Hem de kralı var vallahi.
Kriz yok diyenler hiç tartışmaya gerek yok hemen yakınlarında olan pazarı ve marketleri dolaşsınlar.
İnsanlar fiyatlara bu kadar da olmaz diyorlar.
Yandaş kanalların ekranlarında gösterilen grafiklerle ve gazetelerinde attıkları manşetlerle fiyatlar düşmüyor,alım gücü de artmıyor.
Kilosu 5 liradan meyve sebze bulan vatandaş bir kilo alacaksa iki kilo alıyor bir daha aynı fiyattan bulamam diye.
Market ve pazar fiyatlarından yola çıkarak daha vahim ekonomik krizin yaşandığı bir konuya dikkat çekelim!.
Bir ülke hem de tarım ve hayvancılıkla gelirini sağlayacak ve tarihinde görülmemiş buğday,arpa,mısır, pirinç ve canlı hayvan ithal ediyorsa bu krizin derinleştiğini gösterir..
Yazımızın ilerleyen bölümlerinde başta buğday olmak üzere tarım ürünlerinin ithalatını TÜİK’in rakamları ile vereceğiz.
Kriz deyince ne anlıyoruz?
Öyle bir krize doğru gidiyoruz ki işaretlerini verelim..
İşaret demek bile abes işte 24 Haziran 2018 tarihinden bu tarafa yüzde 40, Un yüzde 36,salça süt yüzde 18 artmış,doğal gaza yüzde 39,elektriğe yüzde 30 zam gelmiş. Döviz kurundan bahsetmeye gerek var mı?
Daha kötüsü milli paramız TL ,Dolar karşısında son altı ayda yüzde 30 değer kaybetmiş..
Üç milyon insan Türk-iş’in açıklaması asgari ücretle geçiniyor ve 12 milyon insana bakmak zorunda ise, işte al sana bal gibi kriz.
Bir Asgari ücretli ayda 265 dolara çalışıyor.
Yalnız Türk-iş’in rakamları resmi rakam, 30 milyon çalışanın içinde asgari ücretle çalışan insan sayısının 7-8 milyon ile ifade ediliyor. Çünkü ülke ekonomisini yüzde 45’i kayıt dışı.
Bir toplum ürettiğine yabancılaşmış ve alım gücü de temel ihtiyaçlarını almaya yetmiyorsa,bu krizin ta kendisidir..
Ekonomik kriz yok diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan ve onun tayfası bir aylık asgari ücret ile dört nüfuslu bir ailenin ihtiyaçlarını karşılasın, bizde tüm iddialarımızdan vazgeçelim olay bu kadar basit.
Ekonomik kriz toplumun bir avuç tuzu kuru olan insanın dışında,kitlelerin kapı komşusu olmuş durumda,siz ne daralmadan bahsediyorsunuz.
Tarım durma noktasına gelmiş,daha fındık taban fiyatı ve şeker pancarının kilosu açıklanmadığı gibi meyve ve sebzenin dışında Ay Çiçeği,pamuk ve kuruyemiş olmak üzere tüm tarım ürünlerini ithal eder duruma gelmişiz.
Siz hale ekonomide kriz yok psikolojik diyorsunuz.
Türkiye iki binli yıllara kadar dünya da tarımda kendi kendine yeten 7 ülkeden birisiydi..
Şimdi Türkiye dünyanın 104 ülkesinden tarım ürünleri ve canlı hayvan ithal eder duruma geldi.
Akp’nin uyguladığı tarım politikasına bakar mısınız; 7 kilo buğday satan çiftçi, 1 litre motorin alacak,devlet buğdayın tonunu üreticisinden 800 TL ‘ye alıyor,bir ton gübreyi de buğday üreticisine 2 bin 400 TL’ye satıyor,dışarıdan da tonu bin 400 TL’ye buğday ithal ediyor.Bu köylüyü, çiftçiyi bitirmez de ne yapar.
İthal ettiğimiz tahıl ürünlerine bakın sanki bu topraklarda yetişmiyor nohut,kuru fasulye,yeşil mercimek,barbunya,Buğday,mısır,arpa ve pirinç,ay çiçeği,pamuk,kuru yemiş ithal ediyoruz hem de binlerce ton,sıra şekere geldi.
Türkiye ithal ettiği tarım ürünlerine yılda 11 milyar dolar ödüyor.
Türkiye İstatistik Kurumu 2018 yılının ilk üç aylık dönemine ilişkin dış ticaret verilerini açıkladı:
2018 yılının Ocak,Şubat,Mart döneminde kırmızı et ithalatında yüzde 675,Canlı Hayvanda yüzde 142,Buğdayda yüzde 148 artış oldu.
TÜİK’in verileriyle devam edelim; 2018 yılının üç aylık döneminde 1 milyon 987 bin ton buğday ithal ederken,karşılığında 421.5 Milyon dolar ödemişiz.2017 yılının aynı döneminde 801 bin ton buğday ithalatı için ödenen meblağa 167.6 milyon dolar ödenmiş.Bir önceki yıla göre bu yılın ilk üç ayında 1 Milyon 187 bin ton daha fazla buğday ithal ettik..
Devam edelim,Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aldığı bir kararla Resmi Gazetenin 15 Ağustos 2018 Tarihli sayısında yayınlanan karar sonucu;Toprak Mahsulleri Ofisi’ne (TMO) sıfır gümrükle 750 bin ton buğday,700 bin ton arpa,700 bin ton mısır ve 100 bin ton pirinç ithal etme yetkisi verilmiş.
Türkiye 2018 yılının sonuna kadar 2 milyon 737 ton buğday ithal etmiş olacak.
Bir ülke düşünün hem de tarımda dünyanın en verimli topraklarına sahip olacak sadece Konya ovasının Hollanda’nın yüz ölçümüne,Urfa Ceylanpınar Devlet Üretme çiftliğinin yüz ölçümü Belçika’ya eşit olacak ve siz tarım ürünleri ithal edeceksiniz..
Bunun adı beceriksizliğin ötesinde birilerini tarım ürünlerini ithal etme yoluyla zengin etmek, değil de ne olabilir?
Erdoğan bir konuşmasında artık para topraktan kazanılmıyor demişti ama Erdoğan’ı yönlendirenler şunu hatırlatmayı unutmuş olmalı; evet para sadece topraktan kazanılmıyor ama hiç bir canlı da topraktan başka bir yerde yetişmiyor?
Herhalde onu da ekonomik krizin siyasi krize dönüşünce anlayacaklar.
Erdoğan ve tayfası kriz deyince anladıkları; emekli ve kamuda çalışanların maaşlarının, devletin ödeyemediği olarak mı anlıyor?
Tarım ölmüşte ağlayanı yok bu ülkede.
Erdoğan ve kankası Yerli ve Milli duruşlarında samimi olmadıklarını tarım politikaları ortaya koymuyor mu?
Ekonomik krizin nedeni demokrasi ve hukuktan uzaklaşmanın sonucudur.
Ben yazıyı sonlandırırken haberlerde elektriğe ve doğal gaza yüzde 9 zam geldiğini veriyorlardı..
Yazımıza mizahla noktayı koyalım;Ekonomik kriz yok daralma var diyorlar o zaman eğlenmeye başlayalım sefam olsun, aşk soldan güzellik sağdan çalkala yavrum çalkala.
Yorum Yap