- 25.03.2019 00:00
Bir ülkede seçimlerin adil olup olmadığını tartışmasız belirleyen üç kriteri vardır..
Birincisi: Yargı bağımsızlığı.
İkincisi: Medya ve düşünce özgürlüğü.
Üçüncüsü:Muhalefetin iktidar kadar eşit şartlarda siyaset yapıp yapmadığıdır.
Mahalli seçimlerin son turuna girmişken bu kıstasların bizde eşit uygulandığını söyleyebilir miyiz?
Muhalefetin iktidar kadar meşru zeminlerde,kamusal haklardan eşit şartlarda yararlanmadığı yerde, seçimler ve sonuçları şaibelidir.
Dünyanın her yerinde mutlaka bir iktidar vardır ama muhalefet yoktur.
Muhalefeti olmayan iktidar demokratik toplumlarda meşru sayılmaz.
Demokrasinin kuvvetler ayrılığının işlediği,temel hak ve özgürlüklerin uygulandığı yerde muhalefet vardır.
Yargı muktedirlerin isteği doğrultusunda kararlar veriyorsa ki, maalesef fiilen bizde bu uygulanıyor.
Medya ise objektif habercilikten ve yayıncılıktan uzak hükümet yanlısı bir algı operasyonu yaparak, kamuoyunu etkilemeye çalışıyor tek taraflı.
Bizde medyanın yüzde 95’i iktidar tarafından yana ve muhalefeti ve muhalif haberleri nerede ise yok sayıyor.
Havuz medyası İktidarın hedef gösterdi partileri,sivil toplum örgütlerini ve kişilere karşı yargısız infaz yapıyor.
Muhalefet iktidara yönelik olumsuz bir söz söylediği anda Cumhuriyet Savcıları hemen devreye giriyor haklarında davalar açıp tazminat ödemeye mahkum ediyor,medya ise daha sonuçlanmamış davaları hüküm gibi veriyor.
Erdoğan’ın kendine oy vermeyen demokratik yollardan siyaset yapanlara her türlü hakaret ediyor iftiralar atıyor, hatta anayasal suç işliyor ama yargı hiç görmemezlikten geliyor.
Erdoğan, muhalefet liderlerini ve muhalefete oy veren seçmenleri teröristlikle suçluyor,hapse attırmakla tehdit ediyor.Ne yargı devreye giriyor ne de besleme medya görüyor.
Yerel seçimlerin başlangıcı ile medya Erdoğan’ı adım adım canlı izliyor ve talimatı ile de hareket eder oldu.
Erdoğan ülkenin değişik bölgelerinde ortalama her gün 3 veya 4 miting yapıyor, Erdoğan konuşmaya başladığı anda 20 -25 ulusal televizyon kanalları yayın akışını kesip canlı yayına geçiyorlar ve Erdoğan konuşmasını bitirene kadar da veriyorlar.
İşin en komik yanı ise Erdoğan konuşmasını bitirip de toplanan kalabalığa bez torbalar içinde 200 gramlık çay paketi atmaya başlayınca, kanallar yayını anında hemen kesiyorlar,normal yayın akışına dönüyorlar nedeni ise;Erdoğan’ın kalabalığa attığı çay paketlerini kapmak için meydanda ki insanlar birbirileri ile kavga etmeleridir.
Yandaş medya muhalefetin miting ve toplantılarını ise ayıp olmasın misali akşam haber kanallarında bir dakikayı geçmeyen ,bir özet geçiyorlar.
Görsel medya bunu yapıyor da yazılı olan sözde gazete demeye insanın dilinin varmadığı müsvedde parçası gazeteler durur mu;o anlı şanlı gazeteler sekiz on tanesi aynı manşetle çıkmaları başka bir rezaleti sergiliyorlar.
Her seçimde olduğu gibi Erdoğan’ın birinci hedefinde HDP yine bu seçimde de hedefinde.
Ya bana biat edersiniz ya da size demokratik yoldan siyaset yaptırmam şöyle dursun, yaşam hakkı bile tanımam dercesine;HDP’nin il ve ilçe örgüt yöneticilerinin evlerine gece yarısı polis operasyonlar yapılıyor,bunu da terör operasyonu diyerek veriyorlar.
Bu yöneticiler terör örgütünün üyeleri ise bu operasyonları neden seçimlerden önce yapmıyorsunuz?
Yerel seçimde Cumhur İttifakın öne çıkarttığı iki konu var birisi beka diğeri ise Terör.
Tabi Cumhur ittifakın terör tanımı evlere şenlik, toplumun yarısı terörü destekliyor ve terörist.
Bu seçimde öne çıkması gereken en önemli konunun ekonomi olması gerekirken;hükümet yanlı havuz medyası Cumhur İttifakın ülke bekası üzerine,hayali asparagas haberler yapıyorlar.
Ülke ekonomisi krize girmiş,işsizlik Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırarak yüzde 13.5 çıkarak 4 milyon 350 bin kişi işsiz var; bu rakamın 7 milyonlarda olduğu ve genç nüfusta ise işsizlik yüzde 24’de.
Enflasyon yüzde 20’lerde seyrediyor ekonomi de gözle görülür bir daralma var,sanayi yüzde 7.8 küçülmüş ama, havuz medyasının bunları haber yapması, analiz etmesi gibi bir gazetecilik görevi yok gibi.
Hayat pahalılığı mutfakta yangına dönüşmüş durumda.
Tarım ve hayvancılık bitmiş,besleme medya ve muktedirler Tarımda Avrupa’da birinciyiz diye haber yapıp konuşmalar yapmıyorlar mı?
Akp’e 17 yıllık iktidarında 135 ülkeden ithal ettiği tarım ürünlerine,canlı hayvan ve kırmızı ete toplam 185 milyar dolar ödemiş,bu devletin resmi rakamları.
Havuz medyası bunu da görmüyor.
Medya özgürlüğü olmayınca toplumun sağlıklı bir haber alma Özgürlüğü de olmuyor, muhalefetinde eşit şartlarda siyaset yapma hakkı da yok gibi.
Erdoğan’ın AB’liği müzakerelerinden uzaklaşarak Rus lider Putin’e bizi de Şanghay beşlisine alın demesinin nedeni;bu beşli ülke hangi ülkelerden oluşuyor Çin,Rusya,Kazakistan,Tacikistan ve Kırgızistan gibi demokrasinin ve kuvvetler ayrılığının olmadığı;muhalefetin siyaset yapması şöyle dursun, muhaliflerin can güvenliğinin tehlikede olduğu, tek adam rejimine karşı çıkanların ya hapishaneyi boyladığı ya da ülkeyi terk ettikleri ülkeler.
Bu ülkelerde de Yargı tek adamın istediği kararları veriyor ,medya da tek adamın istediklerini haber yapıyor.
Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİO) ülkelerinde yapılan seçimler ve seçim sonuçları hep şaibelidir.
Artık Türkiye’de de yapılan seçimler ve sonuçları tartışılır olmaya başlamıştır.
Erdoğan’ın muhalefet liderlerini hapishaneye göndermekle tehdit ettiği,muhaliflerini hainlikle ve teröristlikle suçladığı bir seçim sürecinin yaşandığı ortamda, seçimlerin eşit şartlarda yarışıldığını söyleyebilir miyiz?
Yine de çıkmayan candan umut kesilmez ya demokrasiyi ya da,diktatörlüğü oylayacağız.
Not:30 Mart 2019 Cumartesi Günü saat 14 ile 17 arasında Osmanağa Mah.Bahariye Cad.Süleymanpaşa Sok.No:30-E. Kadıköy’de Sokak Yayın Grubunda yeni Çıkan 8’ci kitabım ‘Hayattan Serpiştirmeler’ olmak üzere kitaplarımı imzalayacağım.
Yorum Yap