- 8.01.2015 00:00
1 Kasım seçimlerinin açık galibi AKP.
Seçimi kazanan AKP olsa da, bu başarıda kuşkusuz en önemli pay Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın.
7 Haziran’da dizlerinin üzerine çöken AKP’yi yeniden tek başına iktidar yapan seçimde ısrar etti. Üstelik bu arada AKP olağan kongresinde AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun etrafını da kendine yakın isimlerle çevirerek parti üzerindeki vesayetini güçlendirdi.
TERÖRÜ YARATAN TERÖRDEN BESLENDİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan ülkeyi sadece seçimlere zorlamakla kalmadı, bu seçimlere hangi ortamda gidileceğinin stratejisini de çizdi.
Bu strateji, şiddet ve terör üzerinden güvensizlik ortamı yaratarak, seçmenin tercihinde önceliği ekonomiye değil güvenlik ve istikrara vermesi üzerineydi. Ve bunda başarılı oldu.
Seçim sonuçları, PKK ve IŞİD’e yönelik operasyonlara bu iki örgütün Türkiye’de yaptıkları terör eylemleri –ki IŞİD eylemlerini ayıralım- başlayan kaos ve terör ortamı seçmeni etkilemiş olduğu gösteriyor.
Sonuç olarak bu kaos ve şiddet ortamı yaratan Erdoğan ve AKP, bu ortamdan yararlandılar.
Seçmen, güvenlik ve istikrar için, bu ortamın sorumlusu olanları ödüllendi. Bu da Türkiye’nin tarihsel paradoksu olsa gerek.
SORUNLAR ARTARAK DEVAM EDİYOR
AKP’nin seçim başarısı Türkiye’nin içinde olduğu sorunları ortadan kaldırmadığı gibi AKP’ye daha ağır bir yük bindirmiştir.
Türkiye’nin önünde başta toplumsal kutuplaşma ve gerilim olmak üzere, Kürt sorunu, ekonomik, düşünce ve ifade, basın özgürlüğü gibi alanlarda ciddi sorunlar durmaktadır.
Bundan sonra bütün mesele, AKP’nin bu sorunları hangi ajanda içinde çözeceği ya da nasıl bir çözüm iradesi ortaya koyacağıdır.
AKP’NİN İKİ YOLU
Bu noktada AKP’nin önünde iki yol var.
İlki bu sorunları var olan toplumsal kutuplaşma ve gerilimi uzlaşma arayarak, toplumun farklı kesimlerle konuşarak çözme iradesi.
İkincisi ise 1 Kasım öncesine kadar olduğu gibi bu kutuplaşma ve gerilimi derinleştirerek, toplumu baskı ile yönetme iradesi.
Bu iki yaklaşık iki farklı siyasal anlayışı ifade ediyor. İlk yaklaşım farklılıkları ile çoğulcu bir Türkiye ima ederken; ikincisi toplumsal çoğulculuğu yok sayan homojen bir toplum hedefini siyasallaştıran bir yaklaşımdır.
1 KASIMDAN SONRA OLANLAR
1 Kasım’dan bugüne 100'e yakın gazeteci işsiz kaldı, 3 gazeteci tutuklandı, Özgür Gündem Gazetesi'ndeki 38 gazeteciye birden soruşturma açıldı. 54 yargı mensubu için yurtdışı çıkış yasağı getirildi. TUSKON'a baskın düzenlendi. Zaman ve STV grubuna kayyum atanacağının söylentileri çıktı.
Bütün bu olanlar basın ve ifade özgürlüğü başta olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin darbe dönemlerinde bile olmayan biçimde ortadan kaldırılmasındır.
Bu operasyonların hedefi, muhalif, eleştirel duran her farklı sesin hukuksuz biçimde susturulmasıdır. Bugün ve Kanaltürk TV’leri, Bugün ve Millet Gazeteleri’ne el koymak bunun içindir.
Nokta Dergisi’ni susturmak da bunun içindir.
O yüzden yeni dönemde AKP’nin Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun söylediği gibi 2002 ayarlarına Cumhurbaşkanı Erdoğan varken dönmesi mümkün değildir.
Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan sadece 17-25 Aralık yolsuzluk dosyalarından kurtulmak değil aynı zamanda de facto biçimde yarattığı partili cumhurbaşkanlığını de jure hale getirerek topluma kabule ettirmek istemektedir.
Bu açıdan AKP’de yeni dönemde siyaseti belirleyecek olan Başbakan Davutoğlu değil, Cumhurbaşkanı Erdoğan olacaktır.
AKP’nin yolu, bunun için toplumsal kutuplaşma ve gerilimi arttırarak toplumu baskı altında tutmak olacaktır.
TEŞEKKÜR
Bir gazeteci ya da yazar için en önemli şey kendince inandıklarını yazabilecek bir mecra bulabilmesidir. Yeni Şafak'ın benimle yolları ayırmasından sonra t24.com.tr'den sayın Doğan Akın bir dayanışma örneği göstererek bana T24'de köşe açtı. 29 Ekim 2014'te yayın hayatına başlayan Millet Gazetesi yazma teklif edince oraya geçtim. Ancak hukuk ihlalleri ile dolu bir operasyon ile gazetemize 28 Ekim 2015'de el kondu. Yazılarımız yayınlanmadığı gibi web sitesinde (www.millet.com.tr) yazılarımız da kaldırıldı.
İnsanların görüşlerini açıkça yazabildiği mecraların azaldığı bir dönemde görüşlerime değer verip düzenli yazmak için bana sayfalarını açan @haberdar'a ve sayın Said Sefa'ya çok teşekkür ediyorum. Hoş bulduk.
MURAT AKSOY / HABERDAR
Yorum Yap