Siyasetçinin kıblesi

  • 6.07.2014 00:00

 “Siyasal İslâm”, hiçbir zaman ve hiçbir yerde İslâmiyet’in siyasî esaslarını devlet ve iktidar katında uygulama çabası olarak tezahür etmedi.

Çünkü, bu iddialı “siyasî esaslar”, inancın uhrevî gücünü siyasete boca etmekten başka bir işe yaramadı. Mekanizma insanı aptal yerine koyacak kadar basit. Birinci adım: İslâmiyet hayatın bütün alanlarını, bu arada siyaset alanını da düzenler (Siyasal İslâm). İkinci adım, Müslüman olanlar bu esaslara göre davranmak, bu amaca hizmet eden siyasî organizasyona destek vermek zorundadır (Parti İslâmı); yoksa onların dini (bütün zamanların en veciz ifadesi ile) “patates dini” olur. Üçüncü adım, ilk iki adımın sonucu olarak biat edilecek siyasetçiye, siyasal İslâm’ın sorumluluğunu üstlenen lidere dair yetkinin çerçevesini belirler. Hiçbir çerçeve, yani kural veya sınır yoktur. Siyasî mücadele her daim bir zaruret hali içinde geçtiği için ve zaruretler de “memnu olanı mubah” kıldığı için, yola çıkış gerekçesi olan İslâm’ın siyasî esasları siyasetçiyi bağlamaz.

Bu anlattığım bir kurgu veya teori değil, bugün AK Parti iktidarının İslâmî meşruiyeti, Hayrettin Hoca’nın fetvalarında görüldüğü üzere bu basit muhakemeye dayanıyor. Müslüman iseniz, AK Parti iktidarına destek vermek zorundasınız; karşılığında bu iktidardan İslamî esaslara uymasını bekleme hakkınız da yok; çünkü hiç bitmeyecek bir zaruret hali mevcut. Bu muhakemeye ve fiilî duruma, “dinin en kaba ve softa şekliyle siyasete alet edilmesi” deyip geçemezsiniz. Çünkü, bu hakim anlayış aynı zamanda dışında kalan Müslümanlara karşı, -bırakın iman ve inanç esaslarını- en basit ahlâk kuralına bile uymayan ölümüne açılan savaşın gerekçesi.

Hayrettin Karaman’ın önüne şöylesine bir fıkhî mesele koyduğunuzu düşünün: “Zeyd, Ulu’lemr’in istikamet-i politikiyyesine iştirak etmeyip hükmüne muhalif olur ve bir başka fırkaya dahil olursa, şer’an ne lazım gelir?” Hoca’nın “Elcevap: Ulu’lemr sizden ise Zeyd bağiy olur, katli vaciptir; değilse...” diye başlayacak fetvasını buyrun.

Laiklik mi? Din ve siyaseti ayırmak, farklı inanç mensuplarını devlet karşısında korumaktan önce, aynı inancı benimseyip de farklı bir siyasî tutum takınanları iktidarı elinde tutanlardan korumak için var. Devlet inançlar karşısında tarafsız olacak; böylece devleti yönetenlerle aynı inanç dairesinde yer alıp da, siyasî içtihadı farklı olanlar emniyet içinde olacaklar. Nasıl? Bugüne uyuyor mu?

Siyasetçinin kıblesi devletin durduğu yerdedir. Bu kıbleye dönük ibadetine, peşine taktığı halkı da dahil ettiği zaman yeryüzünde cenneti var etme ihtimali doğar. Tabii cennetten ne anladığınıza bağlı. Peki siyasetçi için hangi tür din anlayışı ve dindarlık makbuldür? Siyasetçinin gözlüğünden görünen dindarlık, seccadesini iktidar kıblesine uydurduğu ölçüde kendine yaşama imkânı bulabilir. Yoksa? Cevap: Bakınız bugünün Türkiye’si.

“Cemaat-hükümet gerilimi” denen olay, Erdoğan’ın ustalık dönemine özgü bir harekât planı çerçevesinde sivil İslâm alanını boydan boya işgal etme teşebbüsü ile başladı. Öncesinde uzun süre gündem işgal eden dershane tartışmasını hatırlayın. Erdoğan, devlet iktidarını ve ayrıcalıklarını kullanarak Hizmet Hareketi’nin adı üzerinde hizmet alanının yani dershanelerin etrafına “yasak-girilmez” levhası asmaya kalkıştı. Aynı işgal teşebbüsünü, sopa yerine havucu kullanarak diğer dinî cemaatlere karşı da uyguladı. Daha ileri gitti, İmam-Hatiplere, yurt dışında devlete ait kültür merkezlerine yeni bir misyon yükleyip, iktidar imkânları ile kendi cemaatini oluşturmaya girişti. Sonuçta itaat altına aldığı cemaatler ve kendi cemaati üzerinden bağımsızlığını muhafaza eden cemaatlerle kutuplaştı. Siyaset Müslümanları böldü. Daha ileri gidip bu savaşı, iktidarının yolsuzluklarını ve usulsüzlüklerini örtmek için genişletti, siyasî çıkar sağladı.

Peki sonuç? Devlet daha İslamî, toplum daha mı dindar? Hayır, tam tersine İslâm AK Parti iktidarı ile devletleşti; toplum ise -artan suç oranlarına bakılırsa- dindarlaşmadı sadece iktidarı ayakta tutacak bir seçmen kitlesine dönüştürüldü.

Demek ki siyasetçinin kıblesi kasten be taammüden farklı. Bu konuya devam edelim.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Resmi İlanlar

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums