- 13.08.2019 00:00
Dünyadaki gelişmeleri takip edenlerden biri olarak Türkiye’de Muktedirin oto yol ve köprü açılışlarını anlatırken aklıma bu söz geldi.
Bilim ve teknoloji üretemez küreselleşen dünyaya yabancı olursanız, yaptığınız köprü, yol, tünel ve metroyu dünyada ilk biz yaptık diye anlatırsınız.
Halbu ki Batı ve ABD sizin yeni diye övündüğünüz ve anlattığınız otoyol, köprü ve metroyu bundan yüz yıl önce yapmış.
Dünya neyi konuşuyor biz neyi?
Amerika Havacılık ve Uzay Dairesi(NASA).
Uzay’da dünyanın en az iki kat büyüklüğünde bir Gezegen keşfettiklerini açıkladı.
NASA’nın bu haberini okuyunca hemen bizim medyayı taradım, bizim medya önemsiz bir habermiş gibi üzerinde fazla durmadığını gördüm.
Bu yeni Gezegeni televizyonlar birinci haber olarak girmeyince tartışma konusu da olmuyor, kadrolu ekran tetikçileri arasında, siyasi horoz kavgası gırla gidiyor.
NASA’nın yeni bir Gezegen buluş haberini okuyunca tarihe uzandım ve Galilo Galilei’nin 16. Yüz yılda dünya dönüyor dediğinde; Kilisenin cemaatini köpürten kışkırtıcı propagandasını hatırladım.
Kilise ne diyordu: ”Dünya dönüyorsa İsa niye bilmiyor, dünya dönüyorsa İncil’de niye yazmıyor bunların yalan olduğunu; dünyanın döndüğüne inanmak, İsa’nın babasız bir kadından dünyaya geldiğine inamamak gibi bir şey diye, cematini bilimsel düşünceye karşı kışkırtıyordu.”
Muktedirin çevresi herhalde şöyle diyordur; Uzayda dünyanın iki katı bir Gezegen varda bizim Reis niye bilmiyor demiş olmalılar. Mehmet Ağar’ın oğlu Elazığ Milletvekili Tolga Ağar bize Erdoğan, Allah gibi geliyor, diye açıklaması var ya.
Sanayi toplumunun kavramları, kurumları ve argümanları ile, küresel çağı okuyamazsınız, Çünkü küreselleşme ile üretim biçimi değişmiş, nitelikli insanla mesleksizin arasında ki farkı ortaya çıkartıyor küresel çağ..
Sanayi toplumu ile içinde yaşadığımız Bilgi Toplumu arasında çok büyük bir fark var hem de, siyah beyaz kadar.
Geçen Halk TV’de, CHP Grup başkan vekili konuşuyordu ve biz iktidara gelirsek fabrikalar açacağız, programı yöneten modaretör rejiyi uyarıyordu, bu sözü alt yazı olarak verelim diye, sanırsınız ki siyasetçi yeni bir proje ve kavram türetmiş.
Yeni çağ da yapay zekanın tartışıldığı, silikon vadisi, sürücüsüz otomobillerin devreye sokulduğu, okulsuz eğitimin verildiği, dünyanın böyle bir sürece evrildiğinden habersiz konuşuyorlardı, CHP tayfası.
Ana Muhalefetin televizyonunda bunları dinlerken bizim siyasetçiler,yıllardır piyasa da olan İvan İliç’in “Okulsuz Toplum” ve Peter F.Drucher’in başucu kitabı olarak kaynakça gösterilen “Kapitalist Ötesi Toplum” gibi kitaplardan habersiz olduklarını fark ettim.
Tarımında içinde olduğu Küresel çağda bilgi her alana sirayet etmiş durumda ama, yaşadığımız sorunları,bizim siyasilerimiz hala sanayi toplumunun kavramları,kurumları ve argümanları üzerinden çözeceğiz diye siyaset yapıyorlar.
Fabrikalar,okullar sanayi toplumun kurumlarıydı ve sanayi toplumunun üç yüz yıllık sürecinde,insanlığıa önemli hizmetler verdi,insalığı feodel toplumdan kopardı.
Sanayi toplumunda toplumların zenginliğinin ölçüsü “Çelik üretimiydi”.
Bilgi toplumuna geçilince toplumların zenginliğinin kriteri Araştırma, Geliştirme ve Düşünce Üretme olarak bilinen “AR-GE” oldu.
Bilgisayarın arama motoru olarak bilinen GOOGLE’nin piyasa değerinin 120 milyar dolar olduğundan ülkeyi yönetenlerin yüzde kaçının haberi var acaba? Sanayi toplumunun böyle bir katma değer üreten bir kurumu var mıydı?
Küreselleşme ile bilgi sermaye ,para plastik,anahtar şifre,güvenlik görevlisi mobeseler olurken, antensiz ve kablosuz teknolojiler de hayatımıza yön verir oldu.
Sanayi döneminde bilginin üretimin içindeki tek etkisi icat edilen manuel teknolojiydi.
Bilgi toplumunda ise; Bilgi üretimin içindeki payı yüzde seksenlerde, yüzde yirmi ise teknoloji, enerji ve insan gücü olarak yer alırken, dijital ekonomi yeni inanılmaz bir zenginlik yarattı.
Üç yüz yıllık sanayi döneminde insanın toplam yarattığı katma değer 48 Trilyon dolar iken, son yirmi beş yılda küreselleşme ile insanoğlunun ürettiği katma değer tam 85 trilyon dolar oldu.
Bilgi kullanıldıkça kıtlığı çekilmeyen ve zenginlik yaratan bir ekonomi olarak, üretim içinde payını hızla artırıyor.
Küreselleşen dünyayı ancak yer yüzü ile rekabet ederek, çağdaş,çoğulcu ve katılımcı bir demokrasi ile kavrarsınız.
İnternete kafanıza göre yasak getirir internet sözlüğü Wikipedia’ya erişim engelini uygularsanız, ne teknoloji üretir ne de insanlığın sorununa düşünsel bir katkı sağlarsınız.
İşte Muktedirin “bizim neslimizi bozdular, dindar nesil yetiştireceğim” diyerek İmam-Hatip okullarına ağırlık vererek eğitimi yaz boz tahtasına çevirmesinin acı tablosu;2 milyon 415 bin öğrenci üniversite sınavına giriyor,15 bin öğrenci sıfır puan çekerken, sınava katılan 628 bin öğrenci ise barajı aşamıyor.10 İmam hatipli öğrenciden sadece biri, dört yıllık fakülteye yerleşebiliyor.
Eğitim böyle olunca ne Uzayda yeni bir Gezegen keşfedilmesi sizi ilgilendiriyor ne de iş cinayetlerini engelleyecek teknolojiler üretebiliyorsunuz.. İş cinayetleri hız kesmiyor her gün 5 işçi cinayet ekonomisi sonucu ölürken,7 işçi sakat kalarak iş göremez duruma düşüyor 2002 -2018 yılları arasında 21 bin işçi iş kazasında hayatını kaybederken... Buna 2019 yılın ilk 7 ayında ölen 1004 işçi dahil değil. Ülke olarak iş cinayetlerinde Avrupa’da birinci dünyada ise üçüncü durumdayız. AB üyesi ülkelerde ve ABD’de 50 yıldır ölümlü iş kazalarının olmaması tesadüf olabilir mi, çağın teknolojisini kullanmanın sonucu olduğu akıl edilmiyor mu?
Çağın teknolojisi olan bilgisayar parçası Çip üretemeyen bir toplum, NASA’nın Uzay’da yeni bir Gezegenin keşfedildiğini nasıl anlayacak ve tartışacak.
57 İslam ülkesinde yaşayan insanların yüzde 54’nün okur-yazar olmadığını ,Erdoğan Astana toplantısında dile getirdi.
Dünya dönüyorsa İsa niye bilmiyor ve İncil’de niye yazmıyor diyen Kiliseye, Galilo şöyle yanıt verir: ”Fiziği İncil’den öğrenemezsiniz, ben desem de demesem de dünya dönüyor” der.
Beton ekonomisi ile kendinizi dünyaya büyük gösteremezsiniz.
Bu haliniz Güneşi fenerle göstermeye benziyor.
Yorum Yap