- 14.10.2017 00:00
Akp genel başkanı Erdoğan dost tanımakta mı zorlanıyor yoksa dost dedikleri mi, dost söyleyeni ciddiye almıyorlar.
Siyasal literatürde bu kadar dost ve kardeş dediklerinin düşmana dönüştüğü bir devlet adamı var mı, Erdoğan’ın dışında acaba?
ABD’nin Türk vatandaşlarına vize vermeme kararı alması ortalığı toz duman etti.
ABD’ye karşı hamasetten geçilmiyor dünya bize düşman.
İlk efelenmelerini ABD’nini Ankara büyük elçisine yaptılar ama baktılar ki hava karboran ihtidal çağrılar yapmaya başladılar.
Peki bu Trump ABD’de başkan seçildiğinde yandaş medya neredyse tamamı aynı manşetle çıkmadı mı ‘Türk dostu seçildi’ diye.
Ya Erdoğan’ın dostum Trump sözlerini ve görüntüleri nereye koyacağız.
Akp genel başkanı Erdoğan kime dostum-kardeşim dediyse düşmana dönüşüyor..
Bizim partili cumhurbaşkanımızın böyle istisna bir yeteneği var hakkını teslim edelim.
Şöyle kısaca bir hatırlatmak babında Erdoğan kimlere dostum,kardeşim dedi ve daha sonra ey diyerek hadlerini bildirmeye kalktıklarının kısa bir fikri takibini yapalım.
Esat kardeşimizdi, hatta bakanlar kurulunu Şam da topladık,Esat ve Erdoğan aileleri beraber yemeler, içmeler,gezmeler magazin medyanın gündeminden düşmüyordu.
Sonra malum durum Esad, Eset oldu ve gelinen kanlı süreç ortada.
Almanya Başbakanı Markel’e de dostum dedi sonra Almanya için dediklerini hala hafızalarda, Berlin’in ne Hitleri kaldı ne de Nazi artığı.
Ya Rusya ve Putin kavgası.
Rusya’nın uçağını düşürdük angajman kurallarını ihlal ederseniz tekrar düşürürüz diye bir efelenme de, Putin’e çekti Erdoğan, Eyy Putin haddini bil haddini sen kim oluyorsun,diye..
Ardından dostum Putin’e nasıl gelindiğini yazılı özür dilemeler sonucunu hep birlikte gördük.
Rusya’nın Ankara Büyük elçisi Karlav’un bir suikastla öldürülmesi sonucu Moskova Ankara’yı teslim aldı, Putin ne dediyse Erdoğan imzaladı ve peşinden ayrılmıyor.
Rusya biz PKK’yı terör örgütü görmüyoruz dedikçe Ankara duyan kulağının üstüne yatmaya devam ediyor.
Erdoğan’ın Irak merkezi yönetimine sen benim kalibremde değilsin,Kıratımda olamazsın sen kim oluyorsun,haddini bildirmelerini, Bağdat’a çıkışmalarını da hatırlatalım.
Şimdi Erdoğan muhatabımız Irak merkezi hükümet diyor, Irak Kürdistan yönetiminin referanduma gitmesinden sonra..
Ya İsrail ile Mavi Marmara gemisi çatışması sonucu bütün diplomatik ilişkiyi kestik..
Erdoğan bir Cuma namazı çıkışı İstanbul’da; ben iktidarda olduğum sürece İsrail ile hiçbir düzeyde ilişki olmayacak diye açıklama da bulundu kameralar karşısında..
Sonra İsrail ile Ankara hattında tekrar diplomatik ilişki kurulması ve İsrail ile tarihsel dostluğumuz var açıklamalarını, nereye koyacağız.
Mısır’ı konuşalım mı ne dersiniz?
Şimdi Mısır ile diplomatik ilişki kurmak için Ankara’nın denemediği yol kalmadı ama Mısır devlet başkanı Sisi özür dilenmezse, görüşmem diye beyanda bulunuyor.
AB üyesi ülkelerle yaşadığımız siyasi krizleri sıralamaya gerek var mı,Hollanda,Avusturya ile yaşadıklarımızın külü soğumadı.
Şimdi ABD ile olan ilişkilerimiz öyle gerildi ki gerçekten nasıl bir siyaset izleyecek Erdoğan çok merak ediyoruz.
ABD hangi ülkelere vize uygulaması yapıyor bir göz atalım: Sudan,Somali,İran,Libya,Çad, Kuzey Kore, Kamboçya’dan sonra Türkiye’yi de ilave etti.
Geldiğimiz yere bakar mısınız bu ülkelerin hiç birinde ne demokrasi var ne de evrensel hukuk,hepsi tek adam rejimi ile yönetiliyor.
Vize kriziyle ABD medyasında çıkan haber ve analizlere bakıyoruz; Türkiye artık ABD’nin bir müttefiki değil sıradan bir Orta Doğu ülkesi yayınları yapılıyor.
Erdoğan için ağır bir iddia ise;başta AB ülkelerinden başını çeken Almanya olmak üzere hiç bir seçimle gelmiş siyasetçiye uyarlanmayan REHİNE’ci yakıştırması yapılıyor.
Rehineciliği şu gerekçelere dayandırıyorlar..
Demokratik yoldan siyaset yapanların teröristlikle suçlanmalarını gerekçe gösteriyorlar.
Erdoğan artık Türkiye’de demokrasi ve hukuk yolu ile sorunları çözmüyor OHAL’e dayandırarak KHK’ lerle ülkeyi yönetiyor..
Örnek olarak ta muhalefete yapılan baskılar,düşünce ve medya özgürlüğünün olmadığı,gazetecilik yapmanın artık Türkiye de suç sayıldığı gibi,iddialar yabana atılacak iddialar olmasa gerek.
Seçilmiş milletvekillerinin ve belediye başkanlarının KHK’ lerle tutuklanması ve görevden alınması; kendi partisinden de olsa Erdoğan’ın istemediği seçilmiş belediye başkanları İstifaya zorlanıyor bunların başında da Kadir Topbaş geliyor..
Erdoğan kendi partisinden istifa ettirdiği belediye başkanın yerine belediye meclis üyelerinin seçimiyle belediye başkanını seçtirirken;BDP’li belediye başkanlığından alınarak hapse atılan belediye başkanlarının yerine bürokrasiden kayyum atanması, demokrasilerde kabul edilecek bir durum değil.
FETÖ aldattı bizi milletimiz ve rabim afetsin,Barzani güvenilir biri çıkmadı,Esad kardeş gibi hareket etmedi,Trump’ta bizi yanılttı.
Biz bu değerli yalnızlığa nasıl geldiğimizin samimi bir itirafını ne zaman yapacağız.
Trump ABD’de başkan seçilince dostumuz olduğunu manşetlerden verdik,birinci haber olarak girdik ve neredeyse zil takıp oynamadığımız kaldı.
Peki Trump nasıl ekşimsi bir tada dönüşerek Turp oldu?
Devlet adamlığı ciddiyet ister ver papazı al papazının diplomaside yeri yoktur.
Bir ülkenin büyüklüğünün tartışılmaz kriteri dış politikadaki ağırlığı ile ölçülür,hamasetle değil.
Yorum Yap