Cemaatleri ve dini devletleştirmek kime fayda sağlar?

  • 4.07.2014 00:00

 Ali Bulaç her zamanki gibi yine kitabın tam ortasından meseleye girdi. Türkiye’de “cemaat-hükümet” çatışması diye bilinen ihtilafın bam teline bastı ve umut olunur ki verimli bir tartışma kapısı açtı.

Hükümet sadece Hizmet Hareketi’ne veya Süleymancılar adıyla bilinen cemaate karşı savaş açmış değil. Bu savaşa Ali Bulaç’ın üzerinde durduğu, Hükümet’in “cemaatlere karşı cemaat oluşturma” çabası eşlik ediyor. Hayrettin Karaman’ın “AK Parti müftüsü” sıfatıyla yazdığı iki yazıda (Yeni Şafak, 22 ve 26 Haziran 2014)  savunmasını yaptığı TÜRGEV, ÖNDER, ENSAR, İlim Yayma Cemiyeti gibi vakıflar hakkında söyledikleri, Ali Bulaç’ın tezini kanıtlıyor. Meseleye bir de belediyelerin bu tür vakıflara bağışta bulunmalarını mümkün kılacak olan Meclis’teki yasa tasarısı eklenince, manzara 3D’li sinema filmleri gibi derinlik kazanıyor.

Artık kamuya mâl olan bir bilgiyi de hatırlatalım. Eğitim sistemini kökünden değiştiren ve “resmî din eğitimi” alanını genişletme amacı güden 4+4+4 düzenlemesi, AK Parti’nin Millî Eğitim Bakanı’ndan ve Bakanlar Kurulu’ndan çıkmamıştı; doğrudan Hayrettin Hoca’nın ismini zikrettiği kuruluşların eseri olarak icat edilmişti. Demek ki, “cemaate karşı cemaat” oluşturmanın gerçek boyutu, bir kısım cemaatlerin devletin içine nüfuz etmesi ve devletleştirilmesi. “Devletleştirme” tabirini orijinal anlamında, ekonomik boyutu ile kullanıyorum. Devletin finansmanına ve otoritesine -ister ihalelerden alınan komisyonla, ister kanunla olsun- bağımlı hale geldiğiniz zaman devlet mamulü üretmeye başlarsınız. Nereden bakarsanız bakın sonuç, İslam’ın devletleştirilmesidir.

İslâm’ın bütün canlı kanallarını devlet tekeline alıp, toplumun din eğitimi ihtiyacını ve bütün dindarlık tezahürlerini devletleştirdiğiniz zaman aslında ne Müslümanlara, ne de devlete bir katkınız olmaz. Sadece iktidara, dini siyasî çıkarlarına uygun bir şekilde bir sopa gibi kullanacağı bir araç vermiş olursunuz. Erdoğan “davamız” diyor. Peki hangi dava? Dava mı size, siz mi davaya hizmet ediyorsunuz. Mekanizma aşağıdan yukarıya işlemiyor; dini devlet imkânları ile kontrol eden toplumu da kontrol etmiş oluyor. Örnek: Süleymancılar gibi, belediye seciminde başka partiye oy vermiş iseniz, bütün ruhsatlarınız iptal ediliyor.

Başbakan’ın Hizmet’e yönelik “paralel devlet” suçlamasını aslında “sivil toplum” olarak okuduğunuz zaman her şey yerli yerine oturuyor. Sivil toplum devletin alternatifidir. Basitleştirelim: İki türlü toplum vardır; bir şekilde devletle iş gören ve onunla var olan siyasal toplum; ikincisi devlete muhtaç olmadan kendi işini kendisi gören sivil toplum. AK Parti siyasal alanı genişletip, sivil alanı daraltarak kendi saadet zincirini oluşturuyor. Kaçınılmaz olarak bu devletleştirme ameliyesine boyun eğmeyen sivil toplumla çatışmaya giriyor. Mesele din veya dindarlık değil, iktidara ve devlete yayılma alanı açmaktan ibaret. Başvurulan yol ise İslâm’ı devletleştirmek.

1924 yılında, Tevhid-i Tedrisat ve Diyanet kanunları ile, Osmanlı’nın çok ötesine geçilerek din devlet tekeline alındı. AK Parti hükümeti aynı tekeli, cemaatleri devletleştirerek topluma yayıyor ve genişletiyor. AK Parti’nin imam hatip ve din dersleri merkezli din eğitimi politikası ile 12 Eylül’ün düzenlemeleri aynı mantığın eseri: Din üzerinde devlet tekelini sürdürmek, bu yolla toplumu kontrol etmek.

Devlet tekeline alınan din, tek parti döneminin Sümerbak patiskaları gibi kalitesiz ve sevimsiz olmanın ötesine geçemez; sadece kavga konusu olur. Nesiller boyu büyük hizmetler ifa etmiş İlim Yayma Cemiyeti, Ensar gibi kurumları devletleştirip-siyasallaştırıp diğer cemaatlerin karşısına dikmenin onların varlık sebeplerine bir katkısı oldu mu? Hükümet’in aleyhinde tek kelime edemediği Suud ve Körfez sermayesi ile beslenen Selefî yayılmacılığına karşı devletleştirilen cemaatler bağışıklık sistemlerini nasıl sürdürecekler? Bu kadar ağır bir yük nasıl taşınacak? Daha kötüsü bir gün iktidar kapısı kapandığında, devletin eline verilen dizginler ne iş için kullanılacak?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums