Önceki gece 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nin Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ve 75 tutuklu polis hakkında tahliye kararı verdi. Tahliye kararı henüz gerçeklemiş değil.

 Çünkü iktidar kararı, yetkisiz ve hukuksuz bulduğu için uygulanmasını da istemiyor. Uygulanmaması için de tüm gücünü kullanıyor ve kullanacak da.

Düşünün ki, hakimin verdiği kararı, savcı inceliyor ve hakimin verdiği kararı tanımıyor. Bir de buna hukuk, hukuk devleti diyoruz, öyle mi?

 HUKUK DEĞİL SİYASET

 Hakimin verdiği kararın savcı tarafından incelendiği ve tanınmadığı bir süreçte, kimse bu kararın arkasındaki tartışmaları hukuki metinler, yasa maddeleri üzerinden açıklamaya ve anlamaya çalışmasın. Çünkü tahliye kararının infazının gerçekleşmemesi hukuki değil siyasi bir kararıdır.

 Hukuk, siyasetin aracı haline getirilmişti. Bakunin’e atfedilen o meşhur sözle “hukuk iktidarın fahişesi” haline getirilmiştir.

 KAYIT VARSA GÖSTER

 Başbakan Davutoğlu dün Gümüşhane de; “Bir hafta önce Pensilvanya'dan 'tahliye edilsinler' talimatı aldı. Elimizde kayıtları var”. Kabataş’ta da, Dolmabahçe’de de vardı o kayıtlar ama bir biz görmedik.

Devlete düşen nedir peki?

 Bunu meydanlarda seçim malzemesi mi yapmak yoksa bu belgeleri kamuoyuna açıklayıp, hukuka yardımcı olmak mı?

Onlar birincisini yaptı.

AKP’NİN SULH CEZA SİLAHI

 Torba yasalarla Meclis’i işlevsizleştiren AKP, 17-25 Aralık soruşturmalarından sonra hukuku adım adım yürütmeye bağlamıştır. Son olarak Sulh Ceza Hakimlikleri adı altında AKP, kendi silahsız hukuk gücünü kurmuş ve muhalif olan herkesi sigaya çekmeye başlamıştır.

 Cemaat başta olmak üzere ‘öteki’, ‘hasım’ olarak gördüğü herkesi, hukuk üzerinden tasfiye etmeye çalışıyor. Bunun alt yapısını da ‘makul şüphe’ kurduğunu unutmayalım. Oysa hukuk toplum olmanın, farklılıkların bir arda yaşmasının teminatıdır. Hukuku bir kez ihlal ettiğinizde, bu ihlalin ortaya çıkmaması için daha büyük ihlaller yapmak zorunda kalırsınız. Bugün yaşadıklarımız budur. AKP, hukuk cinayeti işliyor ve buna devam edecek.

 AKP VARKEN BİZE YER YOK

 AKP, dönüştürmek için yola çıktığı devleti taklit ediyor. Bedenini ve zihnini o devletin aklına teslim edip, aynı devlet aklının siyasi tercihlerini uyguluyor.

Kendi kültürel kimliği dışında kalan herkesi özel alana itiyor. Kendine yandaş bulmak için devletin ekonomik gücünü, hasım gördüklerini ise hukuk araçlarıyla yok etmeye çalışıyor.

 Kısaca AKP, hukuku da muhaliflere karşı modern İstiklal Mahkemesi olarak kullanıyor. Kullandıkça kaybedecek. Çünkü tarihi korkaklar değil kahramanlar yazdı ve yazmaya devam edecek.