- 16.09.2015 00:00
Geçtiğimiz hafta sonu Sosyal Siyasal Ekonomik Araştırmalar Platformu'nun (SESAP) düzenlediği arama toplantısına davetliydim. SESAP, bir grup sosyal demokrat akademisyen ve yerel yönetim çalışanın bir araya gelerek kurduğu bir düşünce platformu.
Toplantının amacı, CHP'nin 1 Kasım seçimlerine nasıl hazırlanması, ne söylemesi, nasıl söylemesi, iletişim strateji ne olmalı gibi konu başlıklarının tartışılmasıydı.
LİSTE AYNI SÖYLEM YENİ
Katılımcılar farklı gruplara ayrılarak iki gün tartıştılar. Grup çalışmalarının sonuçları son gün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Başkan Yardımcıları Selin Sayen Böke ve Sencer Ayata'nın katıldığı bir toplantıda tartışıldı. Genel Başkan Kılıçdaroğlu, toplantı boyunca gelen tüm eleştiri ve katkıyı not aldı. Toplantı sonunda eleştirilere tek tek cevap verdi, katkılardan yararlanacaklarını ifade etti.
Toplantının benim açımdan en önemli çıktısı: CHP'nin 1 Kasım seçimlerinin 7 Haziran seçimlerinden her açıdan daha ağır olduğunun farkında olması.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmalarından edindiğim izlenim; siyasal söylemin Kürt sorunu bağlamında yenileneceği. Ekonomik sorunlar gibi toplumsal barışın da CHP tarafından sağlanabileceği güçlü biçimde vurgulanacağı. Siyasal söylemin yenilenmesi ne kadar önemliyse partinin vitrini ve milletvekili listesinde stratejik değişiklerin olmaması da o kadar sorunludur. Bu toplantıyla birlikte şundan bir kez daha emin oldum. CHP'nin çeperinde ciddi bir akademik ve entelektüel bilgi kapasitesi var. Ancak sorun bu kapasiteden partinin yeterince yararlanamaması. Şunu çok iyi biliyorum ki, aynı anda CHP katkı sunmaya çalışan birbirinden bağımsız ve habersiz 4-5 oluşum, platform ve girişim var.
Bu grupların varlığı kuşkusuz önemlidir. Ama bu grupların benzer dönemde, benzer konularda yine benzer sonuçları partiye iletmeleri ciddi bir enerji kaybıdır.
KÜÇÜK İKTİDARI KORUMA KAYGISI
Bunun için CHP'nin Batı tipi sosyal demokrat partiler örneğinde olduğu gibi kendine yakın bir düşünce kuruluşunun kurulmasına öncülük etmesi ya da var olanlarla arasında bir ideolojik bağ kurması önemlidir. Bu hem sosyal demokrasinin toplumda siyasal ideoloji olarak kök salmasını, hem gençlerin CHP'yle barışmasına, hem de partinin toplumdaki algısının değişmesi açısından önemlidir. Eğer bu, bugüne kadar olmadıysa nedeni CHP içindeki küçük iktidar mücadelelerindendir. Unutmayalım ki, parti dışındaki entelektüel ve akademik bilgiyi, parti içindeki küçük iktidarları için konsolide edenlerin varlığı ve bu küçük iktidarlarını koruma kaygıları CHP'yi büyük iktidara taşıyamaz.
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ BİTERKEN
Önce grubumuza baskın yapıldı. Önceki gün Nokta Dergisi 'kapağı' yüzünden basıldı.
Dün İdris Bal'a 'darbe'den, İshak Alaton'a 'paralel'den, Doğan Grubu'na 'terör' suçlamasıyla soruşturma açıldı. Basın özgürlüğü adım adım bitiyor. AKP kongresinde yaşananlardan sonra Türkiye'de olacak hiç bir şey insanı şaşırtmıyor.
Yorum Yap