İktidar yolculuğu

  • 5.10.2014 00:00

 Tam 20 sene olmuş. Bugünkü Cumhurbaşkanı’nın ülke nezdindeki siyasî kariyeri, 1994’te İstanbul’a belediye başkanı olmasıyla başlamıştı. Daha başkan olur olmaz ilk işi, Gökkafes adı verilen ucubeye engel olmak için eylemlerini sürdüren sivil toplum örgütlerini desteklemekti.

Bazen samimi çoğu zaman siyasî tarafgirlikle soranlar oluyor: “Ne değişti de Erdoğan’a muhalefet ediyorsunuz?” Dolmabahçe’nin üstünde yükselen Gökkafes’in az ötesinden Kuzey’e doğru Boğaz sırtlarında sıralanan ucubeler ormanı, nelerin değiştiğini göstermek için yeterli değil mi? Değişen kim dersiniz?

İktidar yolculuğu uzun ve meşakkatli bir yolculuk. Politika zor bir iş ve politikacı her zaman gücün peşinde. Bu uzun yolculuk boyunca şartlara ve rakiplerine göre kendini yeniden kurguluyor. Siyasetin sath-ı mailine göre denge noktasını, kişiliğini, fikirlerini değiştiriyor; vaktin icaplarına bukalemun gibi uyum sağlıyor.12 yıl fasılasız devam eden bir iktidarı ve iktidar sahiplerini ilk gün durdukları yerde aramak safça bir tutum. Nitekim arasanız da o bıraktığınız yerde kimseyi bulamazsınız.

Mesele kişilerle ve kişiliklerle açıklanabilecek kadar basit değil. Sıradan siyasetçilerin hiçbiri önüne gelen güç fırsatını geri çevirmez. Güç ele geçirilecek, her seferinde “istemem yan cebime koy” denecek. Gücün şehveti ile yoldan çıkanlar, etrafındaki propaganda makinesini işletip suret-i haktan görünecek. İstisnalar, tarihe yön veren büyük liderlerdir; ancak demokrasiler sıradan insanların yönetimi olduğu için sıradan insanları lider koltuğuna oturtur.

Gücü kontrol edeceksiniz ve denetleyeceksiniz. Kendi haline bırakırsanız, yalan suyun mecrasını bulması gibi bir engelle karşılaşana kadar uygun bulduğu her yere yayılma istidadı gösterir. İktidarı sandıkla belirliyorsanız, kişilere değil sisteme ve kurallara güveneceksiniz; yoksa seçimle gelen bir tiranın XIV. Louis’nin “devlet benim” demesi gibi, “millî irade benim” saçmalığına muhatap olursunuz. İtiraz edenle karşılaşmayınca kendi söylediği yalana inanmaya başlayan siyasetçinin “millî irade benim şahsımda tecessüm ediyor” düşüncesi, kerameti kendinde menkul bir hikmete dönüşür ve o iradeyi teslim eden halkın zamanla hiçbir değeri kalmaz. Engelle karşılaşmayan iktidar gücü ölümlü dünyada siyasetle meşgul her faniyi baştan çıkartır.

Erdoğan çok uzun zamandır baştan çıkmış durumda. Yine de meseleyi onun kişiliğine indirgeyenler, çareyi yanlış yerde arayacaktır. Gücün kötüye kullanımını engelleyecek yegâne çare, iktidarın sınırlanmasıdır. Demokrasiler iktidarı sandıktan çıkan çoğunluğa teslim ederken, asıl bu iktidarı dengeleyecek ve denetleyecek denetim mekanizmaları oluşturur. İdarenin bütün eylem ve işlemlerinin yargı denetimine tabi olması, çoğunluğun çıkardığı yasaların anayasal denetimi ve bütün bu denetimlerin işlemesini sağlayan bağımsız yargı, meşrû iktidarın asıl temelidir. Bir iktidar denetlenebiliyorsa meşrûdur. “Millî irade benim” diyen, bu iddiasını neye dayandırırsa dayandırsın bir zorbadan ibarettir.

Siyasî alanda karşılaştığınız sorunların sebebini kişilerin mizacında ararsanız çareyi hiçbir zaman bulamazsınız. Daha ahlaklı, daha güvenilir, daha dürüst bir politikacı? Ne zaman yoldan çıkacağını, ne zaman sözlerini unutacağını, ne zaman bambaşka bir kişiliğe bürüneceğini nereden bileceksiniz? Kişilere değil kurallara güveneceksiniz. İktidar yolculuğunda her menzilde farklı bir iktidar duruşu görülür. İktidar insani baştan çıkartır, mutlak iktidar mutlaka çıkartır. Kurallara ihtiyacınız var; bu kuralların iktidarı emanet ettiğiniz kişilerin yoldan çıkmasını engellemesi lazım.

Dünyayı yeniden keşfetmenize gerek yok. Gücü ayırmak ve denge-fren mekanizmaları kurmak, iktidarın kötüye kullanımını engelleyecek en etkili çare. Bağımsız yargıya ihtiyacımız var. Yargı alanındaki her gündem, doğrudan bizim temel hak ve özgürlüklerimizi ilgilendiriyor. On aydır Türkiye’de yargı işlemiyor, bu yüzden kimse iktidarın zulmünden emin olamıyor. Anayasa Mahkemesi’nin torba yasa içinden iptal ettiği maddeler, dikkat ederseniz hep yargı denetimine dair. İktidar yargı denetiminden kaçıyor, yargı kovalıyor. HSYK seçimlerinde bu gerilim yaşanıyor. Bu kaçma-kovalama hali iktidar yolculuğunun bugünkü serencamını, yani yozlaşmayı özetliyor.

Hayırlı bayramlar. m.turkone@zaman.com.tr

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums