Toplum olarak israfçıymışız

  • 6.02.2016 00:00

 Ben aşağıda belirteceğim konuya başlık atıp  yazıyı yazmaya başlamıştım ki; birden ülkenin gündemi 30 Kasım 2016 tarihinde saat 20:00 sularında bir felaketle değişti.. Adana/Aladağ ilçesinde Süleymancılar Tarikatına mensup  kız öğrenci yurdunda çıkan yangında yaşları 11 ile 14 arasında değişen 11 kız çocuğu ve bir eğitmenin vahşice  yangında  yanarak öldüğü haberleri ve  görüntüleri düştü ekranlara.

Bu toplu öğrenci yangın olayı da, diğer yangında ölenlerin akibetinden farklı olmayacak ve kapanıp gidecek. Unutmayalım devlet erkanı cenazeye katılacak görkemli toplu kalabalıkların katıldığı bir cenaze merasimi düzenlenip hepsini cennetlik olduğu ve takdiri ilahi diyerek kapatılacak. Dileriz yanılırız da bu öğrenci katliamının sorumluları hak ettikleri cezaları çeker diyelim; Türkiye eğer AB standartlarında bir demokrasiyle yönetilip hukukun denetiminde olsaydı bu kız çocuklarımız yaşıyor olacaktı.

Geçmişte yaşadıklarımız bunu gösteriyor da ondan karamsarız.

Bundan sekiz yıl önce 1 Ağustos 2008 yılında Konya’da Kuran Kursu Kız Öğrenci yurdunda LPG tankından sızan gazın patlaması sonucu 1’i personel 17 çocuk ölmüş, 29 çocuk ta yaralanmıştı. Bu davanın üzerinden sekiz yıl geçti ve hala sürüyor bir arpa boyu yol alınmadığı gibi bir tek kişi bu davadan tutuklu değil. Yine 3 Aralık 2015 tarihinde Diyarbakır’ın Kulp ilçesine bağlı  Karaağaç Köyünde Kuran Kursu binasında çıkan yangında 6 çocuk öldü, Diyanet İşler Başkanı(DİB) ölüm Allah’ın takdiri, Hak bu şekilde takdir etti ve aldı, ölen çocukları hükmen şehit ilan etti.. Bu olayın akıbeti de diğerlerinden farklı olmadı ve kapanıp gitti.

İş cinayetleri ise başka bir vahşeti gösteriyor ülkede; AKP’nin 14 yıllık iktidarında 17 bin işçi öldü, bu iş cinayetleri  AB’nin 28 ülkesinde olan iş kazalarının  tam 7 katı.. Soma’da 2014 Mayıs ayında 301 işçinin ölümünü Erdoğan bu işin fıtratında var demişti hatırlarsanız. Soma Maden ocağında ölen  301 işçinin akıbetini soran var mı? Onun için umutsuzuz .

Biz  yazımıza başlık attığımız konuya dönelim.

Toplum olarak israfçıymışız.

Bunu Cumhurbaşkanı Erdoğan söylemiş bir toplantıda: ”hayata baktığımız zaman israf ekonomisi almış başını gidiyor;bir aile içinde bir değil iki değil üç arabanın bulunmasına sitem etmiş.”

Söyleyene bakın demeyin sakın ısrafdan söz eden bin 150 odalı saray yaptırır mı,uçağında mersedes arabasını taşır mı(özel Maakam arabasını Şili’ye götürmştü) diye sitem etmeyin,kendisi savurganlık yapsa da halkının israf yapmasına gönlü razı gelmiyor.Anladığımız kadarı ile Hocanın dediğini yapın da  yaptığını yapmayın  nasihatında bulunuyor Cumhurbaşkanı.

Bundan yedi ay önce 2016’nın Mayıs ayında   Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın  tam tersi bir açıklaması var: bizim ülkemiz bir refah içerisinde hem beefendinin arabası var hem de eşinin demişti. Bu tezatlık ne diye sormayın,bizde fıkra gibi ata sözleri vardır ‘ele verir talkını kendi yutar salkımı’ diye..

Bir ülkede saltanatın kriterlerini nereden anlarsınız?

Yeryüzüyle kaşılaştırarak.

Bunlardan biri siyasetin bir ülkede siyaset üstünden başta kendini,eşini, dostunu ve etrafını  nasıl zenginlik yarattığını.Milletvekillerinin emekli maaşı belriler.

Dünyanın hiç bir ülkesinde Türkiye’den başka 2 yıl milletvekilliği yapıp ta 3 bin dolar emekli milletvekilliği maaşı alan bir sistem yok.

Türkiye’de sistem siyasete gireni zenginleştiriyor,bugüne kadar milletvekili olmuş ve belediye başkanlığı yapıp ta bir tane fakirleşmiş kişiyi gösteremezsiniz.

Örneği Erdoğan.

1994 yılında Erdoğan İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığını kazandığında koltuğuna oturmadan basın toplantısı düzenleyip;mal varlığı olarak parmağındaki alyansı gösterdi; eğer bir gün zengin olursam bilinki Recep Tayyip Erdoğan haram yemiştir diye iddiada  bulunmuştu.2015 yılında  Erdoğan’ın mal varlığının 1 milyar doalr olduğunu ünlü iş adamı Rahmi Koç açıkladı.Erdoğan’da bu sözü yalanlamadı ve bizim aile gıda şirketlerimiz var dedi..Bir Oğlunun 6 gemisi olduğunu ve her geminin 30 milyon dolar değerinde olduğunu bunlara gemi denmez gemicikler dediğini Erdoğan canlı yayında katıldığı yandaş  bir televizyonda söyledi.

Saltanata karşı çıkanlar saltanatı yıkar.

Saltanat bizde devlet eliyle yürüyor. Erdoğan tasarruf için vatandaşlarına çağrı da bulunup araba saltanatına son verin diyor ama devletteki araba saltanatını ise gündeme getirmiyor.

İşte beş ülke deki  kamuda araç sayısı  saltanatı!.

-Türkiye’de kamuda makam araçları da dahil toplam araç sayısı 125 bin.Yalnış okumadınız tam  yüz yirmi beşbin yazıyla yazalım.

-Almanya’da kamuda araç sayısı 15 bin.

-İngiltere’de 12 bin.

-Japonya’da 10 bin.

Fransa’da        9 bin.Bu zengin dört ülkedeki toplam kamu araç sayısı 46 bin iken,bizde ise 125 bin..

 Devlette bu kadar bir araç saltanatı olur da vatandaş bundan geri kalır mı?

Bir insan söylediklerini kendisi yapmıyorsa karşı tarafa bunu yaptıramaz, daha açıkça söyleyelim insan söylediğine kendisi inanmıyorsa karşısındakine  inandıramaz.

Erdoğan’ın vatandaşa tasarruf çağrısının bir karşılığı yok.

Amiyane tabirle sen kendine bak derler.

Bir de son günlerde doların freninin patlaması karşısında Cumhurbaşkanı Erdoğan vatandaşa dolarınızı altına çevirin veya TL’ye dönüştürün diye çağrıda bulunuyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu çağrısınında vataandaşta karşılığı yok.

Neden mi?

Para yok ve geçim sıkıntısı had safhada işte tablo:

-1 Milyon insanın açlık sınırında,15 Milyon insanın yoksulluğu yaşadığı ve günde iki dolar ile geçindiği bir ülke burası..

-6 milyon işsizi olan..

-20 Milyon çalışanın 11 milyonu asgari ücretle çalışıyor,Doların 3.5 Tl olduğu bir yerde asgari ücretli 371 dolar maaş alıyor..

- 12 Milyon emekli maşşını da emeklilere sormak gerek, yastık altında tuttuğunuz  dolarlarınızı ve Eronuzu niye TL’ye çevirmiyorsunuz veya altın almıyorsunuz diye.Bu tablo içerisine giren insanlar nasıl ısrafçı oluyor?

Sayın Cumhurbaşkanı eğer siz  dolara karşı TL’yi değerlendirecekseniz, köprü geçişlerini neden dolar üzerinden belirliyorsunuz?

Yavuz Sultan Selim ve Osman Gazi(körfez) köprülerinden geçişler dolar üzerinde değil mi?

Yukarıdaki sorularımızı yanıtlayın söz veriyoruz; bizde şuan  olmayan bir gün olursa dolarlarımızı TL veya altına yatıracağız.

Kimse kusura bakmasın ama yukarıdaki tabloya bakarak, yastık altındaki dolarlarınızı TL’ye veya altına çevirin demekle, toplumla alay etmek olmuyor mu?

OHAL kalkmadan, ülke demokratikleşme yolunda adım atmadan bu ülkede ne refah olur ne de huzur.Ne turist gelir,ne yabancı sermaye uğrar varolan yabancı sermaye de çıkış yapar,doların ateşi de düşmez.

Not:OHAL’den sonra  hukuki hiç bir dayanağı olmayan KHK’lerle,155 gazete, televizyon,radyo,dergi ve yayınevi kapatılmış,375 derneğin kapısına kilit vurulmuş, 142 gazeteci tutuklanmış, 2 bin 500 gazeteci işsiz kalmış,700 gazetecinin basın kartı iptal edilmiş.HDP’li 10 milletvekili ve 35 BDP’li  Belediye başkanı tutuklanıp cezaevlerine atılırken yerlerine de kayyum atandı.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums