Erdoğan sonrası dönem başladı

  • 17.03.2015 00:00

 Uzun süren bir dönemin kapandığını anlamak bazen uzun zaman alır. Siyasette Erdoğan dönemi sona erdi.

Şayet Türkiye başkanlık sistemine geçerse veya tıpkı Özal'ın son zamanlarında teşebbüs ettiği gibi Cumhurbaşkanı'nın başına geçecek bir partisi olursa, o zaman II. Erdoğan Dönemi'nden bahsedebiliriz. Uzunca bir dönemin sona erdiğini idrak edebilmek için şu sorunun gerçekçi cevabı yeterli: Türkiye ve bir iktidar partisi, Cumhurbaşkanlığı makamından yönetilebilir mi? Erdoğan'ın kişiliğine ve liderliğine -başta kendisi olmak üzere- olağanüstü anlamlar yükleyenler ikisini de mümkün zannettiler. Aradan geçen yedi ay, siyasette böyle bir kerametin mümkün olmadığını göstermiş olmalı. Fark edemeyenler için içinde yaşadığımız siyasî düzenin temel özelliklerini hatırlatalım.

Türkiye'de siyaset, çok partili-parlamenter-demokratik düzenin sadece kuralları ile değil, aynı zamanda bu düzenin mekanizmaları ile işliyor. Halkın sandığa yansıyan iradesini "girdi", sandıktan çıkan tabloya göre oluşan yasama ve yürütme erkininin çıkardığı yasaları ve icraî faaliyetleri "çıktı" olarak kabul ederseniz, seçmen tercihini doğrudan siyasete dönüştüren her kurum ve kural bir araya gelerek demokratik siyasî sistemi oluşturur. Girdilerin çıktılara dönüşme düzeneğini,  bir fabrikanın enerji ve hammadde girişi ile mamul madde çıkışına benzetebilirsiniz. Parlamenter sistem dediğimiz, bu düzeneği siyasî partilerin Meclis'te kazandığı çoğunlukla işletiyor. Halktan desteği alan siyasî parti lideri hem yasama gücünü, hem de icra yetkisini eline geçirerek sistemi işleten güce dönüşüyor. Yargı erkinin bağımsız olması, hem yasama hem de icrayı denetlemesi her hal ve şartta demokratik hukuk devletinin varlığı için zaten bir mecburiyet.

Girdiler ile çıktılar arasındaki süreci bu şekilde düzene sokan parlamenter sistemde cumhurbaşkanı kenarda bir yerde camdan bir fanusun içinde sessiz sedasız oturmak zorunda. Cumhurbaşkanı bu işletim sisteminin temel unsurlarından biri değil. Peki oturmazsa ne olur? Bugün tecrübe ettiğimiz gibi iktidarın tekerine sürekli çomak sokan bir cumhurbaşkanı ve bu yüzden yönetilemeyen bir ülke ile karşı karşıya kalırsınız. Sadece doların yükselen ateşini, bir sorun alanı olarak düşünün. Erdoğan cumhurbaşkanı değil de başbakan olsaydı dolar bu kadar yükselir miydi? Ahmet Necdet Sezer'in anayasa kitapçığını Evevit'in yüzüne fırlatması ile Erdoğan'ın Merkez Bankası Başkanı'nı vatana ihanetle suçlaması arasında hem içerik hem de yol açtığı sonuçlar açısından ne fark var? Erdoğan'ın hafta sonu Balıkesir'de seçmene mesaj olarak söylediği "Kardeşim ne Kürt sorunu, artık böyle bir şey yok." sözünün AK Parti'ye bir faydasının olması artık mümkün mü? Demek ki, Cumhurbaşkanlığı'nda kaynayan kazan, iktidar ve muhalefet ilişkisinde sistem krizinin kaynağını oluşturuyor. Cumhurbaşkanı istiyor ama yönetemiyor. Başbakanlık, bütünüyle ona bağlansa bile yönetemez. Çünkü siyaset fabrikasının üretim bantları, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndan geçmiyor. Cumhurbaşkanı gücünü ve siyasetteki iddiasını ancak sıklıkla yaptığı gibi sesini yükselterek, yani kriz çıkartarak hissettiriyor. Kriz üretmek, yönetmek olmadığına göre? Bugüne kadar yaşadıklarımız temel sorunu göstermediyse önümüze çıkacak olanlara bakalım.

İktidar partisi seçime resmî genel başkanının liderliğinde mi, yoksa Cumhurbaşkanı'nın gölgesinde mi giriyor? Erdoğan'ın gidip doğrudan AK Parti için oy istemesi sadece tarafsızlığını zedelemiyor, aynı zamanda partiler demokrasisini de sakatlıyor. İktidar iki ayrı seçim kampanyası mı yürütecek? Hukuk ve ahlâk nezdinde konuyu tartışmıyorum, pratikte böyle bir ikilemi siyasetin doğası kaldırabilir mi?

Parlamenter sistemin başbakanlığı, başkanlık sisteminin icra başkanından daha güçlü. Başbakan hem icraya hem de yasamaya hakim. Erdoğan, cumhurbaşkanlığına geçerek sadece kendini güvenceye aldı, başbakanlığı oraya taşıyamadı. Sözleri, bir tür herkesin işine karışan ve her konuda fikir beyan eden bir emekli polis şefi psikolojisini yansıtıyor.

Erdoğan dönemi sona erdi, Cumhurbaşkanlığı'nda üretilen siyasî ve ekonomik krizler bize bu gerçeği anlatıyor. Yeni dönem ise başlamadığına göre, henüz kuralsız bir geçiş evresindeyiz.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums