Kendini birilerine kullandıranlarında son kullanma tarihi vardır

  • 18.04.2016 00:00

 Gazetecilik demokrasilerde etkili bir meslek olduğu gibi popüler de bir meslektir, yazarlığı gölgede bırakan bir meslektir tanınmışlık babında  söylüyorum. Her gün yazılı ve görsel medyanın içine olmanız, hele görsel medya da çalışıyorsanız bu gazeteciyi daha da popüler yapar. Bir de  mesleğinizi evrensel anlamda yapar  etik kurallarını yerine getirirseniz büyük itibar görürsünüz.

Bir ülkenin demokratik olup olmadığının kriterini medya ve düşünce özgürlüğü belirler. Onun için medya demokrasilerde dördüncü kuvvettir. Medyanın saygınlığını ilkeli gazetecilik yapan gazeteciler sağlar.

Mesleğinizi evrensel boyutta yapmazsanız madara olur en sevdiklerinizin yüzüne bakamaz ve sokağa da çıkamaz hale gelirsiniz.

Gazetecinin en tehlikelisi ve itibarsızı tetikçiliği seçen, güçlüden ve  her dönemin adamı olan başta meslektaşları olmak üzere iktidarlara muhalif olanları fişleyenlerdir.

Gazetecilik üzerinden hayatını idame edenler başta birilerinin adamı  olmamalı, siyasette ikbal aramamalı ve akçeli işlerden uzak durmalı.

Siyasette ikbal arar,akçeli işlerin içine dalarsanız gazeteci olarak bir anda savrulur ve birilerine kendinizi kullandırmaya başlarsınız.

 Artık size gazeteci demekten çok tetikçi,yalaka,çıkarcı,kiralık kalemşor, muhbir  gibi isimler takarlar ve inandırıcılığınızı kaybettiğiniz anda,sizi kullananların sizin son kullanma tarihinizin  geldiğini sizi kapıya koyduğunda fark edersiniz. Eleştirmeye başlayınca da size  uyanda balığa gidelim,son kullanma tarihin geçti diye kafa yaparlar.

Kimden bahsettiğimi açıklayayım da okurlarım fazla meraklanmasınlar.

Kendini deve aynasında gören,küçük dağları ben yarattım,kraldan fazla kralcı kesilen ,bu toprakların tarihini bilmeyen,bu ülkenin elli beş yıllık askeri  darbe geleneğinin olduğunu hatırlamayan, her şeyin Erdoğan ile başlayıp Erdoğan ile devam edeceğini sanan;Erdoğan’ın bilinen Fuat Avnisi,12 Eylül’de darbeci generallere solcuları ifşa eden,Tercüman gazetesinin muhbircisi Ergün Göze’yi çağrıştıran,zavallı tetikçi Star gazetesinden kovulan besleme gazeteci sözüm ona  Cem Küçük’ten bahsediyorum.

Erdoğan’ın tetikçisi bu zavallıyla tanışıklığımızda vardır bir yazar ve yayıncı boyutunda.

Tanışıklığımız yanılmıyorsam dört yıl öncesine dayanır.

Profil yayın evinin sahibiydi, şimdi ne durumda bilmiyorum.

Bir arkadaş aracılığıyla tanışmıştım,beni aradı telefonla dosyayı mail yoluyla kendisine göndermemi istedi ve  ben de öyle yaptım, aradan iki ay gibi bir süre geçtikten sonra beni Cagaloğlu’nda ofisinde belirlediğimiz saate buluşmak için  davet etti.

Sıcak bir karşılamanın ardından hal ve hatırın peşinden çaylarımızı içerken bir yazar ve yayıncı olarak dosya üzerinde konuştuk.Romanımı sevdiğini çokta beğendiğini, hatta duygulandığını söyledi; bir işçinin kaleminden çıkması çok önemli benim için,babasının Zonguldak   maden işçiliğinden emekli biri olduğunu ben de bir maden işçisinin oğluyum, benim de bir işçi emeklisi olmamdan etkilendiğini söyledikten sonra;kitabı basmayı düşündüğünü kendisine biraz zaman tanımamı istedi.Kitabın dışında  AKP ve Erdoğan’ın siyaseti üzerine sohbetimiz sürdü  genelde düşüncelerimiz örtüşüyordu o dönemde.

Aradan birkaç ay geçince tekrar görüşmemiz için yine aynı adreste buluştuk ama bunda o kadar sıcak karışılmadığı gibi, önceden olmayan bir manzara vardı ofisinde;  Tayyip Erdoğan’ın resimleri ve çeşitli ortamlarda Erdoğan ile kendisinin bir arada olduğu büyük fotoğraflar duvarları süslüyordu.

Romandan hiç bahsetmiyor benim yazılarımın çok sert olduğunu AKP’ye ve Erdoğan’a çok acımasız saldırdığımı, hatta Ahmet Altan tarzında yazdığımı,Ahmet Altan’ın artık dolaylı değil direk PKK’ya hizmet ettiğini gibi sözlerle konuya girdi.

Ben de bu eleştirilerine cevap vermeden ilk önce romanı basıp basmayacağını sordum.

Basamayacağını aslında çok beğendiğini ama bütçesinin bunu kaldıramayacağını söyleyince;para vermemi istiyorsun diye sordum?Kitabını bassam senden para almam kesinlikle yanlış anladın dedi.Senin romanın raf kitabı değil fuar kitabı çok kalın, okuru ürküten ama çok içli bir roman gibi kendi içinde tutarlılığı olmayan sözlerle kısaca başka kapıya bak demeye getiriyordu bana.Hakkını helal et seni umutlandırdım ama olmadı yolun açık olsun deyip ayrılmadan, Erdoğan ve AKP’e hükümetinin politikalarını övmeye başladı.

Önceden beni yere göğe sığdırmayan adam gitmiş başka birisi karşıma çıkmıştı. Erdoğan  taraftarı bir televizyon kanalında program yapıyordu, benimle  televizyona da bir program yapacağını,kitaplarımı tanıtacağını  söyleyen kişi artık bir Erdoğan fanatiği, Erdoğan’ı eleştirenleri düşman gören bir yaklaşım içindeydi.

Bana önceden kendisinin  AKP ve Erdoğan için söylediği bir yorumu hatırlattım hani diyordun ya; Erdoğan’ın ve Akp’nin yapacakları bundan ileri gitmez ,kapasitesi ve entelektüel birikimi bunu taşıyamaz..AKP’de Erdoğan’da mezhepçi ve dinci bir parti,toplumun her kesimini kucaklayamaz,bakma Erdoğan’ın söylediklerine Kürt sorunu diye bir derdi yok, milyonlarca Alevi’yi yok sayıyor diyordun,ne oldu da tek kurtarıcı AKP ve Erdoğan oldu dediğimde? Dut yemiş bülbül kesildi. Fazla konuşmanın bir anlamı olmadığını  anladım ve müsaade isteyip çay ikramı için teşekkür edip ayrıldım.

Şimdi durup dururken bu Cem Küçük yazısı nereden çıktı demeyin.

Cem Küçük daha bir ay önce Erdoğan’a muhalif olan hatta dostane eleştir getirenlere bile ayar çekiyor,tehdit ediyor;yazıları ve sözleriyle hedef gösterdikleri meslektaşlarının işine son verdiriyor ve anında uygulanıyordu iktidar tarafından.Şu gazetecinin işi bitti artık, kendine iş arasın,şu gazeteci eğer böyle yazmaya devam ederse haddini bildiririz ,daha da ileri giderek sinek gibi ezeriz.Doğan medya grubuna Aydın Doğan’a ferman okuyor bu günleri  iyi daha zor günler bekliyor onları diyerek; böylesi tehdit eden yazılar yazıyor,havuz medyasının televizyon kanallarında ağdalı  sözleriyle parmak sallayan bir fenomen olarak medyanın gündemi oluyordu.

Boşuna dememiş atalar ne oldum değil ne olacağım diye sözünü aklınızdan çıkartmayacaksınız ve bir an da güvendiğiniz dağlara kar yağar ve bütün kapılar yüzünüze kapanır,en yakının seni tanımaz olur.

Cem Küçük ’ün Gazeteciliği tetikçilik yapanlara kapak olsun.

Kendini kullandıranların da son kullanma tarihi olduğunu gazetecilik yapanlar akıllarından çıkartmasınlar.

Kaçak Saray’ın sakinine biat edenlerin gazeteciliği biat ettiği sürece vardır, muhalif olduğunda kapıya konulacağı Cem Küçük bunun bir örneğidir.

Toplum olarak özlediğimiz gazeteci; uçağına bindiği Cumhurbaşkanı,Başbakan ,bakanlardan müsaade istemeden ve övmeden benim sorum şu diyerek, sorusunu soran gazetecileri arar olduk.

Böyle soru soranlar Erdoğan tarafından bir daha uçağa alınmıyor ama gazeteci olarak hatırlanıyor,tetikçi olarak değil.

Dikkat ederseniz güçlüye karşı soru soran gazetecilik tarihe karışmak üzere, böyle bir süreci yaşamıyor muyuz?

Yargının bağımsız, tarafsız ve yargı kararlarının uygulanmadığı ülke de demokrasi olmaz,özgür medya da olmaz.

Tetikçiden usta gazeteci mi olur, her tetikçi gazetecinin mutlaka son kullanma tarihi vardır.

-Davetlimsiniz,24 Nisan 2016 Tarihinde İzmir Kitap Fuarında ‘Sokak Kitapları’ standında saat 17 de Kitaplarımı İmzalayacağım, görüşmek dileğiyle. 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Resmi İlanlar

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums