PELİKAN DOSYASI DOKUNULMAZLIK KAVGASI VE MÜSAMERE BAŞBAKANIN GİDİŞİ

  • 9.02.2016 00:00

 Pelikan dosyası ve Mecliste HDP’lilerin dokunulmazlığı üzerine yazıya hazırlanırken; geldiğinden beri müsamere Başbakanı olarak bilinen Davutoğlu’nun başbakanlıktan düştüğü haberleri bomba etkisi yarattı doğal olarak. Bu haber aslında beklenen ve  çokta bir sürpriz değildi çünkü; Davutoğlu Cumhurbaşkanımızla aramızda milim fark yok dedikçe Erdoğan Müsamere başbakanını yalanlıyordu ama müsamere Başbakanı hiç oralı olmuyordu, en sonunda Erdoğan  yetkilerini elinden alınca teslim oldu.

Spor kulüplerinde bir gelenek vardır, takım  kötü sonuçlar aldıkça antrenörün gönderileceği haberleri basına yansıyınca; kulüp başkanı antrenörümüzün arkasındayız demeye başladığı zaman bilin ki antrenör gönderilecek demektir.. Bu bizim siyasette de geçerli. Erdoğan Müsamere Başbakanını görevden almadı ama MYK üstünden yetkilerini tırpanlayınca, Davutoğlu görevi  kendiliğinden bırakmak zorunda kaldı. 28 Şubat darbesini çağrıştıran bir darbeyi daha yaşadık.. 28 Şubat’a karşı olan Erdoğan yapıyordu 4 Mayıs 2016 tarihinde  bir benzerini, hem de kendi atadığı başbakanına.

İster istemez ülke gündemi bu gelişmelere kaydı ve 22 Mayıs 2016 tarihinde AKP’nin olağanüstü genel kurulu yapılacak ve Erdoğan’ın atadığı genel kurulun onaylayacağı  kaçak Saray talimatıyla hareket eden bir genel başkan seçilecek ve başbakan olacak .Müsamere Başbakanı da bu kongrede aday olmayacağım dedi, bir de aday olacağım deseydin sıkılmadan..

Değişen hiçbir şey olmayacak ve yine Erdoğan’ın talimatlarını yerine getiren her alanda ve her ortamda başkanlığı savunursa gelecek olan Başbakan, başkanlığa geçene kadar görevde kalır, savunmazsa ona da yol gösterir Kaçak Saray’ın sahibi.

Davutoğlu’nun basın toplantısı yaparak görevi bırakmasında yaptığı konuşması hiçbiri dişe dokunur ele alınıp yorum yapılacak bir konuşma değildi; çok komik bir konuşmaydı, soru da almadan konuşmasını otuz yedi dakikada  bitirdi. O zaman soru almayacaktın da, niye basın toplantısı yapıyorsun bir yazılı açıklamayla geçiştir gitsin. Hâlbuki  ülkenin güneydoğusunu kan revana çevirmiş Kürtlerin evlerini başına yıkmış ve yerle bir etmiş ;ülkenin dış politikasını duvara toslatmış, selam vereceğimiz bir tane komşu kalmamış, bunun adına da ‘değerli yalnızlık’ koyan kişidir Davutoğlu. Esad’a altı ay ömür biçiyordu Davutoğlu ama Suriye iç savaşının üstünden beş yıl geçti Esad iktidarını güçlendirerek sürdürüyor, Esad’a siyasi ömür biçenin siyasi ömrü bitti, ne tuhaf bir durum değil mi?

Aslında bu gelişme sosyal medyaya düşen pelikan dosyası veya pelikan bildirisinin ‘REİS-HOCA’ ilişkisinin sıkıntılarının  dolaşması Hoca’nın gidiş habercisiydi.

Erdoğan Davutoğlu arasında su yüzüne vuran ve medyaya sızdırılan adına da “pelikan dosyası” olarak adlandıran yetki kavgasının sosyal medyadan ortaya saçılınca; müsamere Başbakanı Davutoğlu’nun da görevi sona ermiş oldu.

Diğer bir gündem maddesi ise HDP’li milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması üzerine oluşan MGK talimatlı planlı operasyonu, komisyonda sokaklarda görülmeyecek kadar TBMM ‘de süren kavganın ekranlara yansıması ve HDP’lileirn dokunulmazlığının kaldırılması için AKP,MHP,CHP ittifakı, uzlaşmanın olmayacağını, siyasetin bittiğini ve şiddetin hakim olduğunu gösteriyordu.

Pelikan dosyasını okuduğunuzda neler  olmuş ta haberimiz yokmuş,Davutoğlu basın hayatına yeni atılın Karar gazetesini örtülü ödenekten destek vererek kurdurduğundan tutun da çözüm masasının Erdoğan tarafından nasıl  devrilmesine  kadar gidiyor. Erdoğan’ın artık Davutoğlu’nun taşımayacağını iç ve dış politikadaki  farklı düşünceleri iyice su yüzüne çıkmış olduğunu herkes biliyordu da;bir tek müsamere başbakanı Cumhurbaşkanıyla aramızda milim fark yok demesi  çok tuhaf bir durumdu. AKP’nin sosyal medyadaki trolleri ve havuzdan beslenenler arasında kendilerini hocacılar ve reisçiler diye ikiye ayrılmalarını, bunu da  pelikan bildirisiyle kamuoyu ile paylaşarak itiraf etmeleriydi.

Hoca ne diyor Reis ne diyor hatırlatalım:

Hoca diyor ki, Rus uçağının düşürülmesi emrini ben verdim, Ruslar angajman kurallarına uymadığı için..

Reis diyor ki, Rus uçağını askeriyenin içindeki Paralelci pilotlar düşürdü, Türkiye’yi zor duruma düşürmek için.

Hoca diyor ki, gazetecilerin  Can Dündar Erdem Gül olmak üzere kimsenin tutuklanmaması gerekir,tutuksuz yargılanmalarından yanayım.

Resi diyorki, tutuklu gazeteci ve akademisyen yok bizde; cezaevinde tutuklu olanlar  gazetecilik kisvesi altında  casusluk yapanlar, terör örgütü üyeleri veya terör örgütüne yataklık edenler diyor.

Biz bunları hatırlattıktan sonra ülkenin iç savaşa sürüklenmesine yol açacak AKP’nin başını çektiği ve MHP ve CHP’nin de destek verdiği HDP’lileirn dokunulmazlık meselesine dönelim.

Bu dokunulmazlık nereden çıktı?Siz AKP hükümeti olarak üç yıl PKK ile görüşmediniz mi, PKK ile size   aracılık yapanlar bugün terör örgütünün meclisteki temsilcileri dediğiniz Kürt milletvekilleri değil miydi?

Peki kim dedi HDP’lilerin dokunulmazlığını kaldırın?

Açıkça söyleyelim HDP’li milletvekillerinin dokunulmazlığının kararı askerlerin önerisiyle  MGK ‘unda alındı. Bunun aksine kimse iddia edemez bu iddiayı da kimse yalanlayamaz.

MGK’da alınan kararın ardından Genele kurmay başkanlığına CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu  çağrıldı ve  HDP’lileirn  dokunulmazlıklarının kaldırılması  konusunda AKP’nin önerisine destek vermesini istediler, Kılıçdaroğlu’da okey dedi.

CHP’nin genel kurmay başkanlığına çağrıldığı iddiası bugüne kadar onlarca yazıldı-çizildi ama bu iddiayı  CHP yalanlamadı.

Askerlerin geçmişten beri Kürtlerin parlamento da temsil edilmesini içselleştirmediğinin çok olumsuz örnekleri var.Kürt milletvekillerinin katıldığı resmi hiçbir resepsiyona Askerler katılmadı. Askerlerin düzenlediği resepsiyonlara Kür milletvekilleri davet edilmedi, davetsiz gelenleri de askerler  kapıdan geri çevirdiler. Bir hatırlatma Diyarbakır’da bir resmi bayramda bir Kürt belediye başkanı protokolde yer almak ister Valinin de bulunduğu ortamda, bir subay belediye başkanını protokolden çıkartır;Belediye başkanı beni kovamazsın ben halkın oylarıyla seçilmiş birisiyim dediğinde;subay, sen kim oluyorsun biz Başbakan asmış bir kurumuz diye karşılık verir.

 Çözüm sürecinde Akil insanların bir raporu yayınlanmıştı ve en fazla anadilde eğitim talebinin öne çıktığını vurgulamışlardı ama dönemin genelkurmay başkanı Orgeneral Necdet Özel  biz anadilde eğitimi kabul edemeyiz diye basına açıklama  yaparak bu talebin önünü kesti ve Erdoğan’da anadilde eğitim konusuna bir daha hiç değinmedi.

17/25 Aralıktan sonra  Erdoğan askerle anlaşarak, devlete yaptığı sivil darbe ile Ergenekon davasının düşmesi sonucu; Kürt sorununu askerlere devretti, şuan bölgede  Kürtlere  Cumhuriyet tarihinin en kanlı,vahşi ve  şiddet  politikaları uygulanıyor.

Erdoğan’ın  Askerlerle anlaşmasının sonucu,Kürt milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması için yapılan ittifakta bunu göstermiyor mu?

Erdoğan tarafından Müsamere Başbakanına yapılan darbeyi; Davutoğlu’nun başkanlığı öne çıkartmaması, paralelcilerin üzerine gitmemesinde istekli olmaması ve Kürt milletvekillerinin dokunulmazlıkları konusunda  ağırdan alması  üzerinden de okunabilir.

Cumhuriyet Gazetesi Genel yayın yönetmeni Can Dündar’a yapılan  silahlı saldırının da Kaçak Saray tarafından  muhalif basından seçilmiş bir hedef olduğunu bilmeyen yok gibidir hatta gibisi bile fazla.

Gerçeğin bir gün ortaya çıkma gibi bir huyu olduğu unutulmamalı.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums