- 27.05.2015 00:00
7 Haziran seçimlerinin ortaya çıkardığı gerçeklerden birisi, AKP'nin HDP özelinde Kürtlere ve Kürt sorununa bakışının ortaya çıkmasıdır.
AKP'nin Kürtlere bakışı, hak ve özgürlük, eşit vatandaş değil Kürt kimliğini inkar eden, onları din kardeşliği üzerinden ikincilleştirip, asimile etmeye dayanmaktadır.
Bu bakış, AKP yönetici kadrosunun bilinç altındaki Kürtlere bakışının açık yansımasıdır.
Son örnek, HDP'nin Kazlıçeşme'de yapmak istediği mitinge izin verilmemesidir. İzni vermeyenin vali olması gerçeği değiştirmez.
DEMOKRAT DEĞİL OTORİTER
Ortaya çıkan sadece Kürtlere değil hak ve özgürlüklere, vatandaşlığa yani demokrasiye bakışın da yansımasıdır. Bu, özgürlükçü demokrat değil, toplumsal meşruiyetini ataerkillikten, yönetsel meşruiyetini de otoriter zihniyetten alan bir bakıştır.
Bu zihniyetin yansımalarını 2011'den sonra görmeye başladık. Özel alana yönelik değer temelli (kadın doğum şekli, içki düzenlemesi, çocuk sayısı vs.) yasal değişiklikler ve kamusal söylemler AKP'nin içinde olduğu demokrasi treninin yavaşlatması anlamını taşıdı.
Nihayet AKP, bu trende Gezi'de indi.
Gezi’de hak ve özgürlükleri için meydanda olanlara karşı kullanılan orantısız şiddet ve ötekileştirici siyasal dil, demokratikleşmenin AKP için çoktan bitmiş olduğunu gösterdi.
Daha önemlisi Gezi, AKP'nin iktidarı kaybetme korkusu ile 2023 vizyonunu hayata geçirmesini hızlandırdı. Cemaate açtığı savaş da bunun bir parçasıdır.
LÜMPEN MÜSLÜMAN TÜRKİYE
AKP'nin 2023 vizyonu, laik, demokratik ve özgür değil İslami görünürlük ve lümpen bir Müslümanlığın kamusal alanda baskın olduğu bir Türkiye'dir. Erdoğan'ın Yeni Türkiye'si budur.
Bu Türkiye içinde, tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları gibi, Kürtlere biçtiği rol laik ya da İslamcı Kürt değil AKP'nin lümpen Müslüman Kürt rolüdür.
Bunu Uludere'de de gördük Kobani'ye bakışta da gördük. AKP'nin bu aşamada Kürtlere lümpen Müslümanlık dışında vereceği bir şey yoktur. AKP için Kürt sorununun çözümü demokratikleşme, hak, özgürlük ve anayasal eşitlik temelinde değil Kürtleri yoksulluğa mahkum eden devlet yardımları ve lümpen bir din kardeşliği söylemi ile asimilasyona dayanmaktadır.
AKP Kürtlerden bu projesine oy istemektedir. Türklerin büyük bir kısmı gibi Kürtlerin bir kısmının da ötekileştirildiği bir Türkiye’de Kürtlerin de, Alevilerin de, azınlıkların da, cemaatlerin de sorunlarının çözülmesi zordur.
Bunun için ister laik ister muhafazakâr olsun Kürtlerin verecekleri oylar kendileri için de Türkiye için de tarihidir.
Mesele artık HDP'nin baraj meselesi değil Türkiye'nin yeniden demokrasi rayına girip girmemesidir.
Yorum Yap