MÜSADERE: YANDAŞA KAYNAK YARATMA OPERASYONU

  • 25.11.2015 00:00

 AKP’nin Hizmet Hareketi’ne başlattığı sosyal, ekonomik soykırım, tüm Türkiye’de ve dünyada büyük bir cadı avına dönüştü. Bu süreçte sadece Hizmet Hareketi değil, AKP’ye siyasi ve ideolojik olarak muhalif olan herkes bu soykırımdan bir biçimde nasibini alıyor.

Son dönemde gazeteciler, yazarlara ve sıradan vatandaşlara peş peşe açılan davalarla basın özgürlüğü ile düşünce ve ifade özgürlüğünün sınırları giderek daralıyor.

Ne yazık ki Türkiye’de bazı kesimler meseleyi hala AKP-Cemaat kavgasına sıkıştırıp, yaşananları görmemeyi tercih ediyor.

MODERN İSTİKLAL MAHKEMELERİ

AKP’nin ekonomik soykırımı bu yılın Şubat ayında Bank Asya’ya el koyma ile başladı. Geçtiğimiz ay Koza-İpek Grubu ile devam etti. Son olarak Kaynak Holding’e kayyum atandı.

Bu el koymalar hukuki bir kararla olsa da, bu hukukun gücünü yasalardan değil Erdoğan’dan aldığını biliyoruz. AKP’nin kurmuş olduğu Sulh Ceza Mahkemeleri’nden çıkan bu cezalar adeta “Modern İstiklal Mahkemesi” işlevi görüyor.

El konulan üç kurumda yapılan uzun araştırmalarda bir suç unsuru bulamayan iktidar, bu kurumları “terör örgütü” ile bağlantılandırarak el koyuyor, müsadere ediyor. Yönetimine atadığı yandaşlar aracılığıyla ekonomik olarak içi boşaltılıyor.

OTORİTERLİĞİN SÜREKLİLİĞİ

Tüm bu yaşananlar, ülkeyi yönetenlerin siyasi ve kültürel kimliği değişse de yönetim zihniyetinin değişmediğini gösteriyor. Üstelik bu sadece Türkiye’nin 90 yıllık tarihini kapsamıyor, Osmanlı’dan bugüne yönetim zihniyetinin aynı olduğunu söylüyor.

Osmanlı’dan bu yana “tek kimliğe”, “tek doğruya” dayanan otoriter zihniyet, ideolojik sürekliliğini kimlikten bağımsız olarak sürdürüyor. Kısaca ister laik ister muhafazakâr olsun devletin otoriter özü, yönetenleri kendine benzetiyor. Ülkeyi muhafazakârlar yönettiği için daha demokratik ya da özgürlükçü olmadık. Tam tersine AKP yönetimi otoriterliği, ataerkilliğe eklemleyerek kendi ideolojik tabanı dışındaki herkesi ötekileştirip, düşmanlaştırıyor.

Üstelik sadece zihniyet değil kullanılan araçlar da neredeyse aynı.

DEVLETÇİLİK HASTALIĞI

Dünyanın neresinde olursa olsun ulus-devletler özü itibariyle otoriterdir. Sivil toplum ve siyaset ne kadar güçlü olur ve bu güçle devleti denetleyip sınırlandırırsa; ülke, o kadar demokrat olur. Türkiye gibi 'devlet' merkezli olduğu ülkelerde geçmişten bu yana otoriterlik çok daha baskın olmuştur.

Bu otoriter devleti, devlet-toplum ilişkisinin bu asimetrik yapısını ayakta tutan onun güçlü ideolojisi değil iktisadi imkan ve olanaklarıdır. Bu devletçiliğin iktisadi gücüdür.

Devletçiliğin iktisadi gücü; devletin/iktidarın sahip olduğu mülkiyet araçları ve hukuk üzerinden, ‘rant yaratma’ ve bu rantı, iktidarı destekleyen ‘toplumsal kesimlere keyfi olarak dağıtması’dır.

Devlet/iktidar ekonomik kaygı ve zorunluluklar dışında;

1. Vergi salarak,

2. Zam yaparak ve

3. Özel mülkiyete hukuksuz, keyfi el koyarak yani onu müsadere ederek rant yaratır.

Devletçiliği, işlevsel kılan unsur ise yaratılan bu rantın, “nasıl kullanıldığı” yani kimlere, hangi amaç için verildiğindedir.

Devletçilik, bu rantın ekonominin gerektirdiği  kurallara göre değilvarlık ve meşruiyetlerini iktidarın ömrünü uzatmaya vakfetmiş yandaşlara dağıtılmasıdır.

105 BİN TL’LİK MAAŞ

Gerek Bank Asya, gerek Koza-İpek, gerekse Kaynak Holding’in başına gelenler AKP’nin 3. yolla rant yaratması ve bunu kendi yandaşlarına dağıtmadır.

Bir yanda işini kaybedenleri, bir yanda 105 bin TL aylık alan kayyumları, 25 bin liralık maaşını peşin tahsil eden yayın yönetmenine baktığınızda tabloyu açık biçimde görüyoruz.

Bank Asya, Koza-İpek ve Kaynak Holding’e yönelik yapılan el koymanın geçmişe göre önemli bir farkının olduğunun da altını çizmek gerek. GerekOsmanlı’da gerek Türkiye’de yapılan müsaderelerOsmanlı tebaası ya da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olsa da  Müslüman olmayan azınlıklara yani devletin öteki olarak tanımladıklarına haksız biçimde uygulanmıştır.

AKP’NİN MÜSLÜMAN ‘ÖTEKİ’LER

Bank Asya, Koza-İpek ve Kaynak Holding’e baktığımız gördüğümüz müsaderenin artık Müslümanları da kapsadığı ya da Hizmet Hareketi’ni de ‘öteki’ gördüğü gerçeğidir.

AKP’nin kendine oy verenler –ki millet olarak tanımladıkları sadece bu kesimdir- dışında herkesi ‘öteki’ olarak tanımladığı son dönemi düşündüğünüz de bu çok da şaşırtıcı değildir.

Kendisini destekleyenleri dışında her kesimi ve herkesi öteki gören bu özcü anlayış için, Bank Asya, Koza-İpek ve Kaynak Holding’e el konulması, siyasi bir tasarruftur. Gelinen aşamada, bu el koymaların hukuki olup olmadıklarını tartışmak ikincil bir sorundur.

Bugün, bu davalara, el koymalara sessiz kalanlar yarın bu sonla karşılaştıklarında ne yazık ki yalnız olacaklar, onların haklarını savunacak kimse olmayacak. 

MURAT AKSOY / HABERDAR

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums