- 30.10.2020 00:00
Parantez içinde “erken seçim kabile devletlerinde olur” diyen Erdoğan’ın sözünü not etmişim. Erdoğan’ın erken seçimle iktidara geldiğini kendisine hatırlatan yok herhalde diye de not düşmüşüm.. Devamında Akp’nin iktidarı döneminde 5 seçim yapılmış ve bunun 3’ü erken seçim olduğunun altını çizen bir akıl notu koymuşum.
Yine notlarım arasında, Erdoğan eğitim seferberliğinden bahsederken “eğitimde başarılı olamadık.. Fikri iktidarı sağlayamadığı için kendinin mahzun hissettiğini” lafı var. Parantez açıp “yani topluma din üzerinden format atamadım” demek istiyor diye yazmışım.. Sonra şöyle devam etmişim:”liyakat önem vermez bilimden uzaklaşır, din referanslı eğitim verirseniz ne ekonomik krizi önler, ne de sorunları çözecek uzman kadroları” yetiştirebilirsiniz.
Türk Tabinler Birliğini(TTB) yok saymanın sonucu değil mi, pandemi de ki yaşanan başarısızlık.
Açlık ve yoksulluk rakamları da günlük notlarım arasında.
Açlık sınırı asgari ücreti geride bırakmış dört kişilik bir ailenin geçinmesi için her ay 2 bin 360 lira gelir sahibi olması gerekirken.. 2 bin 304 lira olan Asgari ücret açlık sınırının altında kalmış.
Çalışan nüfusun yüzde 43’ü asgari ücretten maaş alıyormuş.
Yoksulluk sınırı geçim endeksi ise 4 kişilik bir ailenin eline her ay 8 bin 165 lira geçmesi gerekiyormuş.
Emekli sayısı ve emekli aylıklarının dokümanını ayrıntılı bir şekilde not etmişim.
Türkiye’de toplam 13 milyon 130 bin emeklinin olduğunu..
2 Milyon emeklinin eline sadece 763 TL para geçiyormuş..
Halbu ki iktidar kamuoyuna en düşük emekli maaşının 1000 TL olarak açıklamıştı.
8 Milyon emekli ise 2 bin lira ile geçiniyor.
3 Milyon emeklinin ortalama maaşı ise 3 bin yüz Lira.
Akp iktidara geldiğinde bir dolar 1.5 TL imiş ben yazıya oturduğumda bir dolar 8.15 TL’yi geçmişti.. Dolar tarihi rekor kırıyor.
Toplumun yüzde 60’nın TL’ye güvenmediği tasarruflarını döviz ve altına yaptığını, bankalarda vatandaşın 200 milyar dolar mevduatı olduğunu not almışım.
Ekonomide ki kriz pandemi ile işsizliğe tavan yaptırdı..4 milyon olan işsiz var..Ama geniş tabanlı işsiz sayısı 12 milyon kişiye çıkmış durumda.
Saray’ın ekonomi danışmanı Jölelinin iddialı bir sözünü kaydetmişim: “Eğer Dolar 5 Tl’ye çıkarsa gelin benim yüzüme tükürün.” Ben de TL’ye parantez içinde “yatırım yapanlar o yüzü arıyor diye yazmışım.” DEVA partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın iddialı sözüne dikkat çekmişim:”Bu iktidar Doları 7 TL’de tutmak için tam 120 milyar doları heba etti.”
Akp’e iktidara geldiğinde toplumun en varlıklı kesimi Milli gelirin yüzde 39’nun alıyordu, 2019 yılında bu pay yüzde 54’e çıktı.
Türkiye’de 20 milyon insanın açlık sınırında yaşıyor, 50 milyon insanın da yoksullukla boğuşuyor.
Türkiye dünyada gelir dağılımı bozuk beş ülkeden birisi..Hepsinin ard arda not düşmüşüm.
Notlarım arasında ‘kamuda savurganlık’ diye bir başlık da var,üstelik kırmızı kalemle!.
Türkiye de devletin resmi makam araç sayısı 125 bin iken,Fransa’nın 8 bin,Almanya’nın 9 bin, Japonya’nın 10 bin resmi makam araç sayısını sıralamışım.
Saray’ın sahibinin 13 uçağı var. Sarayın 350 lüks makam aracı var. Sayısı bilinmeyen danışmanı var. Notlarım da geçiyor.
Tarım üzerine de kayıtlar var;iktidar yıl başına kadar buğday,arpa ve mısır’dan gümrük vergisini sıfırladığını..
Kendi çiftçisinden buğdayın tonunu 1600 Liradan alırken,ithal ettiği buğdayı 2 bin 250 Liradan aldığını, Çiftçinin yüzde 43’ü çiftçiliği bırakması..
Tarımda en büyük tehlikenin ise son üç yıldır buğday rekoltesinin 19 milyon tonda kalırken, nüfus artıyor olması; ”iktidarın çareyi ithalatta arıyor olması da manidar gelmiyor” mu sorusu da göz attıklarım arasında..
Akp’e kendi zenginini yalnızca Kamu ihalesi ile beton ekonomisinden değil, ithalat üzerinden de yaratıyor.
Türkiye’de 400 bin müteahhidin olduğu, Avrupa ülkelerinde toplam müteahhit sayısının ise 150 bin.
‘Hukuk’ notlarım arasında..
Türkiye’nin uluslararası hukuk devleti sıralaması 126 ülke arasında 109’cu..
Anayasa Mahkemesinin(AYM) kararlarının yerel mahkeme tarafından tanınmaması ve uygulanmaması Türkiye’nin hukuk devleti olmaktan çıktığını teyit ediyor. Yargı Türkiye’de artık muhaliflere karşı bir sopa olarak kullanılıyor.
Basın özgürlüğünde Ülke sıralamamızın 180 ülke arasında 155.sırada. Türkiye dünyanın en fazla gazetecisinin tutuklu olduğunu, basın ve düşünce özgürlüğünün olmadığını ortaya koyuyor.
Mehmet Altan’ın savunmasında geçen mahkeme heyetine soru cümlesine de rastlıyorum: ”Yargıladığınız gibi yargılanmak ister misiniz? Devleti çeteden ayıran en önemli özellik evrensel hukuk kurallarına ve kendi çıkardığı yasalara uyma özen ve titizliğidir.”
Notlardan biri de CHP’nin “21 Soru da FETÖ’nün Siyasi Ayağı” adlı kitapçığın mahkeme kararıyla yasaklanması ve toplatılma kararı alması inanılır gibi değil.
Bu topraklarda hiç değişmeyen şey kitabın suç aleti.Düşüncenin suç,düşünen insanın terörist muamelesi görmesini, not etmişim.
Yasakları yasaklayacağız diyerek iktidara gelen Muktedir, yasaklarla ülkeyi yöneten bir siyasetçi olarak ileri de hatırlanacak, diye kaydetmişim.
Hukuk birgün herkese lazım olacak.
İşte Tarihi bir yargılamadan hatırlatma!.
Devrik katil Saddam Hüseyin mahkeme heyetine bağırır ‘beni özgür yargılayın’ diye..
Mahkeme heyetinin başkanının Saddam’a verdiği yanıt kulaklara küpe olacak niteliktedir: ”sizi, sizin çıkarttığınız kanunlarla yargılıyoruz.”
Ülkeyi yönetenler unutmasın çıkarttığınız kanunlarla yargılanacaksınız?
Yorum Yap