- 9.01.2017 00:00
Suudi Arabistan Kralı Salman bin Abdülaziz’in oğlu, veliaht prens ve Savunma Bakanı Muhammed bin Salman (MBS) fazla aceleci biri. Ülkenin çehresini dönüştürme, ekonomisini güçlendirme, petrole bağımlılığını azaltma gibi konulardaki çılgın projeleriyle sıkça gündeme gelen 32 yaşındaki genç prensin, Suudi taht oyunlarında gücü tamamıyla ele almak için sert bir tasfiye sürecine girdiği sır değil.
“2030 vizyonu”yla taçlandırılan çılgın projelerin meyvelerini verip vermeyeceği muamma ama 2015’te babasının tahta geçmesiyle başlattığı güç mücadelesinde durmaksızın ilerliyor.
Üç yıldır selefi olan veliahtları (Mukrin bin Abdülaziz ve Muhammed bin Nayif (MBN)) saf dışı bırakışını, ölmüş Kral Abdullah ve eski veliahtlara yakın prensleri ani saray darbeleri ya da birbirinden garip skandallarla tasfiye edişini, Hanedanlık teamüllerini yok sayıp tozu dumana katarak ilerleyişini izlediğimiz MBS’nin son hamlesi, dünyayı şaşkına çeviren Cumartesi günkü tutuklamalardı.
Normalde veliahtın taht yürüyüşünde ittifaklarını güçlendirmesini ve dostlarının sayısını artırmasını beklersiniz ama o Game of Thrones’un Cercei Lannister’ı gibi düşmanlarını artırıyor; herkesin ve her şeyin kontrolünü istiyor. Çok sayıda prensin, bakanın, eski bakanın ve güçlü işadamının “yolsuzluk suçlamaları”yla tutuklandığı hafta sonu ve bitmeyecek gibi görülen yeni dalgalarla beraber görüyoruz ki, MBS ihtirasıyla bölgedeki dengeleri de sarsabilecek, riskli ve büyük hamlelerden çekinmiyor.
Kadınlara araba kullanma hakkı verilmesi gibi yeniliklerin, “aşırılıkla mücadele”, ‘Ilımlı İslam’a geçiş’ gibi konulardaki çıkışlarının bizi geçin, Batı’dan alkış almasını beklersiniz ancak bu adımların demokratikleşme ya da sosyal reformlarla uzaktan yakından alakası olmadığı sıklıkla söyleniyor. Veliaht prensin, yoğun etkisi altında olduğu bilinen BAE’nin tesiriyle Suudi Arabistan’ı ‘Dubaileştirme’ hayalleri kurduğu gözlemlendiği gibi, “Ilımlı İslam” çıkışı da, bana Arap dünyasının Gülen örgütü izlenimi veren BAE’den ilham alınmış gibi. MBS eğer Dubai Emiri Şeyh Maktum bin Raşid’in medya yüzü olduğu spiritüelliği yoğun sufizmprojesine kayıyorsa, Vahhabiliğin rejimin taşıyıcı sütunlarından biri olduğu Suudi Arabistan’da kaş yapayım derken göz çıkarabilir.
Öte yandan yolsuzlukla mücadele adı altında yapılan tutuklamaların da ardında başka bir gerçeğin yattığı herkesin dilinde. Gerçekten de, Cumartesi gecesi olanlar, Hitler’in Nazi Almanyası’nda 30 Haziran 1934’te çok sayıda Nazi karşıtıyla beraber parti içinde kendine engel olabilecek isimleri de öldürttüğü ve Hitler’in gücünü perçinlediği “Uzun Bıçaklar Gecesi”ne benziyor.
Elit tutuklular için Riyad’ın lüks Ritz Carlton Oteli hapishaneye çevrilmiş olsa da, Suudilerin namına uygun bu şatafat bile kraliyetin çok güçlü isimlerininbirer tavşan gibi tuzağa düşürülerek avlandığı ve hapsedildiği gerçeğini değiştirmiyor. Suudi Arabistan’da yolsuzluk olduğu sır değil. Ama MBS’nin bir gecede kurup başına geçtiği yolsuzlukla mücadele komisyonunun kuruluş ve çalışma şekli, veliahtın ekonomik çeşitlilik için ülkeye davet ettiği yabancı yatırımcıları memnun edeceği yerde dehşete düşürüyor. Muhalif veya potansiyel muhalif pozisyonuna düştüklerinde milyarderlerin bile, tam olarak neyle suçlandıklarını bilmedikleri bir operasyon dalgasıyla tutuklandığı, prenslerin şüpheli şekilde öldüğü bir gece (Aynı gece Prens Mansur bin Mukrin bir helikopter kazasında öldü; iddialar kaçmaya çalışırken helikopterin düştüğü yönünde.) şüphesiz ki uluslararası yatırımcının gözünde ülkeyi bir cazibe merkezi yapmıyor. Galiba despotlar reforma niyetlenince züccaciye dükkanına dalan bir filden farklı davranamıyor.
Tutuklu işadamları arasında dikkati çeken isimlerden el Velid bin Talal, dünyanın sayılı milyarderlerinden. Wall Street’te büyük yatırımları olan milyarderin tutuklanması haliyle küresel piyasaları da tedirgin etti. Tutukluların sadece dondurulan banka hesaplarındaki tutarın 25 milyar € olduğu iddia edilirken, toplam mal varlıkları, şirket hisseleri vs. hesaba katılırsa operasyonun etki alanının en az 800 milyar $ boyutunda olduğu tezi yabana atılır değil. Yani tasfiyelerle beraber Körfez sermayesi de zorla el değiştiriyor gibi görünüyor.
Velid bin Talal’ın seçim kampanyası döneminde ABD Başkanı Trump’la girdiği atışmalar, damadı Jared Kushner’in kısa süre önce Riyad’da ‘yeni ve yakın dostu’ MBS ile saatler süren toplantısı, bu operasyonun ardında da ABD olduğu ön kabulüne sebep oldu. Trump’ın tıpkı Katar-Körfez krizinde olduğu gibi bu operasyona da bir tweet’le destek vermesi, bu ön kabulü perçinledi. Ancak “Hangi ABD bu işin ardında ve/veya yanında?”sorusu önemli. Zira Trump’ı yerinden etmeye çalışanların değil de, İsrail’e yakın kanadın memnuniyeti gözden kaçmıyor.
Tutuklananlar arasındaki Kral Abdullah’ın oğlu ve 100 bin kişilik bir askeri güce sahip Ulusal Muhafızlar’ın başı Prens Muteyb gibi isimler, Mısır darbesi gibi süreçlerde ABD ile hiç de ters düşmemişlerdi. Bu yaz veliahtlıktan düşürülen ve ev hapsinde olduğu iddia edilen eski içişleri bakanı MBN, ABD’nin ‘terörle mücadele prensi’ ve ‘gözde adamı’ olarak biliniyordu.
Diğer yandan tutuklanmaya direnirken öldüğü iddiaları Krallık yetkilileri tarafından reddedilse de kendisine ulaşılamayan, Eylül tutuklamalarında da adı geçmiş olan Abdülaziz bin Fahd, son dönemde MBS’ı adeta bir kukla gibi oynatan BAE’nin en tehlikeli ismi Abu Dabi veliaht emiri Muhammed bin Zayid ve İsrail hakkında açıktan yaptığı eleştirilerle dikkatleri üzerine çekiyor; MBN ile beraber MBS’ye karşı olası potansiyel bir muhalefet tehdidi olarak görülüyordu.
Katar krizi sürecinde MBS’nin üç vakte kadar veliaht olacağını yazmıştım; iki hafta içinde bu gerçekleşti. Uzun süredir de Kral Selman’ın ölmeden tahtı oğluna devredeceğini söylüyorum, galiba o gün de yaklaşıyor. Suudi Arabistan’ın Lübnan ve Yemen üzerinden Hizbullah ve İran’la sertleşen atışmaları ve Arap başkentleriyle Riyad arasında artan trafik, MBS’nin destekçileri BAE ve İsrail’in de en az onun kadar aceleci olduğunu gösteriyor. Peki bu acele niye? Kral Salman çok yaşlı olduğu için mi yoksa bölgede yeni bir savaş mı yaklaşıyor? Pazar günü nasipse buradan devam edelim.
Yorum Yap