Dün hepimizin gözü Diyarbakır'daki cenazelerdeydi. Tören olaysız sona erdi. Meydana toplanan yüzbine yakın insan hem cenazelerine sahip çıktı hem de sorunun artık sona ermesi gerektiğini haykırmış oldu.

Başbakan Erdoğan'ın Salı günü yaptığı grup toplantısı pek çok açıdan tarihi idi. Sürecin adını koyan, herkesi sağduyuya ve samimiyete davet eden konuşması, barış sürecinin en güçlü teminatı oldu. Siyasete düşen bu teminata sahip çıkmak olacaktır.

Dünkü törenin olaysız sona ermesiyle birlikte artık şunu söyleyebiliriz; Paris'te son süreci provoke etmeyi amaçlayan 3 kadının öldürülmesi hedeflerine ulaşamamış oldu. Ne 3 kadının öldürülmesi bu süreci provoke edebildi ne de Diyarbakır'da gerçekleşen tören.

Diyarbakır'da cenaze törenin olaysız geçmesi tarafların sorunun çözülmesi için ortaya konan 'iradenin' ortaklaşmasını göstermiştir.

Dün gerçekleşen töreni pek çok açıdan okumak mümkün. Ama bu törenin en önemli yanı; Paris'te provokasyon amacıyla öldürülen 3 kadının cenazelerinin Türkiye'ye getirilebilmesi ve böylesi bir törenin yapılabilmesidir. Tek başına bu tören bile çözüm yolunda önemli bir adımdır.

Tören için meydana toplananlar sadece 3 kadını yolcu etmediler, pek çoğunun yüzünde, yüreğinde 'bu sorun artık bitsin' çağrısı vardı. 'Öcalan'la başlatılan sürecin arkasındayız' mesajıdır.

Diğer taraftan böylesi bir törenin olaysız biçimde sona ermesi AK Parti ile BDP arasında güçlü bir 'arka kapı diplomasisi' olduğunu göstermektedir. Bu diplomasiye bu süreçte çok ihtiyacımız olacak.

Törende DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk'ün ve BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın konuşmaları sürece verdikleri desteği göstermesi açısından önemlidir. Demirtaş'ın; 'Bu topraklar kana doydu. Bu topraklara savaş zihniyetini gömelim diyorsanız biz hazırız. Bu halk cesurdur, o nedenle barışa hazırdır. Siz hazırsanız barış meydanı böyle olur? Bu fırsatı artık kaçırmayalım. Artık 'Bu topraklarda gençler yeterince öldü' diyorsak bu fotoğrafı herkes iyi okusun' sözleri önemlidir.

Dünkü tören gösterdi ki, Türkiye'deki siyasi aktörler bu süreci devam ettirmekte kararlıdır. Gerek AK Parti'nin gerek BDP'nin bu süreçte gösterecekleri basiret bundan sonraki sürecin garantisi olacaktır. Yine ortaya çıkmıştır ki, Türkiye'de siyaset bu sorunun çözülmesine güçlü biçimde sahip çıkarsa içerden de dışarıdan da gelecek provokasyonlar etkisiz olur.

Elbette bu süreçte kim ne derse desin önemli bir aktör de CHP'dir. CHP'nin de bu sürecin bir parçası olması kaçınılmazdır. Tarih Kılıçdaroğlu'na Yeni CHP hedefi için bir şans daha vermiştir. Kılıçdaroğlu'nun; 'İktidar sizsiniz, siz çözün' deme lüksü yoktur. Aynı şekilde AK Parti'nin de bu süreçte CHP'yi dışlama lüksü yoktur.

PKK EYLEMSİZLİĞE GEÇSİN

Dün törenden sonra Abdullah Öcalan'ı İmralı'da ziyaret eden Mehmet Öcalan ile konuştum. Mehmet Öcalan, cenaze töreninin olaysız sona ermesinin Abdullah Öcalan'ın en büyük isteği olduğunu söyleyerek başladı söze ve şöyle devam etti: 'Abim, cenazedeki sağduyunun Paris'te 3 Kürt kadınını öldürenlere en büyük cevap olacağını söylemişti. Törenlerin olaysız geçmesi, kendisiyle ilgili gösterilerin olmaması onun da istediği bir şeydi. Televizyonda izleyince onun da çözüme umudu daha da artacaktır' dedi.

Mehmet Öcalan'ın ağzından, Abdullah Öcalan'ın Fransa'daki cinayetlerle ilgili görüşleri ise şöyle: '3 kadının öldürülmesi son barış sürecini hedef alıyor. Cinayetlerin de bir uluslararası komplo olduğu görüşündeyim. Olayı aydınlatmak başta Fransa'nın görevidir. Avrupa'daki arkadaşlar olayın aydınlatılması konusunda gerekirse Fransa'ya yardım etmelidirler. Bu onların da sorumluluğudur'. Mehmet Öcalan devamla; 'Abim, PKK'nın varlığından memnun olanların sorunun çözülmesini istememesini normal karşılıyor. Ama onları boşa çıkaracak olan devletin ve örgütün samimiyeti olacağını düşünüyor' dedi. 

Abdullah Öcalan'ın BDP ve DTK Eşbaşkanları'nın kendisini ziyaret etme olasılığından da bahsettiğini belirten Mehmet Öcalan, bunun cinayetler nedeniyle ertelenmiş olabileceğini söyledi.

Mehmet Öcalan; 'Abim, bu süreçte herkese sorumluluk düşüyor. Siyaset kadar sivil topluma da, aydınlarımıza da sorumluluk düşüyor. MİT'ten kendisiyle görüşenleri samimi buluyor. Bu süreçte PKK'nın Türkiye'de yapacağı her eylemin süreci olumsuz etkileyeceğini düşünüyor. Bu yüzden PKK'nın eylemsizlik halinde olması gerekiyor. Süreç hassastır. Herkes dikkatli olmalı' mesajını verdi. Öcalan son olarak; 'Dünkü tören bu sürecin miladıydı ve kazasız atlattık. Burada karşılıklı güven konusunda ilk adım atıldı, arkası gelecektir' diyerek bitirdik konuşmayı. Dün Kürt sorununun çözümü sürecinde tarihi bir gündü. Ve barış için büyük bir adım atıldı.

twitter.com/murataksoy