Cübbeni giy, süpürgene bin, öyle gel!

  • 15.05.2014 00:00

 Onca meşakkate tahammül göstermelerini sağlayan büyük davaları vardır. İdealler, onları kanatlandırır, azimleri enerji verir. Zamanla engeller aşılır, güç ele geçer ve kurallar değişir. Gücü ele geçirmek için mücadele ederken haklılık; elde tutup, kapıları rakiplerine kapatmak için kurnazlık gerekir. Zirveye tırmanmak için zorlu bir çaba içinde bulunan siyasetçi ile zirveye oturup mesaisini arkasını kollamaya hasreden iktidar sahibi aynı hayatı yaşayabilir mi? Nitekim oraya ulaşana kadar, verdiği tavizler, caydığı sözler ve harcadığı yol arkadaşları yüzünden, siyasetin yakıcı ateşi kanatlarını kavurup yok etmiştir. Geriye cübbesini giyip, süpürgesine binmekten ve arada sırada aşağılara yönelip muhtemel rakiplerinin yollarına tuzaklar kurmaktan başka çaresi kalmamıştır. Unutmayalım: Zirvelerde oturanlar, oraya nasıl çıkıldığını tecrübe ederek öğrenenlerdir. Ancak ve ancak kaşarlanmış bir cadı, aynı dik yokuşta çaba harcayan başkalarını cadı olmakla itham edebilir.

Batı tarihinin karanlık bir bölümü olan cadı avı, Tevrat’ta ‘Çıkış’ta geçen (22/18) “Bir cadının yaşamasına müsamaha göstermeyeceksin” sözüne dayanıyor. Cadı, bugünün büyücülerinden, gaipten haber verenlerinden başkası değil. Eski çağlarda toplumdan gelen talebe göre bir tür esnaflık olarak ortaya çıkmış bir meslek. Bugünün falcılarına, medyumlarına ve cinci hocalarına bakarak, bu talebin ne kadar köklü olduğunu anlamak mümkün. Yahudilerin, bir yıl boyunca işledikleri günahları yükleyip taşlayarak kovdukları günah keçileri, zaman içinde cadılara dönüşmüş. İktidar sahipleri işler yolunda gitmeyince, bütün suçu yükledikleri cadıları halkın gözü önünde yakarak rahatlamışlar. Manzaraya tersinden bakmayı deneyin. Bir insan evladı, ateşin ortasında korkunç şekilde cayır cayır yakılarak öldürülüyorsa, işlediği suçun çok büyük olması gerekir. Bu kadar büyük bir suç işlediğine göre, geri kalan herkes masum olmalıdır. Cadı avının mantığı işte bu kadar basittir. Yeter ki elinizde birilerini halkın gözü önünde, meydandaki ağaca bağlayıp cayır cayır yakabilecek bir iktidar imkânı olsun. Delile ihtiyacınız yok, suçun sabit görülmesi gerekmiyor. Bütün muhalifleri bu yolla ortadan kaldırabilir, o yükselen alevlere bakan insanların gözünde kimin en ölümcül iktidara sahip olduğunu göstermiş olursunuz. Artık süpürgenize binip, her türlü engeli aşabilir, geride kalanlara da boyun eğdirebilirsiniz.

“Cübbeni çıkar da gel!” tarzındaki meydan okuma, bu yüzden “erkeksen çık karşıma!” anlamına gelmiyor. Ancak süpürgesine dayanan bir iktidar sahibi, siyaseti bir tür esnaflık gibi görüp-gösterebilir. Ona göre siyaset doktorluk, akademisyenlik, hâkimlik-savcılık, torna-tesviye veya marangozluk gibi bir meslektir. Siyaset yapabilmek için birinin mesleğini bırakıp, siyaset mesleğine geçiş yapması gerekir. Başka mesleklere mensup birinin, bu esnaflık alanında fikir yürütmesi, hüküm vermesi ve oturup bunları halka aktarması caiz değildir. “Siyaset bir meslektir” demek, mecburen iki şeyi içinde barındırır: İnsanlar siyasetle geçinebilir ve ancak meslek odasına kayıtlı olanlar bu mesleği icra edebilir. Çok ama çok eski çağlarda, bu anlayışa tiranlık denmesi sizi yanıltmasın. Sandığa gidip oy veren vatandaştan, yönetime her seviyede dahil olanlara kadar siyaseti herkes için bir ‘hak’ olarak tanımlayan demokrasi içinde de, bu işi bir meslek olarak üstlenenler çıkabilir. Bize düşen bu anlayışın cadılara özgü bir tür keramet olduğunu hatırlatmaktan ibarettir. Siyaset bir meslek ise, gözbağcılarla, medyumlarla, falcılarla, kısaca cadılarla aynı esnaf odasına kayıtlı olmalıdır.

Öyleyse cadı avına çıkanlara ve siyaseti bir esnaf grubuna ait özel bir meslek olarak görenlere cadı gözüyle bakma hakkımız var. Cadıların giydikleri de bir tür cübbe olduğuna göre; -demokrasinin, hukukun arkasına saklanmasınlar- cübbelerini giyip, süpürgelerine binip karşımıza çıksınlar. Bizler de Avrupa’nın karanlık çağlarından iktibas edilen bu mesleğin, Müslüman mahallesinde neden icra edildiğini öğrenme fırsatı bulalım.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums