Ah Anadolu’da bir Pirahã olsaydım

  • 14.09.2013 00:00

 Pirahã (Pitaha olarak okunur) bazı kaynaklara göre toplam sayısı 400, bazı kaynaklara göre ise 700-750 olan Amazonlu bir kabilenin adıdır. Amazon ormanlarının derinliklerine, daha doğrusu Maici Nehri’nin kıyısına sığınmış bu kabile avcılık ve toplayıcılıkla yaşamını sürdürür. Asırlardır çevrelerindeki tabiata en küçük bir zarar vermemiş bu insanların sakin yaşamları modern insan için büyük bir merak konusudur.

Toprağı ekmezler, tencere ve maşetelerden başka ev eşyaları yoktur. Balığa çıkarken kullandıkları kanoları kendileri yapmamış, çevredeki kabilelerden çalmışlardır. Döşek, yorgan, yastık da bilmezler. Dillerinde dün, yarın, geçmiş, gelecek, gelecek kaygısı, yaratılış efsanesi, masallar, ululuk, yücelik, tanrı, peygamber, ahiret, cennet, cehennem, sayılar, yönler, “ve”, “ya da” gibi bağlaçlar yoktur. Her şey şimdiki zaman içinde olup biter. Toplam olarak üç sesli sekiz sessiz harfleri vardır. Cümle içinde cümle kurmasını (recursion) bilmezler. Cümleleri kısacıktır, her cümle kendi başına durur. “Maymunu vuramadım. Maymun hızlıydı. Maymun konuştu: ‘Ben gidiyorum’ ” gibi...

Pirahã’nın  sıra dışı sınırlı grameriyle mutluluğun gramerine sahip olduğu, onlar kadar mutlu, huzurlu, tatminkar, kendisiyle ve çevresiyle barışık, gülen, gülümseyen, gülümseyerek çocuklarına ninni söyleyen başka bir kabilenin veya modern bir ulusun olmadığı söylenir.

Amerikalı Daniel L. Everett yıllar önce tutkulu bir Hristiyan misyoner olarak Pirahã kabilesinin arasına gitti. İncil’i olmayan insanlar için mutluluk kaynağı olduğuna inandığı İncil’i çevirecek, böylece onları en sahih, en derin ebedi mutlulukla tanıştıracaktı. Otuz yıl uğraştı bir tek Pirahã’yı Hristiyan yapamadı; aksine Pirahã onu ateist yaptı.

Hz. İsa adına konuşan misyoner adama dinsiz kabile fertleri bahsini ettiği peygamberi görüp görmediğini sordular.

Misyoner “Hayır, görmedim” dedi.

“Onunla konuştun mu?” dediler.

“Hayır, konuşmadım” dedi.

“Var olduğunu nereden biliyorsun?” dediler gülerek dinsizler.

Bu kısa sohbetten sonra uyumaya giden Pirahã erkekleri gecenin karanlığında korku içinde uyanarak oklarına sarıldılar. Terli, tedirgin, kızgın ve mutsuz bir biçimde Daniel L. Everett’in kulübesinin etrafını sardılar.

“Kalk” dediler “Çarpık, bozuk, kirli kafalı adam!” “Sen konuştun. Biz dinledik. Biz sorduk. Sen cevap verdin. Yattık. Kötü rüya gördük. Çok korktuk. Uyandık. Gülmüyoruz artık. Gülmemizi yok ettin. Seni öldüreceğiz.”

“Durun hele, önce bir gördüğünüz rüyayı anlatın,” dedi misyoner adam endişeyle.

Pirahã erkekleri anlatmaya başladılar:

“Yaşlı bir adam geldi. Küçük kız salıncakta sallanıyordu. Adam kızın yanına gitti. ‘Tanrının elçisiyim’ dedi.  ‘Seni beğendim’ dedi. ‘Sen benim nişanlımsın. Müstakbel karımsın’ dedi.”

Daniel L. Everett Texas’a döndü “Tanrı yoktur, İsa onun alter egosu yahut oğlu değildir, İncil’i olmayan Pirahã dünyanın en mutlu kabilesidir,” dedi.

Bununla da yetinmedi, dil bilimcisi olmaya karar verdi. “Madem tanrıların önünde artık eğilmeyeceğim o halde her işin en hakikisini en mert biçimde yapmalıyım,” dedi. Mavi yakalı bir aileden geliyor olmasına karşın dil biliminin piri olan ve dünyanın bir numaralı entelektüeli sayılan Noam Chomsky’nin “evrensel gramer” teorisine karşı çıktı. “Mistik evrensel gen ve evrensel gramer teorisi temelsizdir; dil sadece mistik genle değil, kültürle de ilgilidir; Chomsky ‘recursion insan dilinin en evrensel özelliğidir’ diyor lakin Pirahã dilinderecursion yoktur,” dedi.

Chomsky öfkeyle “Daniel L. Everett bir şarlatandır” dedi. Bir dizi ciddi dil bilimcisi ve filozof “Bizce Chomsky yanıldığını, teorisinin ayaklarının havada olduğunu biliyor” dediler. Sonuç olarak Massachusetts Institute of Technology Üniversitesi’nden bağımsız bir grup dil bilimcisinin yaptığı ayrıntılı araştırma neticesinde Prof. Daniel L. Everett’e hak verildi. Ve saygın bir bilim adamı tarafından Noam Chomsky dil biliminin “iflah olmaz Lenin’i”  ilan edildi.

“İlkel” bir kabilenin entelektüel ve ahlaki dürüstlüğünün yol açtığı fırtınaya bakınız! Bir Pirahã hayranıyım. Anadolu’da bir Pirahã olmayı arzuluyorum. Lakin tek başına Pirahã olunmuyor, bir kabileye veya bir kabileler topluluğuna ihtiyacım var benim.

Başbakan Erdoğan 11 yıldır memleketi yönetiyor. Rakipsiz, mutlak, otoriter, yağcılar ve yiyiciler ordusuyla çevrilmiş halde. Baş danışmanlarından biri uzaktan düşünmek suretiyle Ronald Dahl’ın Matilda’sı gibi insanları ve objeleri yerinden oynatan biri.

Başbakan Erdoğan geleceğinden çok endişeli, hiç gülmüyor.

Der Spiegel dergisinde çıkan bir habere göre Türkiye kamu işlerindeki saydamlıkta Gürcistan ve Ruanda’dan sonra 54. sırada yer alıyor. Başbakanımız gayri meşru yollarla cebini epeyce doldurmuş; İsviçre bankalarında sekiz ayrı hesabı varmış (Bkz, Der Spiegel, Investors Nervous: Erdogan's Witch Hunt Endangers Economy, 20.08.13).

AKP hükümetinin en büyük başarısı saydığı ekonomik büyüme ise tamamen ülkeye giren yabancı sermaye sayesinde gerçekleşmiş. 400 milyar dolar civarındaki bu sermaye çok kırılgan, çok hassas, çok kaypakmış. Çok uluslu bu sermaye gruplarına göre, Gezi Parkı eylemlerinden sonra Başbakan Erdoğan cadı avına çıkmış. Her an ülkeyi terk edebileceklermiş. Üstelik Türkiye ihraç ettiğinden çok fazlasını ithal ediyormuş. Borca batmış. Vatandaş da kredi kartlarıyla, yani olmayan parayla alışveriş yapıyormuş. İnşaat sektöründeki  balon -ki ekonominin ve en önemli sektörüymüş- patlamak üzereymiş. Türkiye ekonomisinde verimlilik çok düşükmüş. Başbakan Erdoğan, uzmanların ekonomik uyarılarını hiç dikkate almıyormuş.

Sayısız komplo teorisi icat edip duran mutsuz Başbakan Erdoğan’ı parlak bir gelecek beklemiyor. Öyle anlaşılıyor ki gerçek veya hayali siyasi düşmanlarından önce ekonominin parlak olmayan durumu onu tehdit ediyor.

Başbakan Erdoğan hiç gülmüyor, sürekli bir biçimde gelecek kaygısı taşıyor.

Muhalefet partilerinin durumu daha da kötü; Lysenko tarzı bir mücadele vererek başarılı olmaya çalışıyorlar. Onlar da geleceklerinden yana çok endişeliler.

Vatandaş da öyle, kimse gülmüyor. Herkes kaygılı bir kimlik ve gelecek mücadelesi veriyor. Başbakan bunu teşvik ediyor. Sünni vatandaşların oyunu ve desteğini yeterli buluyor. Sonu gelmez bir kimlik mücadelesi veriyor. Kimlik dayatıyor. Bütün enerjisini kendisinden saymadığı vatandaş gruplarını zapt u rapt altına almaya harcıyor.

Ah Anadolu’da bir Pirahã olsaydım! Mutluluk gramerinin sırrına ben de erişseydim! 

 

 

 

 

 

  

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums