzantısı "sivil kuvvetler" devreye girdi ve 28 Şubat post-modern darbesinin gerçekleşmesinde en önemli rollerini oynadılar. Hatta Güven Erkaya'nın Deniz Kuvvetleri'ndeki öğrencileri 2002 sonrası süreçte darbe planı yapmaktan çekinmediler.
Şimdi yargılanan 28 Şubat'ı sadece askerlerin üzerine yıkmak, onlara haksızlık olacaktır. Eğer ortada soruşturulan bir suç şüphesi varsa, soruşturma mutlaka askerle koalisyona girenleri de kapsamalıdır.
28 Şubat post-modern darbesinde askerin zihinsel ortaklarından birisi yargıdır. Bir diğeri akademi. Diğer parçası Türkiye'nin önde gelen ve kendilerine "STK" diyebilen beş büyük sendikadır. Ve nihayet RP ve DYP karşıtı devletçi siyasi partilerdir. Önemli bir parçası da dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'dir. Ve tabii ki bütün bunların ortak eserini topluma sunan, kamuoyunu yönlendiren medyadır.
Yukarıda REFAHYOL'un hükümet olmasından AK Parti'nin tek başına iktidar olmasına kadar olan dönemde seçilmiş bazı gazetelerin 1. sayfalarının kupürleri yer alıyor.
Bu sayfaları yapanlar bugün ideolojik olarak nerede durmaktadırlar? 28 Şubat post-modern darbesi yargılanırken, onlar sadece izleyici mi olacaklardır, yoksa sürecin destekçisi olarak özeleştiri yapacaklar mıdır?
Özeleştiri yapmak onları ne kadar kurtarır bilmiyoruz; ama şunu biliyoruz 28 Şubat post-modern darbesi medya olmadan olmazdı. Yukarıdaki manşetler de medyanın 28 Şubat post-modern darbesindeki serencamının bir göstergesidir.
Yorum Yap