Kapıkulu düzeni çöküyor mu?

  • 12.02.2016 00:00

 CHP'li Selin Sayek Böke'ye karşı işlenen “nefret suçu”nu, Kapıkulu düzeninin işleyişine bir “örnek olay” olarak görebilirsiniz.

Parlak bir politikacıyı, “gelecekte Saray'a karşı tehlike oluşturur” hesabıyla “lekelemek” için bir haber uyduruyorlar. “Vaftiz edilmiş, yani Hıristiyan bir CHP'li politikacı” yaftasını yakasına asıyorlar. “Kripto Hıristiyanların Partisi” olarak CHP'yi, zamanı geldiğinde bu haberi renkli fotokopi ile çoğaltıp dağıtarak herkesin gözüne sokabilirler. “Hayır yalan” cevabı geldiği zaman, “Hıristiyanlara düşmanlığınız ne?” pişkinliği ile karşılaşmak kaçınılmaz. Bu haberin kendisinden çok nasıl üretildiği ve dolaşımda kaldığı önemli. İpek-Koza Grubu'nun Bugün Gazetesi gasp ediliyor ve böylece muhalif niteliği “kapıkulu” olarak dönüşüm geçiriyor. Kayyımın çıkardığı gazeteyi kim okur? Kimse okumuyor. Tiraj kalmıyor ve bu gazete sadece masa başında üretilen “vaftiz olmuş” yalanları ile Saray için “kullanışlı” haberleri kayıt altına alıyor. Kapıkulu düzeni asıl hikâyenin son sahnesinde tam kadro görev alıyor. Selin Sayek Böke, “nefret suçu haberini yapanlar adına utanıyorum” tepkisini dile getirirken, kapı halkının hepsi ortak bir tavır takınarak tam kadro halinde bu basın toplantısında görünmüyor. CHP'nin bu parlayan yıldızı, haber niteliği tartışılmaz bu basın toplantısını boş salona yapıyor.

RTÜK Başkanı'nın verdiği, “Seçim yasakları kapsamında YSK'nın özel televizyonlara ceza verme yetkisi kaldırılacak” bilgisini, bir film tabakası halinde bu “vaftiz” haberinin üzerine yerleştirin. Türkiye'de adil ve eşit şartlarda bir seçim rekabetinin olması, yani demokrasinin varlığını sürdürmesi mümkün mü? Kabataş yalanının yalan olduğunu, Sümeyye'ye suikastın masa başında uydurulduğunu, paralel paranoyasının şizofreni sınırlarını aştığını, Dolmabahçe Mutabakatı'nın 7 Haziran'a yönelik basit siyasî çıkar hesapları uğruna yapıldığını, bugün askeri-polisi şehit eden silahların valilerin önünden resmigeçit yapar gibi geçip şehirlerde depolandığını söyleyecek bir basın gücü olmazsa geriye demokrasi adına ne kalır?

Tek umut var: Bu düzen, kapı halkının birbirinin boğazına ölümüne yapışması yüzünden Saray için taşınması giderek zorlaşan bir yüke dönüşüyor. Bu boğazlaşma, Saray'a karşı “istemezük”lerle sürüyor. Basın tarihinde kalem kavgaları meşhurdur. Bugün iktidar medyasının kendi içinde süren kavganın edep ve ahlâk kurallarıyla çizilen bir sınırı yok. Rögar kapakları açılıyor, kavgada yumruğun hemen öncesinde söylenen en ağzı açılmadık küfürler köşe yazılarının başlığı olarak karşınıza çıkıyor. İktidarı savunmak adına muhalefete saldırı değil, kapı ahalisi, sarayın dış bahçesinde kılıçları çekmiş birbirini doğruyor. Polemik, eskilerin tabiriyle “şahsiyyat” fikirlerle değil kişiliklerle yapılır. Kılıçlar bu sefer iktidarın emin sahillerinde yaşayanların elinde birbirlerine karşı çekildi; ne var ki insan hakları belgelerinin yayımlanmasından bu yana, insan onuru hiç bu kadar ayaklar altına alınmamıştı. Yazık, onlar da insan!

Bülent Arınç ve Hüseyin Çelik'in çıkışları ile yükselen başkaldırıyı, kamu kaynakları ile finanse edilen iktidar medyasında tırmanan iç savaşı, 2012 yılından itibaren inşa edilen Kapıkulu düzeninin çöküşü olarak yorumlamak lâzım. Hatırlayalım: Kapıkulu devşirmelerden oluşur. Köksüz ve kimsesiz oldukları için Saray'ın müdafaası “köle” statüsündeki devşirmelere bırakılır. Nispeten küçük bu güçle saray korumaya alınır, ayrıca mansıp ve rütbeler sarayın gözüne girme becerisine göre temayüz eden “kul taifesi”ne dağıtılır. İşte bu düzen 2012'de kuruldu, bir süre taşıma suyla döndü, sonunda tıkandı ve çöktü. Düzen işleseydi, sırf bir uydu frekansı tahsisi yüzünden Kanal 7 ile Star grubu arasında -kendi veciz ifadeleri ile- rögar kapaklarının sonuna kadar açıldığı kavgalar başlar mıydı? İktidar medyası işlevsiz, hantal ve çok pahalı. Hem maliyeti yüksek hem bir işe yaramıyor. Kapı halkı ise tensikatta kazandan düşmek endişesi ile birbirine giriyor.

“Kapıkulu” tabiri, Saray'ın gözüne girebilmek adına her türlü boyaya bulanan tetikçiler için Hüseyin Çelik tarafından kullanıldı. Vak'a-i Hayriyye de, galiba onun gibi tavır alanların eseri olacak

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums