13 yılın alışkanlığından sıyrılıp yeni şartlara intibak etmek ve halkın verdiği hükümden doğru dersleri çıkartmak güç ve iktidar sahipleri için kolay görünmüyor.

Sadece koalisyon gündemi etrafında partilerin eğilimlerine ve iktidar alternatiflerine odaklanmak, yönetici seçkinlerimizi yani AK Parti çevrelerini tarih dışına savuruyor. 7 Haziran'da AK Parti'nin dahil olduğu bir parti rekabeti gerçekleşmedi. Sandığa giden seçmenler, parti amblemleri altındaki dairelerin içine mühürlerini basarken iktidara kimin geleceği hakkında bir tercihte bulunmadı. Bu yüzden bugünkü iktidar hesapları, 7 Haziran'ın sadece dolaylı sonucu. Aslî sonucu gözden kaçıranların, koalisyon hükümeti, erken veya “tekrar” seçim gibi hesaplarından hiçbiri tutmaz.

Darasını-firesini ayıkladığımız zaman 7 Haziran'dan çıkartılacak aslî sonuç, otokrasi arayışının sandığa gömülmesinden ibaret. Demokrasiyi, en ilkel biçimiyle sadece “kim yönetecek?” sorusuna cevap veren bir yönetim biçimi olarak algılayanların, bu sonucu idrak etmesi çok zor. Demokrasi iktidarı belirlemekten önce, kötüye kullanılmasını engellemek ve bunun için denge ve denetim mekanizmaları oluşturmak demek. 13 yıllık iktidar bütün denetim kanallarını kapattı, sonra güç tek bir kişinin elinde toplandı. Özellikle 7 Haziran öncesinde yasa yapan parlamento, aslında tek kişiydi. Yürütme organı, tek kişiye eklemlenmişti. Bu otokrasi ülkenin üzerinde giderek ağırlaşan kocaman bir kambura dönüştü. Bu kambur Ak-Saray ile özdeşleşti. Seçmen sandıkta işte bu yükten kurtuldu ve denetim-denge mekanizmalarına, yani demokrasiye yeniden hayat verdi. Bugün AK Parti'den Meclis'e giren bir milletvekilinin, önceki döneme kıyaslanamayacak ölçüde iradesi, kişiliği ve yetkisi var. Artık onlar da gelen yasaya grup halinde el kaldırmak yerine, gerçek bir yasama faaliyetinin üyesi olacaklar. Yargı mensupları yavaş yavaş, “yarın nereye sürülürüm?” korkusu olmadan karar vermeye başladılar. İş dünyasının aynı şekilde “vergi tahsildarı zulmü” altında gördükleri kâbuslar azaldı. Medyanın hortumlarını eskisi gibi işletmek mümkün değil. Devlet rantının tek elden dağıtımı için oluşturulan bin odalı sarayın artık siyasette hükmü kalmadı.

7 Haziran'da halk işte bu sonucu elde etmek için sandık başına gitti. İktidarın kötüye kullanımını engelleyecek denge ve denetim mekanizmalarının yeniden işlemesini sağladı. Seçim sonucundan “AK Parti'nin vazgeçilmezliği” veya “% 40'ın % 60 karşısında yekpare bütünlüğü” gibi sonuçlar çıkartan iktidar çevreleri, “otokrasinin tasfiyesi”ni gözden kaçırıyorlar. Daha açık ve net söyleyelim: Ortada kurumsal kimliği ve kişiliği, parti içi kurulları ve mekanizmaları olan bir AK Parti mevcut değildi; 8 Haziran sonrasında bu parti yeniden doğmuş oldu. İktidar evreninin içinde değerlendirilirse, 7 Haziran'da Otokrat ile partisi arasında da bir seçim yapıldı, otokrasi kaybetti, partisi ise yeniden doğma imkânı yakaladı. Durumu kavrayamayanlar için şu misali verelim. Eğer İktidar seçimi, 2011'dekine yakın bir oyla kazansaydı, geride Saray'daki danışmanlar karşısında inisiyatif kullanabilen AK Parti diye bir parti kalır mıydı?

Siyaseti kuyruğundan, yeni aktüel gürültüsünden değil de tam boynundan yakalayanlar bu sonuçtan sonra hangi adımların geleceğini görürler. İlk defa AK Parti parti grubu ile birlikte bir tek kişinin eli ayağı olmak yerine kendi özerkliğine, yani kişiliğine sahip çıkacak. Koalisyon alternatifleri ve erken seçim ihtimali bütün partiler arasındaki pazarlıklarda değil, AK Parti ile Saray arasındaki denklemde hayat bulacak. Yolsuzlukların soruşturulması, dört bakanın Yüce Divan'a sevki, hukukun yeniden işletilmesi, havuz medyasının kendi kaderine terk edilmesi, rant düzeninin tasfiyesi, Otokrasi'nin karşısına aldığı kesimlerle barış ilan edilmesi partiler arasında bir pazarlık konusu olmaktan önce AK Parti'nin Saray'a karşı özerklik savaşının mevzilerine dönüşecek.

Sandıktan uzun süredir ortalıkta görülmeyen ve varlığından haber alamadığımız bir parti, AK Parti, en çok oyu alarak çıktı. Artık o, çok partili hayatın bir parçası ve güçlü bir aktörü. Seçimle otokrasisini ilan etmeye hazırlanan bir tiran ise sarayında yalnız.