- 6.02.2015 00:00
Bahçeli'nin kullanımı iki “r” ile yazılan “şerrefsiz” olmalı. Elfâz-ı galiza ve müstehcene kullanmadan karşınızdakini incitmek için zorlayabileceğiniz en son sınır bu iki “r”li kelime.
Şeref kelimesini, Fransızca'dan aldığımız “onur” veya eskiden Osmanlıların kullandığı “namus” kelimesi yerine kullanmıyor MHP lideri. Zaten kelimenin Türkçe'de hakaret anlamında kullanımı sorunlu, Arapça aslında kimse bu şekilde istimal etmeyi aklına getirmez. “Şerefli” deyince birine yüksek bir paye veriyorsunuz, “şerefsiz” deyince o üstünlüğü geri almış oluyorsunuz. Mânâyı ancak galat halinden çıkartabiliriz. MHP lideri Bahçeli, galiz kelimeler kullanmadan yumruk yumruğa kavgaya girişmeden önceki son kelimeyi kullandı. Sonrasında muhatabının konuşabileceği, hatta “lütfen geri al bu sözü, bana hakaret edemezsin” diyebileceği bir fırsat bile kalmıyor ortada.
MHP liderinin ağzından çıkan bu sözden sonra “siyasetin şerefi” etrafında uzun soluklu bir tartışmamız olacak gibi görünüyor. Sorun şurada: Bahçeli, bu sözü, siyasî hasmı olan ve seçimden sonra daha da sertleştiği HDP'ye veya temsilcilerine hitaben sarf etmiyor. MHP lideri, muhatabını, bu lafzı kullanmadan önce tam olarak tanımlıyor. Bunlar HDP'ye oy verenler içinde, sadece Erdoğan'dan rahatsız olan ve Demirtaş'ın “seni başkan yaptırmayacağız” sözünün peşine takılan emanet oylar. Bahçeli, bu kesimi “MHP'ye vermeyen, ama HDP'yi Meclis'e taşıyan zavallılar... HDP'ye oy veren şerefsizler” olarak sınırlayarak, kendi potansiyel seçmen kitlesinden bahsettiğini vurgulamış oluyor. Genetik olarak HDP'li niteliği taşımayan, bu seçimde sırf Erdoğan'ı durdurmak için HDP'ye oy veren Cihangir cemaati olarak nitelenenler gibi insanlardan bahsediyor. Polemik genişleyince tanımlamanın içine HDP'liler de, PKK'lılar da dahil edildiler; ancak başlangıçta “şerefsiz” olanlar MHP dururken HDP'ye oy verenlerden ibaretti. Nitekim MHP liderinin danışmanının canlı yayında referans aldığı üç bin kişilik listenin, daha çok liberal ve solculardan oluştuğu anlaşılıyor.
“Şerrefsiz”den sonra akla mantığa uygun bir analizi sürdürmek çok zor. Yine de MHP liderinin potansiyel seçmen kitlesine hakaret ettiğini ve beklendiği üzere seçim tekrarlanırsa bu kesimin oyunu tam karşısında bloke ettiğini söylemek pek yanlış olmaz. Demek ki HDP, seçim tekrarlanırsa MHP'nin dışarıda bıraktığı bu kesim sayesinde 7 Haziran'da aldığı oyları muhafaza etme şansına sahip olacak.
Nitekim HDP'lilerin polemiğe dahil olurken kullandıkları üslup ve seçtikleri kelimeler, bu hesabın içinde olduklarını açık bir şekilde gösteriyor. Bahçeli'nin “şerrefsiz” hitabını ustalıkla kendi üzerlerine alınıyor ve MHP'yi “Saray etrafında kalkan oluşturmak”la itham ediyorlar. Bu karşılık HDP'lilerin öfke ve kızgınlıkla davranmadıklarını, tersine bu polemiği bile “seni başkan yaptırmayacağız”ın etkileyici bir malzemesine dönüştürdüklerini gösteriyor.
HDP bu kadar oyu, PKK ile yakınlığına, teröre destek konusundaki sabıkasına rağmen aldı. Hukuku boşaltmış, memleketi soyup soğana çevirirken ortalıkta sığınacak bir hak ve adalet alanı bırakmamış bir dikta gücü karşısında ne yapabilirsiniz? AK Parti Kürtlerin oyunu kaybetti. PKK terörüyle değil, yolsuzluk ve hırsızlık yüzünden Türkiye'nin bölünmeye sürüklendiğini ve çaresizliğin her meydan okuyanı bir İnce Memed kisvesine büründürdüğünü en önce MHP'nin anlaması gerekirdi. Yolsuzluk, hırsızlık ve bunları saklamak için altüst edilen hukuk düzeni insanları endişeye sevk etmese PKK şemsiyesi altında HDP bu kadar oyu alabilir miydi?
MHP liderinin başlattığı ve sürdürdüğü polemiğin, Saray'da yüzde 60'ın arasındaki çatlaklardan hareketle siyaseti tanzim planları yapan Erdoğan'ı çok mutlu ettiğini tahmin edebilmek çok zor olmamalı. Seçim yeniden yapılsa, sizce bu “şerrefsiz” polemiği ile MHP alacağı oya ve tabii siyasetin şerefine nasıl katkıda bulunur?
Yorum Yap